AB zirvesi sonrası canlı yayında 'PKK çadırı' gerilimi

Brüksel'deki Türkiye-AB Zirvesi'nde anlaşma sağlandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB-Türkiye anlaşması sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Davutoğlu, zirvenin yapıldığı binanın yanına PKK'nin çadır kurmasına izin veren Belçika hükümetine sitem etti.

AB zirvesi sonrası canlı yayında 'PKK çadırı' gerilimi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.03.2016 - 19:25

Başbakan Ahmet Davutoğlu, zirve sonrası Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

DAVUTOĞLU BELÇİKA HÜKÜMETİNE SİTEM ETTİ

Konuşmasına "Bugün çok tarihi bir gün. Türkiye AB arasında bir anlaşmaya vardık" sözlerine başlayan Davutoğlu, zirvenin yapıldığı binanın yanına PKK'nin çadır kurmasına izin verilmesi konusunda şu sözleri söyledi:

"Biz görüşlerimizi paylaştık. Bugün şunun farkına vardık. Türkiye ve AB'nin kaderi aynı. 3 Milyon Euro sadece Suriyeliler için kullanılacak. Biz para pazarlığı yapmadık. Bu şekilde algılanmamalı. Bizim için önemli olan konulardan birisi de vize serbestliği. Biz üzerime düşeni yapacağız ve AB'nin de üzerine düşeni yapmasını bekleyeceğiz. 3 koşul Mayıs'a kadar bitecek. Bütün gelişmeler AB'siz bir Türkiye'nin olamayacağını Türkiye'siz için de bir AB olamayacağını gösteriyor.

"TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA AYRIM YAPMAMALIYIZ"

“Teröre karşı dayanışma konusu da çok önemli. Ankara’da 35 sivili öldüren bir terör örgütü. Düşünün Brüksel’de geliyor bir durağı patlatıyor. Bu terör örgütü aynı semboller ve bayraklarla burada gösteri yapıyor siz nasıl hissederdiniz. Biz acımıza saygı gösterilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Brüksel'deki PKK çadırı kaldırıldı

Erdoğan: Kimi aldatıyorsunuz, samimi olun!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da kurulan çadırla ilgili şöyle konuşmuştu:

"Belçika orada kalkıp onların paçavrasını dalgalandırmak suretiyle çadır kurmalarına izin verebiliyor. Bunlar dürüst değil, samimi değil. Bunlar ikircikli davranıyorlar. Bugün bayrağı indirmişler, posterleri kaldırmışlar, kimi aldatıyorsunuz. Dürüst olun, samimi olun. Karşınızda aldanacak bir Türkiye yok, bir Türk milleti yok. Bunu biliniz. Bunun adı teröre teslim olmaktır. Bunlar teröre teslim oldular."

Brüksel’deki AB-Türkiye 3. Mülteci Zirvesi’nde anlaşmaya varılmasının ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AB Komisyonu Başkanı Juncker'in düzenlediği ortak basın toplantısından satır başları şu şekilde:

'Tarihi bir an' mı?

AB ile varılan anlaşmayı "tarihi bir anlaşma" olarak niteleyen Davutoğlu "58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız" diye konuştu. Tusk ise "Tarihi bir an mı bilemeyeceğim ama bir açılım olarak görebiliriz ilişkilerimizi. Tarihçi olarak pragmatik bakmaya çalışırım, elbette bu anlaşma çok önemli. Peygamber değilim, kahin değilim ama çok önemli bir başarı diyebilirim. Pragmatik sonuçlar çok önemli olacak. Genel bir not olarak şunu söyleyeyim. Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz" dedi.

Tusk: Bu bir tesadüf değil, Avrupa
mültecilerin gelmek istediği bir yer

Avrupa'dan geri gönderilen mültecilerin yerine eşit sayıda mülteci alınacağını söyleyen Davutoğlu "Bu maliyet ve yükün paylaşımı da adil bir şekilde yapılacak. Projeler gündeme getirildi. 3 milyar Euro harcanmaya başlanacak mülteciler için. Bu üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro’luk takviye olacak" dedi. Konuya ilişkin konuşan Tusk ise "Vardığımız anlaşma kollektif bir şekilde göçmenleri gönderilmemesini öngörüyor. Bütün Türkiye’den Yunan adalarından gelenlerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda mutabakata varıldı" dedi. Mülteci kriziyle ilgili AB-Türkiye Zirvesi'ni değerlendiren Tusk, "Bizim standartlarımız sebebiyle buraya gelmeye çalışıyorlar. En hoş görülü toplum olduğumuz için. İşte bu yüzden bu anlaşmaya ihtiyacımız var aslında. Bu düzensiz göçü engellemek için buna ihtiyacımız var" dedi.

Türkiye ile bütçe politikasını içeren 33. faslın açılmasına karar verildi

Daha önce Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin veto verdiği belirtilen "Türkiye ile bütçe politikasını içeren 33. faslın açılmasına karar verildi" diyen Tusk "Kıbrıs  konusunda kaygılarını göz ettiğimzi bir anlaşma var. Kıbrıs meselesi konusuna da bakıldığında orta yol bulmuş oluyoruz aslında. Türk tarafına bakıldığında beklentilerimiz çok daha fazlaydı. Şuna inandım, hiçbir şey elde etmemiş olmaktansa böyle bir anlaşmaya varmış olmak önemli" şeklinde konuştu.

Vize serbestisi için 35 kriter

Vize serbestisi hakkında konuşan Davutoğlu, "Elbette en önemli unsur vize konusu. Geri kabul süreci başladığına göre vize muafiyeti doğal bir sonucudur bunun. Bu muafiyet umuyoruz ki Haziran ayı sonuna kadar sağlanacak" ifadelerini kullandı. Vize muafiyeti için toplam 72 kriterin olduğunu belirten Davutoğlu, "Bunların 37’sini yerine getirdik, 35 kriter kalıyor geriye. Mayıs başına kadar geriye kalan kriterleri karşılamayı umuyoruz. AB’nin de kendi üzerine düşeni gerçekleştirmesini bekliyoruz" diye konuştu.

Tusk: Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz

AB Konsey Başkanı Donald Tusk'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Öncelikle her göçmenin bireysel muamele görmesi gerekiyordu. Yani anlaşmanın bütün AB ve uluslararası hukuk unsurlarına uygun olması gerekiyordu. Vardığımız anlaşma kollektif bir şekilde göçmenleri gönderilmemesini öngörüyor. Anlaşmanın hukuki boyutuna gelince komisyona teşekkür ediyorum. Bütün AB üye devletleri açısından dengeli bir anlaşma var. Kıbrıs  konusunda kaygılarını göz ettiğimzi bir anlaşma var. Türkiye ile 33. faslın açılması yönünde karara vardık. Bütün Türkiye’den Yunan adalarından gelenlerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda mutabakata varıldı. Birebir formülü yapılacak. Genel bir not olarak şunu söyleyeyim. Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz.

"Liderler bu toplantıda Batı iş birliğinin altını çizdiler. Dün ben de sayın Cumhurbaşkanı ile konuştum ve desteğimi dile getirdim. Komik durumu görüştük dün gece. Bir takım öneriler ve tavsiyeleri görüştük. İklim konusunda konuştuk, Paris anlaşmasının uygulanması konusunu görüştük. Enerji güvenliği ve geliştirilmesi konusunu da görüştük.

"Tarihi bir an mı bilemeyeceğim ama bir açılım olarak görebiliriz ilişkilerimizi. İllegal geçişlerin önlenmesi açısından önemli bir gün olarak niteliyorum. Tarihçi olarak pragmatik bakmaya çalışırım, elbette bu anlaşma çok önemli. Peygamber değilim, kahin değilim ama çok önemli bir başarı diyebilirim. Pragmatik sonuçlar çok önemli olacak.

"Benim için de vardığımız anlaşma ilerleme tabii ki. Kıbrıs meselesi konusuna da bakıldığında orta yol bulmuş oluyoruz aslında. Türk tarafına bakıldığında beklentilerimiz çok daha fazlaydı. Şuna inandım, hiçbir şey elde etmemiş olmaktansa böyle bir anlaşmaya varmış. olmak önemli.

"Bir şey eklemek istiyorum. Bizler buradayız çünkü Avrupa, mültecilerin ana destinasyonlarından bir tanesi. Bizim standartlarımız sebebiyle buraya gelmeye çalışıyorlar. En hoş görülü toplum olduğumuz için. İşte bu yüzden bu anlaşmaya ihtiyacımız var aslında. Bu düzensiz göçü engellemek için buna ihtiyacımız var. Bu bir tesadüf değil, Avrupa mültecilerin gelmek istediği bir yer."

Davutoğlu: AB ile tarihi bir anlaşmaya vardık

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Bir kez daha ben şehitlerimize burada değinmek istiyorum, ruhları şad olsun. Tarihi bir gün çünkü bir yandan da Türkiye ve AB arasında anlaşma sağlandı. Bunun için de Tusk’a çok teşekkür ediyorum. Katkılardan dolayı. Beklediğimiz sonuç açısından bir başarı hikayesi değil sadece. Herkes kendi kaygılarını ve vizyonunu paylaştı bu süreçte. Türkiye ve AB’nin kaderi ortak. Bu bilgiler ışığında da Türkiye-AB katılım sürecini ele aldık, anlaşmaya vardık. İki taraflı ilişki kriz yönetimi ilişkisi değil, ortak vizyon ilişkisi. İnsani bir boyutu var bu ilişkinin bütün bu gösterdiğimiz çabaların amacı kadınların, çocukların, gençlerin ölümünün önüne geçilmesi.

"Avrupa ülkeleri de eşit sayıda göçmen alacak. Son derece adil ve teşvik edici bu. Bu yükün paylaşımı meselesi son derece önemli. Bu maliyet ve yükün paylaşımı da adil bir şekilde yapılacak. Projeler gündeme getirildi. 3 milyar Euro harcanmaya başlanacak mülteciler için.

"Bu üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro’luk takviye olacak. Elbette en önemli unsur vize konusu. Geri kabul süreci başladığına göre vize muafiyeti doğal bir sonucudur bunun. Bu muafiyet umuyoruz ki Haziran ayı sonuna kadar sağlanacak. Türkiye’nin yapması gereken 72 kriter var. Bunların 37’sini yerine getirdik, 35 kriter kalıyor geriye. Mayıs başına kadar geriye kalan kriterleri karşılamayı umuyoruz. AB’nin de kendi üzerine düşeni gerçekleştirmesini bekliyoruz.

"Barışçıl bir ortam yaratmaya çalışacağız. Türkiye ve AB arasındaki anlaşma önemli olacak. Teröre karşı dayanışma önemli. Hepimize karşı olabilir. Yaptığım görüşmelerde AB liderlerine teşekkür ettim dayanışmalarından ötürü. Ankara’daki son saldırıdan sonra iki başkent terör örgütleri tarafından hedef alındı 2 kez. Hem Paris ve Ankara’da omuz omuza teröre karşı yer aldık. Kaynağı ne olursa olsun. DAİŞ, PKK, DHKP-C olsun. Dayanışmaya ihtiyacımız var. Hayal kırıklığımı paylaşmak istiyorum. 58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız. 

"Son olarak Alman toplumuna baş sağlığı dilemek istiyorum eski meslektaşımın hayatını kaybetmesiyle alakalı. Kendisiyle çalışma onuruna ait olmuştum. Çalışkan bir diplomattı.

"Tabii ki eminim dünyada herkes mülteci krizini gözlemleyen herkes şunu kabul ediyor: Türkiye’nin mülteciler için yarattığı koşulları kabul ediyor. Türkiye’nin mültecilere tavrı için herhangi bir eleştiri gelmedi. 5 yıldır kamplar var mültecilerin yaşadığı, bu kamplar bir köy haline gelmiş halde. Okullar, bütün tesisler mevcut. Bugüne kadar herhangi bir eleştiri gelmedi uluslararası gözlemcilerden. Kentlerde yaşayan diğer mülteciler, Türklerle birlikte yaşıyor. Herhangi bir ırkçı bir yaklaşım olmadı toplumumuzda, bu bizim kültürümüz. Türkiye’nin başbakanı olarak seçimlerden sonra aldığımız önemli kararlardan bir tanesi, Türkiye’deki mületcilere çalışma izni vermekti. Bizim için zor bir karardı. Muhalefet belki eleştirmiştir ama yüzde 10 işsizlik varken bizim halkımız bu politikaya karşı çıkmadılar. Bunun farkındalar. Bu koşullar iyi planlanmış koşullar. En ufak bir şüphesi olan varsa gelsin görsün. Suriye’de olmayan göçmenlere karşı da aynı tavrı gösteriyoruz.

"İnsan olarak hareket etmemiz lazım.Bu insanlar baskının kurbanları, bu yaklaşımla baktığımızda üstesinden geliriz diye düşünüyorum. Mültecilere nasıl davranılır görmek isteyen varsa gelsinler görsünler.

"Bugün üzerinde mutabık kaldığımız anlaşma 15 gün önce teklif ettiğimiz anlaşma üzerine yapılan müzakerelerde gelinen bir nokta. Hem sorunlara cevap oluşturan hem de AB ile ilişkilere yeni bir imkan olarak değerlendirdik. Netice aldığımızı düşünüyorum. Bizim illegal göçü engelleyen ve yasa içinde mültecilerin Avrupa’ya gönderilmesini sağlayan olumlu bir netice. Bunu yaparken AB ilişkilerine yeni boyutlar katmaya çalıştık. Biz de gerekeni yapacağız, AB de yapacak. Gümrük birliğinin şartları da var anlaşmada. Önemli çalışmalar yapıyoruz. 17. fasıl açıldı, yeni bir atmosfer oluştu. Şimdi 33. faslı da açma kararı alındı. Diğer fasılların da açılması için sürecin hızlandırılması kararı alındı. Özellikle süreç hızlandırılacak. 33. fasıl kesinlikle açılacak, diğer fasıllar da hızlandırılacak. Bütün bu unsunlar ilişkilerimize yeni bir enerji katacağını düşünüyorum.

"Cevap verirken, bir hususi vurgulayayım. Belçika’ya veya dostlarımıza saygımı da ifade etmek isterim. Herhangi bir ulus söylemedim. Ancak bütün ülkelerden de teröre karşı mücadelede omuz omuza beklemek hakkımız. Bizi bazen zorlasa da, Avrupalı dostlarımıza yönelik eleştirilerimizin de onları rencide etmemesi lazım. 72 bin sayısına gelince, yanlış anlaşılan bir husus oldu. 72 bin sayısı Avrupa’nın toplam alacağı sayı değildir. Birebir değişim esnasında gidecek yasal göçün ilk aşamadaki rakamı. Tabii, bunun dışında AB’nin mültecileri yerleştirmesi konusunda bir kota söz konusu var, ayrı bir husus bu. Birebir değişim için 72 bin. Diğeriyse gelişmelere de bağlı olarak AB’nin ilan ettiği bir parçadır. Çok daha kapsamlı ve büyük bir projedir."

AB Komisyonu Başkanı Juncker: Toplamda
4 bin görevlinin derhal göreve
başlaması gerekiyor

Juncker'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Her türlü konuda çok açıkça konuştuk gayet dostça bir ortamda gerçekleşti. Türkiye ile AB arasında vardığımız mutabakat bu kurallara uygundur, hukuka uygundur. Bütün AB ve uluslararası hukuk normlarına uygundur. Göçmenler ve iltica başvurusunda bulunacaklar bireysel şekilde incelenecektir. Temyiz yolu açıktır. Dolasıyıla Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin beyanatı da anlaşınırdır. Komisyonun önerilerini sorgulamadığını ifade etmiştir. Zaten sorgulamamalılar, işin hukuki boyutu yeterince açıktır. Gayet yoğun bir şekilde mutabakata girilmiştir. Sayın genel sekreterin beyanatına atıfta bulunmak istiyorum. Yoğun bir şekilde birlikte çalıştığımızı belirtmek istiyorum. Aynen anlaşıldığı şekilde uygulanacaktır.

"AB’nin karşısında muazzam bir görev var. Yunanistan’ın önünde çok büyük lojistik bir sorun vardır. AB’nin karşı karşıya kaldığı çok zordur. AB’nin bu koordinasyonu gerçekleştirmesi çok önemldir.

"Gelecek altı ayda 280-300 milyon Euro’luk bir maliyet olacak. Bizlerin mutabakata varmış olmamız Türkiye ile başka konularda iş birliğini, Yunanistanla iş birliğimizi engellemeyecektir. Karşılıklı dayanışma içerisinde paylaşılan bir iş bölümü söz konusudur. Bu arada komisyon tabii ki bu diğer görevlerini de gerçekleştirmeye devam ediyor. Dün bir karar alındı, 30 milyonluk Yunanistan ordusuna destek kararı çıktı. Zaten göçmenler konusunda acil destek yardımlarını son yıldan bu yana Yunanistan’a gönderilmiş olan 180 milyona çıkarılıyor."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler