Ahmet Özal: Babam Köşk'te ölmedi
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, İstanbul'da basın toplantısı düzenledi. Babasının öldürüldüğü iddiasını tekrarlayan Özal, babasının Köşk'te değil hastanede öldüğünü savundu.
Adli Tıp Raporuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ahmet Özal, "Ben 10 sene boyunca Başbakanlık Köşkü'nü de Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü de gördüm. Benim şov yapmaya, dikkat çekmeye ihtiyacım yok, bu konuda hevesim de yok. Bunu yazan arkadaşlar, buraların kapısını dahi görmemiştir" diye konuştu.
Turgut Özal gibi Eşref Bitlis, Cem Ersever, Uğur Mumcu, Çetin Emeç ile Madımak ve Başbağlar olayların aydınlatılması gerektiğini kaydeden Özal, ancak bu ölümlere ilişkin dosyaların zaman aşımı nedeniyle rafa kaldırılmasından endişe ettiğini söyledi.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, faili meçhuller ve şüpheli ölümlerde kesinlikle zaman aşımı olmaması gerektiğini ifade ederek, ''Zaman aşımının Meclis'te, kanun değişikliğiyle kaldırılması gerekir'' dedi.
Ahmet Özal, Taksim'deki The Green Park Otel'de basın toplantısı düzenledi. Babası Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin iddialar konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle eleştirilere, hatta haksız iftiralara maruz kaldığını belirten Özal, bu nedenle, basın toplantısı düzenleme ihtiyacı hissettiğini söyledi.
Babam hastaneye götürüldüğünde yaşıyordu
Düzenlediği basın toplantısında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Ahmet Özal, Turgut Özal'a ait dikkat çeken bir fotoğrafı basın mensupları ile paylaştı.
Merhum Cumhurbaşkanı hastaneye götürülürken çekilen fotoğrafı basın mensuplarıyla paylaşan Ahmet Özal, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Ben size birşey söyleyeyim. Babamın hastaneye geldiğinde öldüğünü söylediler. Şimdi size bir fotoğraf göstereceğim. Bu fotoğrafı ben çekmedim. Bu fotoğraf babamın hastaneye girdiğinde yaşadığını gösteriyor. Ölmüş bir insan adım atamaz. Adım atıyor. Başı dik. Biri bunu bana izah etsin."
Merhum Özal'ın o sabah spor yapmadığına dikkat çeken Ahmet Özal, "Fotoğrafta da gördüğünüz gibi üzerinde takım elbise var. Öldüğü günün sabahı spor yaptığı iddia edildi ancak bu tamamen şehir efsanesi." dedi.
Hastaneye sedyeyle geldiği iddialarını yalanlayan Ahmet Özal, "Hastaneye girdiği anın fotoğrafı ortada. Bu fotoğraf Anadolu Ajansı tarafından çekildi ve arşivlerinde var. İsteyen bakabilir. Hastaneye girdikten sonra sedyeye konmuş olabilir ama girerken ayakta ve hala yaşıyor." bilgisini paylaştı.
Neden şimdi konuşuyor?
Kendisine en çok ''Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili niye şimdiye kadar konuşmadınız da şimdi konuşuyorsunuz?'' sorusunun yöneltildiğini belirten Ahmet Özal, şöyle konuştu:
''İnsanlar bunu haklı olarak sorabilirler, çünkü yaptıklarımı bilmiyorlar. Ben, 1993 yılından itibaren bu işle mücadele ettim. 1997 yılında sesimi duyurabildim. Arşivden bulunabilir, kasım ayı Tempo dergisinde, bugün söylediklerimin tümü vardır. Sadece babamla ilgili değil, Türkiye'nin en karanlık yılı 1993'ün meseleleriyle ilgili. 1998'de Fatih Altaylı'nın 'Teke Tek' programında da bu konuyu tartıştım. Hatta o dönemde yapılan anket çalışmasında da halkımızın yüzde 95'i inanmadığını söylemişti. Ben o zaman da 'Kamuoyu vicdanını rahatlatmak için bu işin incelenmesi gerekir' demiştim. Meclis'te 1999'da milletvekili olduğum zaman önerge vermiştim. Ben o zaman da 25 milletvekili arkadaşımla babamın ölümü ve 93 yılının aydınlatılması için Meclis'te komisyon kurulması için uğraştım. Maalesef kimse bunları ciddiye almadı ve önergem rafa kaldırıldı.''
'Bu da mı yalandı?'
Ahmet Özal, babasının ölümünü aydınlatma çabasına ilişkin eleştirilere anlam veremediğini belirterek, ''Babamın ölümüyle ilgili 19 yıldır uğraşıyorsam, oğlu olarak bu benim hakkımdır. Hiç kimse bana bu konuda hakaret edemez. Herkesin babası, herkesin evladı var. Herkes aynı şeyi yapar, yapmayan zaten doğru evlat da değildir'' dedi. Babasının uğradığı suikast girişimine değinen Özal, ''Bu da mı yalandı? O olayda bir tek Kartal Demirağ yargılandı. İnanılacak gibi değil. Kartal Demirağ'ın arkasında kimler olduğu biliniyor. Kozmik odalarda da var. Bunu çözemezseniz, 1993 yılındaki Uğur Mumcu cinayetini de çözemezsiniz'' diye konuştu.
Ahmet Özal, sosyal demokrat görüşteki yazarların eleştirilerine de ''Turgut Özal ile geçmişte belki aynı fikirde ama o insan artık öldü. Sizin rakibiniz değil, korkmayın artık'' sözleriyle yanıt verdi. Bakara Suresi 72. ayeti okuyan ve iddiaların gizlenemeyeceğini dile getiren Ahmet Özal, Adli Tıp Kurumu raporunu istemeye hakları olduğunu ve bu konuda Cumhuriyet savcılığına başvuracaklarını bildirdi.
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'ın aldığı belirtilen saç teline ilişkin ise Ahmet Özal, şöyle konuştu: ''Bu saçlar, çok spekülasyon oldu. Alınan saçlar, hatıra olarak, üstünden kesilerek, 3-4 adet saç alınmış. Bir veya iki tanesi annemde. Savcının istemesine de gerek yok, elimizdeki saç tellerini gelecek hafta teslim edeceğiz. Ancak bir insan saçı, 1 ayda uzar. Bir zehir zerk edilmişse ve saçın içine zuhur edecekse saçın uzaması gerekir. O nedenle bu saçtan bir şey çıkmaz. Şunu söyleyebilirim; o saç verilmiş olsaydı, bu mezar açılmazdı. 19 sene önce otopsi yapılmadı. Ailesinin karar verme hakkı yokken, adalete sorulmamış. 19 sene önce bu tezgahı yapanlar, kan örneklerini kaybedenler, otopsi raporunda ne çıkaracaklardı? Bulunsa da yine yok edeceklerdi. Bir yerde bir hata yaptılar. 5 sene sonra tamamen kemik olması gereken vücudun bir bütün olarak çıkması, iç organlar dahil, o projeyi yapanları faka bastırdı. Çünkü her türlü zehir bulundu. 19 sene sonra kemik ilikleri dahil, bu mucizedir. Ben de çok düşündüm, en son şunu diyorum. 19 sene bu vücudun böyle bütün kalması Allah'ın işidir. Bunu izah edebilen profesör de görmedim. Milli Piyango'yu vurdurmak daha kolay. Yüce Allah bu vücudu koruduysa bizim bulmamız için korudu. Onu kapatmaya çalışanlar olursa çok ciddi gazabına uğrarlar, dikkatli olmalarını tavsiye ederim.''
'Bu yazı çıkaramaz...'
''Bazı siyasetçiler rapor açıklanmadan Özal'ın eceliyle öldüğü yönünde beyanlarda bulundular. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' soru üzerine Ahmet Özal, dönemin başbakanı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, ''Turgut Özal bu yazı çıkaramayacak'' şeklindeki sözünün, Emin Çölaşan'ın bir yazısında yer aldığını belirtti. Özal, ''Ben bunu Demirel, faldan mı, müneccimden mi öğrendi bilmiyorum. 'ABD'deki hastaneden, sağlığının iyi olmadığı söylendi' şeklinde ifadeler kullanıldı ancak Adli Tıp Kurumu raporuyla kalpten ölmediği de anlaşıldı. Peki bu insan neden öldü? Peki bazı insanlar öleceğini nereden biliyordu? Sayın Demirel, o dönemde başbakandı. Belki bazı bilgiler aldı. Peki neden istihbaratlarla paylaşmadı? Ancak bunlar şu ana kadar hiç sorulmadı'' diye konuştu. Ahmet Özal, babasının ölümüne ilişkin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e de yönelik baskı olduğuna inandığını ifade etti.
Derin yapı
Ahmet Özal, babasının dinlenildiğini ve her ay yapılan aramalarda, 5-6 dinleme cihazı bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'deki derin yapının halen çözüldüğüne inanmadığını, ''Ergenekon'' ve ''Balyoz'' davalarıyla derin yapının ''kendi çocuklarını'' harcadığını kaydeden Özal, ''Başka bir şey daha söyleyeyim. Muhafız Alayı'nda 2 bin asker, 2 tane tam donanımlı ambulans vardır. Muhafız Alayı Komutanı kim biliyor musunuz? Bugün Ergenekon davasından yatan Hasan Iğsız. Bunları bir araya getirmeye çalışın'' ifadelerini kullandı.
Özal, ''Babanız yıkanırken, Korkut Özal, siz, çocukları ve ilginç şekilde Bedrettin Dalan vardı. Bu konudaki görüşünüz nedir?'' sorusuna ''Ben de şimdi o konuyu çok merak ediyorum. Hatta bir yerlerde okudum, suikast sırasında ateş edilmeden önce Bedrettin Dalan yere yatmış. Bazı iddialara göre, Kartal Demirağ ateş etmek için bir gazetecinin sırtından siper almış. Araştırırsanız bulursunuz'' yanıtını verdi.
''Ergenekon'' ve ''Oda TV'' davası sanıklarından Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün, ''Türkiye'de iki tür siyasetçi vardır. Biri maksimalist, diğeri minimalist. İki maksimalist siyasetçi vardı Türkiye'de, biri Atatürk, diğeri Özal, geri kalan hepsi minimalist ve korkaktı'' şeklindeki sözlerini de hatırlatan Ahmet Özal, Özal'ın izlediği dış politikanın da suikaste uğradığı ihtimalini güçlendirdiğini savundu. Ahmet Özal, Turgut Özal'ın ölümünde sorumluluğu bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza