AKP, borçlandırmaya dayalı büyüme modelinden vazgeçiyor
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, iç talebin bir miktar kontrol altına alınacağı ‘yeniden dengelenme’ dönemine gireceğimizi, Maliye politikasında ise gerekirse tedbir alınarak harcamaların kesilebileceğini açıkladı.
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, iç talebin bir miktar kontrol altında olduğu, dış talebin güçlü olduğu durumun ekonomide “yeniden dengelenme” anlamına geldiğini belirterek, “Bu, cari açık, enflasyon yaratmayan makul düzeyde büyümeyi öngören bir büyüme döneme giriyoruz demektir. Onun için kaygılara gerek yok.” dedi. Şimşek, son dönemlerde yaşanan döviz hareketliliklere ilişkin ise “Şu anda nispeten kontrol altında. Son dönem liradaki değer kaybının iç ve dış boyutu var. Değer kaybının dış boyutunda 3 temel trend var:
1-) Birinci trend ABD doları yılbaşından bu yana hemen hemen dünyadaki bütün para birimlerine göre değer kazandı, bu genel bir trend.
2-) Küresel olarak faizlerin arttığı bir dönemdeyiz. ABD başta olmak üzere dolar faizi yükseliyor.
3-) Petrol ithal eden ülkelerle ilgili, petrol fiyatları 40 dolarlara kadar inmişti 80 dolara kadar çıktı. Bu 3 faktör bir anda genel anlamda etkili oldu.” diye konuştu.
Türk lirasının bu noktada negatif yönde ayrıştığını ifade eden Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunda da birkaç faktör var. Alınan seçim kararını piyasalar takdir etti. Türkiye yakında reformlarla yoluna devam edecek. Fakat tam o aşamadayken Standard and Poor’s notumuzu düşürdü. Normalde bize bir takvim veriyorlar, bundan sonraki gözden geçirmeyi ‘şu tarihte yapacağız’ diyorlar. Şimdi seçim kararı alınmış piyasalar bu kararı doğru bulmuş ve bunu olumlu yönde fiyatlamış ama bir kuruluş çıkıyor ve notu düşürüyor. Bu bir kere havayı bozdu. Kale alsan da almasan da küresel yatırımcı bunu dikkate alıyor. Türkiye’de para politikası duruşuna ilişkin uzun süredir tartışmalar var ve bunlar yeni boyutlar kazandı. Bunlar da etkili oldu. Seçime giderken partiler birtakım vaatlerde bulunuyor, en az popülist olan AK Parti. Orada da ‘Acaba maliye politikasında da sorun olacak mı’ diye soru işaretleri var. Bu da diğer bir husus. Şu ana kadar açıklanan tedbirler sınırlı ve yönetilebilir. AK Parti’nin son 15 yılda bu kadar seçim, referandum, iç ve dış şoka rağmen mali disiplindeki duruşu bellidir.”
Şimşek, para politikasında çok güçlü bir adım attıklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Normalleşmeye gittik. Arkasından iletişim tarafını güçlendirdik. İstanbul’da, Londra da çok kapsamlı iletişimde bulunduk. Orada da olay durulurken bu defa Fitch, 25 Türk bankasını yakın izlemeye aldı, arkasından da Moody’s adımı geldi. Şimdi böyle bir durum var. Dolayısıyla 2013’te başlayan çok boyutlu süreç bir anlamda devam ediyor. Ben komplo teorilerine sığınan biri değilim, dışarıda Türkiye’ye bakış açısı belli. Suriye’de bir çıkar çatışmamız var, bizim için Suriye kaynaklı yaşamsal bir tehdit var. Burada NATO ortağımızın duruşu belli, FETÖ ile mücadele bir demokrasi mücadelesidir. Devlet bununla bu kadar güçlü mücadele yaparken batı bunu farklı okuyor ya da yorumluyor. Bu ister istemez küresel ilişki ağımıza yansıyor. Onun için olay basit bir şekilde bir cari açık ya da enflasyon meselesi değil. Bugün altın hariç cari açığımız yüzde 4,5 civarında. Enerji ithalatını bir kenara bırakırsanız bu sene içerisinde cari fazla olacak”
YABANCILARDAN PARA GELMEYE BAŞLADI
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Londra temaslarında para politikasına ilişkin endişelerin önemli ölçüde giderildiğini belirterek, “Temel kaygı buydu. Nitekim bu görüşmelerin ardından fon girişi de başladı.” dedi. Şimşek, Kanal 7’de Başkent Kulisi programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Şimşek, sonrasında lirada yaşanan değer kaybı sürecinin, reyting kuruluşlarının açıklamaları, döviz pozisyon açığı olan firmaların veya vatandaşların döviz talebinden kaynaklandığını kaydetti.
İÇ TALEP YERİNE DIŞ TALEP DÖNEMİ
Şimşek, ekonomide yeniden dengelenme sürecine girildiğine dikkati çekerek, “Eğer sizin sorununuz cari açıksa ve enflasyonsa bu düzeliyor. Türkiye’ye karşı dış talep güçlü, ihracatımız artıyor. Turizm muazzam bir ivme içinde. Etrafımızdaki komşu ülkelerin petrol fiyatlarının etkisiyle gelirleri arttı. Dış talep büyümeyi destekleyecek. Bu dış talep kaynaklı enflasyon ve cari açık yaratmayan büyüme sürecine girdik demektir. İç talep de sıkılaşan finansal koşullar nedeniyle daha makul bir hızda gidecek bu nedenle iç talebin bir miktar kontrol altında olduğu, dış talebin güçlü olduğu durum ekonomide ‘yeniden dengelenme’ anlamına gelir. Bu, cari açık, enflasyon yaratmayan makul düzeyde büyümeyi öngören bir büyüme döneme giriyoruz demektir. Onun için kaygılara gerek yok. Para politikasında normalleşme, sadeleşme sağlandı. Maliye politikasına ilişkin endişeler yersiz. Çünkü son 15 yıllık geçmişimiz belli, çok sayıda referandum ve seçim yapılmış her defasında biz mali disiplini devam ettirmişiz. Burada da devam ettireceğiz. Ama gerekirse de tedbir alacağız ve harcamaları keseceğiz.” şeklinde konuştu.
SEÇİM KAYNAKLARINI AÇIKLADI
Şimşek, seçimlere giderken AKP’nin emeklilere yönelik attığı adımın toplam maliyetinin yaklaşık 22 milyar lira olduğunu belirterek, 65 yaş aylığı ödemeleri de eklenince bunun maliyetinin toplamda 24 milyar liraya denk geldiğini kaydetti. Şimşek, “3600 ek gösterge” vaadinin maliyetinin de 3-3,8 milyar lira arası bir rakam olduğunu ifade ederek, bunlar ve diğer tüm vaatlerin toplamda 27-30 milyar lira civarında bir maliyetinin olacağını, bunun milli gelirin yüzde 1’ine bile denk gelmediğini, ilk açıklanan paketin maliyetinin ise milli gelirin yüzde 0,7’sine karşılık geldiğini belirtti. Maliye politikası tedbirleri ile bunları telafi edebilmenin nispeten kolay olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti: “Bunun için biz kısmen harcama kesintilerine gideceğiz. Cumhurbaşkanımız açıkladı, bakanlık sayısı ciddi şekilde düşürülecek. En sağlıklısı harcama kesintisi, ideal olarak devletin küçültülmesi lazım. Ardından vergiyi artırmadan tabana yayacak, vergi reform tasarımız zaten Meclis’te, bununla yine gelirleri artıracağız. Üçüncü olarak da dünya ve Türkiye’de ekonomik faaliyetler dijitalleşiyor. Giderek kayıt dışı kalmak gerçekten zor. Bu alanda çok ciddi yatırımlar yapıldı. Bu üç faktör, bir, harcama kesintisi, iki, verginin tabana yayılması, üçüncüsü teknolojinin kullanılarak risk değerlendirme modeli ile ekonominin kayıt içine alınması ile çok rahat bir şekilde AK Parti hükümetlerinin vaatlerini karşılayabilecek bir model öngörüyoruz. Bunları açıkladığımda yatırımcılar tarafından satın alınıyor.”
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı