'Anadilde eğitim Türkiye'yi bölmez bütünleştirir'

BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Meclis kürsüsünden Kürtçe konuşmaya devam etti. Anadilde eğitim hakkını savunan Üçer, Türkçe başladığı konuşmasını Kürtçe tamamladı. Üçer, Kürtçe konuşmasının, "Dilimizi istiyoruz diyen çocukların anadilde eğitim hakları istemeleri Türkiye'yi bölmez, bütünleştirir" anlamına geldiğini söyledi.

'Anadilde eğitim Türkiye'yi bölmez bütünleştirir'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.12.2010 - 09:54

TBMM Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM ile 94 devlet üniversitesinin 2011 yılı bütçelerinin görüşmeleri başladı. Görüşmelerde bütçe üzerine ilk sözü BDP Grubu aldı. BDP Grubu adına konuşan Van Milletvekili Özdal Üçer, anadilde eğitim konusunun şu anda ülkenin en önemli gündem maddesi olduğuna dikkat çekerek, "Anadilde eğitim hakkı talebinde bulunanlar suçlanıyor. Ama bu ülkede eğitim sektöründe ticaret yapanlar hızla kalkınıyor" dedi. Bütçenin adil olmadığını savunan Üçer, "Bu bütçeyi kabul etmekte mümkün değildir. Ülkemizde umuyorum ki, adil demokratik bütçeler hazırlanır. Bilimsel demokratik eğitim ortamları hazırlanır. En önemlisi de ülkemizin en önemli gündem konusu olan 'anadilde' eğitim ve anadilde kendini ifade etme sorunu çözüme kavuşur. Çünkü ana dil bütünleştirir, bölmez. 'Ne mutlu Türküm' diyen çocuklar değil" sözlerini Kürtçe konuşarak tamamladı.  Üçer daha sonra gazetecilere Kürtçe sözlerinin, "Dilimizi istiyoruz diyen çocukların anadilde eğitim hakları istemeleri Türkiye'yi bölmez, bütünleştirir" anlamına geldiğini söyledi.

BDP Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş okulların durumu üzerinde yaptığı konuşmada, Güneydoğu illerinde okulların yetersizliğini anlattı. Konuşmasında, "Maraş Katliamının" yıldönümüne de işaret eden Karabaş, "19 Aralık Türk siyesi tarihinde kara bir sayfadır. Maraş'ta bir katliam yaşandı. Karanlık ve provokatif güçler 111 kişinin ölümüne neden oldu" dedi. Bir grup gencin, yıldönümü olaylarını protesto eden girişimlerini anımsatan Karabaş, hala kana doymamış kişilerin olduğunu iddia etti.  MHP'li temsilcilerin, yıldönümü etkinliklerini protesto eden bir grup gence sahip çıkmadıklarına ilişkin açıklamalara vurgu yapan Karabaş, "Bu konuda bazı siyasi partilerin açıklamaları da bizi memnun etmiştir" diye konuştu.

BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin provokatif olaylara müsait olduğu vurgusu yaparak, öğrenci protestolarını hatırlattı. YÖK'ün yapısını da eleştiren Halis, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "YÖK'ün bilime sınır getirdiği" şeklindeki eleştirilerini hatırlatarak, AKP'nin verdiği söze rağmen YÖK'ü kaldırmadığını söyledi.

MHP Grubu adına söz alan Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, Hükümetin, dış politikasını eleştirerek, bazı dış politika gelişmelerinden örnekler verdi.

MHP Muğla Milletvekili Metin Ergun da yaptığı konuşmada, YÖK'ün yapısını eleştirerek, "YÖK en büyük vesayet kurumu halini aldı" dedi.

MHP Mersin Milletvekili Arif Akkuş ise, ÖSYM'nin büyük iş yükü altındaki olduğunu, bu kuruma gereği gibi itina gösterilmediğini öne sürdü.

 

'Artık YÖK, AKP için dikensiz gül bahçesine dönüştü'

CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Nur Serter, YÖK'ün AKP iktidarında başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bakanlar tarafından eleştirildiğini belirterek, ''Ama ne zaman YÖK, AKP iktidarı ile uyumlu hale gelmiş, yani siyaseten kuşatılmış, işte o zamandan beri Başbakan'ın ya da AKP'li birinin ağzından YÖK'e yönelik tek bir eleştiri duyulmadı'' dedi.

Serter, ''YÖK, yükseköğretimin tarihine, Cumhurbaşkanı ve AKP zihniyetinin uzantısı üyelerle yapılandırılan bir kurum olarak geçecektir. Artık YÖK, AKP için dikensiz gül bahçesine dönüşmüştür ve bu dikensiz gül bahçesinden, Sayın Gül, yeni rektörleri derleyerek, alınan oy sayısına bakılmadan demokrasi söylemini sürdürmeyi her nasılsa devam ettirebilmektedir'' diye konuştu. Katsayı konusu tartışılmaya başlandığı zaman, ''Bunun meslek liselerinin önünü açmayacağını, sadece imam-hatip liselerinin önünü açacağını'' söylediklerini belirten Serter, şöyle konuştu: ''2009'da meslek lisesi mezunlarının lisans programına giriş oranı yüzde 6,2 iken, bu oran katsayı değiştikten sonra 2010'da yüzde 5,7'e düştü. Teknik liselerde de oran yüzde 12,5'ten 9,7'ye geriledi. Bu oran endüstri meslek ve kız meslek liselerinde de düşmüştür. İmam-hatip liselerinde ise yüzde 17'den 21'e yükselmiştir. Bu da katsayı uygulamasının nasıl AKP'ye arka bahçe yetiştirmek için kullanıldığını göstermektedir.'' AKP milletvekilleri, Serter'e laf atarak tepki gösterirken, bir milletvekili, ''İkna odaları aç sen'' dedi.

Başkanvekili, milletvekillerini uyardı

CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, kürsüye geldiğinde, karşılıklı laf atmaların devam etmesi üzerine, ''Öyle anlaşılıyor ki muhalefete dayanamıyorsunuz. Oradan laf atmanın bir anlamı yok, gelin burada konuşun ayıp, ayıp'' dedi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da yerinden konuşan CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici'yi göstererek, ''Lan diye hitap ediyor'' derken, Ekici, ''Öyle bir kelime yok'' karşılığını verdi.

TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da milletvekillerini, konuşmalarına dikkat etmeleri konusunda uyardı. Koçal, eğitim kurumlarının tamamen tarikat ve cemaatlerin kontrolüne geçtiğini ileri sürdü. KPSS sorularının 350 kişiye verildiği söylenmesine rağmen, bu soruların 5 bin kişiye gönderildiğini iddia eden Koçal, ''Bu, büyük bir skandaldır. Sorular bu kadar kişiye ulaştığını göre, bu sıradan bir olay değildir, örgütlü bir olaydır'' diye konuştu.

Ali Koçal, bu olayda tutuklanan ''reis'' adlı birisinin, ''Soruları cemaatten ve cemaate yakın kişilerden aldım'' dediğini öne sürerek, ''Bu işin arkasında tarikat, cemaat gücü mü var? Yoksa bu operasyon, ÖSYM'nin ele geçirilmesi için mi düzenlendi?'' diye sordu. Koçal, ''Şimdi ÖSYM ile ilgili yeni bir değişiklik yapılıyor. Özcan skandalları yerleştirme merkezi olacak herhalde'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat ise üniversitelere rektör atamasında ''türban bildirisine'' imza atıp atmadıklarının dikkate alındığını iddia etti. Arat, ''Parasız eğitim isteyen öğrencilerin karanlık amaçları yok. Onlar 'çocuklara 25-30 gönder' diyebilen bir babaları ve bu emri hemen yerine getiren Remzi Amcaları olmadığı için, dertlerini yumurta eylemleri ile anlatmaya çalışıyorlar'' dedi.
 

'Mega liseler, ultra liseler...'

CHP Grup Başkanvekili İnce de MEB bütçesinden 2002'de yatırıma yüzde 17,2 pay ayrılırken, şimdi yüzde 5,8 pay ayrıldığını söyledi. Genel bütçeden Milli Eğitim yatırımlarına ayrılan payın da yüzde 140 azaldığını savunan İnce, ilköğretim çağındaki çocukların yüzde 1,9'unun eğitimden yoksun olduğunu iddia etti. İnce, Bakan Çubukçu'nun, bütün liselerin Anadolu lisesi yapılacağını söylediğini ifade ederek, ''Yakında mega liseler, ultra liseler görürsek hiç şaşırmayalım'' diye konuştu.

MEB Müsteşar Yardımcısı'nın, ''görevi kötüye kullanma'' suçundan sabıkasının olduğunu ileri süren İnce, şunları söyledi: ''Sayın Bakan, sürekli andımızla uğraşıyorsunuz. 'Bu andı ben bile yazarım' dediniz. Bu size bol gelir. Ben sizin adınıza yazdım: 'Doğruyum, çalışkanım, yasağım, haksızlıkları paklamak, haklıyı paylamak, milletimi bölmek, parçalamak; ülküm yükselmek, geriye gitmektir. Varlığım Recep Tayyip Erdoğan'ın varlığına armağan olsun'. Andımızla, İstiklal Marşı ile uğraşmayın, bunlar size 10 numara büyük gelir. Siz gidin derslik yapın, ikili eğitimi bitirin, büyük işlere 'devrim yapacağım' diye karışmayın.''

 

'Bütçeden en büyük payı Milli Eğitim Bakanlığı'na ayırdık'

AKP Bitlis Milletvekili Cemal Taşar, bütçeden en büyük payı Milli Eğitim Bakanlığına ayırdıklarını, hükümetleri döneminde 160 bine yakın derslik ile bilişim teknolojisi sınıfları yapıldığını ifade etti. Taşar, eğitim alanında yapılan bazı çalışmaları anlattı. AKP Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, katsayı adaletsizliğinin bir nebze de olsa giderildiğini, bu adaletsizliğin ülkeye yüksek fatura çıkardığını belirtti. Sanayi nitelikli eleman ararken katsayı nedeniyle çocukların işsiz kaldığını belirten Işık, şunları kaydetti: ''Meslek liselerinin önünü kesmeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Bu böyle bilinmeli ama belli ki bazı arkadaşlarımız hala ikna odalarından çıkamamışlar. Belli ki darbe çığırtkanlığı yapanlar hala huylarından vazgeçmemişler. Biz Genel Başkanımıza, liderimize bağlıyız. Sayın Genel Başkanımız sadece Türkiye'nin değil dünya lideri. Biz ona bağlıyız ama burada ant okuyanlar, kendi andını çıkıp okusun. Bir zaman 'Sayın Baykal solu sağa kaydırıyor, solun başına en büyük beladır' diyen daha sonra 'Sayın Genel Başkanım senin sağlığın için her gün dua ediyorum' konumuna gelen daha sonra da kaset skandalıyla dengeler değişince bir anda bir başka ekibin uçbeyi haline gelen ve 'genel başkanın ne dediği önemli değil ben bir yerlerle görüşmeden bazı şeyleri söylemedim' diyenler bugün kendi rüşdünü ispat etmek için sayın Genel Başkanımıza, AK Parti kadrolarına sataşmaktadır.''

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Işık'ın bu sözleri üzerine sataşma nedeniyle söz aldı. İnce, ''Hayatımın hiç bölümünde hiç bir genel başkana yağcılık yapmadım yani seni gibi hiç olmadım. Ben 15 yaşımda CHP'deydim. 1979'daki ara seçimlerde daha çocukken bir samanlığın duvarına yazdığım CHP yazısı hala durur. Hayatımın bütün bölümlerimde CHP'ye hizmet ettim. Ama Genel Başkanımıza saygı duyarız ayrı mesele. Zaman zaman ters düşmüşümdür, bunu da söylemişimdir'' diye konuştu.
 

'Samanlık' tartışması

Konuşması sırasında AKP sıralarından laf atılması üzerine İnce, ''İstersen gel sana samanlık kültürünü dışarıda anlatırım, milletin kürsüsünden olmaz. Terbiyeli ol'' karşılığını verdi. İnce, sözlerini ''Ben hiç bir zaman yağcılık yapmadım ama sen yağıcılıkla buradasın. CHP'nin yağcılık felsefesi yoktur. Genel başkanımız ayrılmış olabilir, ağzımızdan tek bir kötü laf duydunuz mu? Ama sizin genel başkanınız bugün ayrılsın yarın ağzını açarsın, biliyorum. Partilerin içişlerine karışma. Bak seçimlerde partinde bir çelişki olabilir, hangi taraftan olacaksın, İstanbul mu Kayseri tarafından mı? Doğru ata oyna, yanlış yapma'' dedi.

AKP Kocaeli Milletvekili Fikri Işık da sataşma nedeniyle yeniden söz aldı. Işık da şunları kaydetti: ''Benim ismim Fikri Işık. Ben buraya yağcılıkla gelmedim. Partimin her kademesinde görev yaptım. Bizdeki bağlılıkla sizdeki yağcılığı birbirine karıştırmayın. Biz genel başkanımıza bağlıyız, bu ülkeye hizmet ettiği için onun arkasında dimdik duruyoruz. Bu grubun tamamı bunu her vesileyle ispat etti. En son Anayasa görüşmelerinde ispat etti. Ben de bu grubun bir üyesi olmaktan büyük onur duyuyorum. Sayın başbakanımızın da ömrümüzün sonuna kadar bağlı olacağımızı da ifade ediyorum.''
 

'Sosyal yönü olan bir bütçe'

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, YÖK'ü eleştirirken yaptıklarını da hatırlamakta büyük yarar olduğunu söyledi. AKP İstanbul Milletvekili Edibe Sözen, 2002'den beri üniversiteler konusunda ''gerçekten düşündüklerini ve icraat yaptıklarını'' ifade etti. Üniversite sayısında en yüksek artışın son 8 yılda görüldüğünü ifade eden Sözen, burslarda 2002'den bu yana yüzde 344'lük artış olduğunu bildirdi. Sözen, ''2011 bütçesi toplumsal duyarlılığı, sosyal yönü olan bir bütçedir'' dedi.

 

Çubukçu soruları yanıtladı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, TBMM Genel Kurulunda, MEB, YÖK, ÖSYM ve 94 üniversitenin 2011 yılı bütçeleri üzerinde milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı. Hükümetin okul öncesi eğitime büyük önem verdiğini belirten Çubukçu, 2002'de adeta yok denecek kadar okul öncesi eğitim kurumu varken, dönemlerinde okul öncesi okullaşma oranını arttırdıklarını ve 2014'te de yüzde 70'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Nimet Çubukçu, köylere yeni 4 bin 788 okul yaptıklarını ifade etti. Mesleki eğitimi yeniden yapılandırdıklarını belirten Çubukçu, ''Yüksek öğrenime geçişte mesleki eğitimde okuyanlara yönelik katsayı engelinin ortadan kalkması veya minimize edilmesiyle, mesleki eğitime olan talebin daha da artacağını biliyoruz. Ülkemizdeki her okulun yükseköğrenime geçişte elde ettiği başarı, hepimizin göğsünü kabartmalıdır'' diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, 2008-2009 eğitim-öğretim yılında, özel öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin payının yüzde 2,7 olduğunu belirterek, bu konuda yapılan çalışmaları anlattı. Engelli çocukların eğitime ulaşmasındaki olumsuzlukları sıfıra indirdiklerini dile getiren Çubukçu, ''Göreve geldiğimizde evlerinde hapsolmuş, bakım hizmeti alamayan bu çocuklar, Türkiye için artık önemli bir bireyler olarak görülmektedir'' dedi.
 

'3 milyar 146 milyon lira ödedik'

Bakan Çubukçu, ekonomik durumları iyi veya kötü olsun, bütün engelli öğrencilerin eğitim ve rehabilitasyon giderlerinin devlet tarafından karşılandığını ifade ederek, bunun için, son 4 yılda 3 milyar 146 milyon lira ödeme yaptıklarını söyledi. Bakan Çubukçu, yükseköğrenim alanında çok önemli gelişmeler yaşandığını anlattı. Üniversite sayısını 76'dan 156'ya çıkardıklarını dile getiren Çubukçu, 489 fakülte, 150 yüksekokul, 152 meslek yüksekokulu, 220 yeni enstitü kurulduğunu bildirdi.

Çubukçu, geçmişte ODTÜ için söylenenlerin bugün Anadolu'da açılan üniversiteler için söylendiğini ifade ederek, ''Eğer ODTÜ'nün kurulduğu yıllardaki fotoğraflarını elde ederseniz adeta bir baraka. Oysa şimdi açtığımız üniversiteler fiziki mekanları itibariyle gerçekten dünyadaki üniversitelerle rekabet edebilecek düzeyde'' diye konuştu. Vakıf üniversitelerini de yükseköğretim sisteminin bir parçası olarak gördüklerini belirten Çubukçu, 2002'de yüzde 27,2 olan yükseköğrenimde okullaşma oranının, bugün yüzde 53,4'e yükseldiğini kaydetti.
 

'1 milyon 965 bin kişiye okuma yazma öğretildi'

Bakan Çubukçu, yaygın eğitimde, 1 milyon 274 bini kadın olmak üzere, 1 milyon 965 bin 51 kişiye okuma yazma öğretildiğini söyledi. 4 milyon 672 bin kişinin okuma yazma bilmediğini dile getiren Çubukçu, bu rakamın 2 milyonunu 65 yaş üstü, 1 milyonunu da 55 yaş üstünün oluşturduğunu kaydetti. Çubukçu, 2003'ten 14 Aralık 2010 tarihine kadar 198 bin 869'u kadrolu, 70 bini sözleşmeli olmak üzere 268 bin 869 öğretmen atadıklarını belirtti. Yöneticilerle birlikte Bakanlığında 679 bin 421 öğretmenin görev yaptığını ifade eden Çubukçu, 2011'de 55 bin öğretmen daha atayacaklarını bildirdi.
 

'Öğretmenlerimize gerçekçi ve dürüst davrandık'

Atanamayan öğretmenlerin durumunun istismar edildiğini belirten Çubukçu, İtalya'da öğretmen olmak isteyen 520 bin aday varken ihtiyacın 65 bin, Güney Kore'de de 50 bin aday varken açığın 5 bin olduğunu belirtti. Nimet Çubukçu, şöyle konuştu: ''Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de mezun olan öğretmen adaylarının kamuda görev alması, mevcut öğretmen açığı düşünüldüğünde mümkün gözükmemektedir. Öğretmenlerimize bu konuda her zaman gerçekçi ve dürüst davrandık. Bugün öğretmen ihtiyacımızı, mali göstergeleri hiçe sayarak, tam tersini savunarak 350 bin öğretmene ihtiyaç olmadığı halde atanacağının söylenmesi popülizmden öte bir şey değildir. Siyaset kurumu, gerçek ve reel politikalar üzerine dayalıdır.''

Çubukçu, kendisine laf atan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'ye, ''Öğretmenler üzerinden yeterince istismar yaptınız Sayın İnce. Öğretmenler bizi bu anlamda çok iyi anlıyorlar ve gittiğimiz her yerde dürüst davrandığımız için bize teşekkür ediyorlar'' dedi. 2002'de 470 TL olan 9/1 kademedeki öğretmenin maaşını bin 388 TL'ye çıkardıklarını ifade eden Çubukçu, bir öğretmenin ek dersle birlikte bin 808 TL maaş aldığını bildirdi. Çubukçu, eğitime hazırlık ödeneğini 175 liradan 540 liraya çıkardıklarını, 2011'de de bu ödeneği 570 TL olarak ödeyeceklerini ifade etti.

 

"KPSS'de ne olmuşsa en net şekilde ortaya çıkmasını en fazla biz istiyoruz"

TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve ÖSYM ile 94 devlet üniversitesinin 2011 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çubukçu, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi konusunda çalışmaların tamamlandığını, fakat bu uygulamanın kamudaki diğer personelle eş zamanlı yapılması konusunda ortak anlayış olduğunu söyledi.

Çubukçu, ÖSYM ile ilgili yasa tasarısı hazırlığının tamamlandığını bildirdi.

İptal edilen KPSS sınavıyla ilgili bir soru üzerine Çubukçu, ''Ne Milli Eğitim Bakanlığının ne hükümetin en küçük, zerrece ihmali yoktur. Orada ne olmuşsa bunun en net şekilde ortaya çıkmasını en fazla biz istiyoruz'' dedi.

Çubukçu, yeniden yapılan sınavda gösterilen titizlikle, gerçekten hak edenlerin öğretmen olarak atandığını dile getirdi.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, Ankara'da bir ilkokuldaki performans ödevini örnek göstererek ''soruyu yapamadığını söylediğini'' aktaran Çubukçu, kendisinin de merak edip konuyu okuldaki öğretmene sorduğunu söyledi. Çubukçu, ''Moralinizi bozmak gibi olmasın ama Sayın İnce, birinci sınıf öğrencilerinin tamamı bu ödevi anlamış ve yapmışlar'' dedi.

İnce'nin ''Siz yapabilir misiniz?'' sorusuna Çubukçu, ''Ben yaparım Sayın İnce. Sayın İnce benimle sınav, yarışma konusunu bayramdan beri sürdürüyorsunuz. Ben üniversiteye sınavda derece alarak girdim. Sizin derecenizi merak ediyorum, burada paylaşırsanız...'' karşılığını verdi.

''Dolayısıyla ben gireceğim bütün sınavlara girdim ve başarmam gereken konuları da başardım. Şimdi burada sınav başarılarını yarıştırmayalım'' diyen Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Her şeyden önce kürsüye çıktığınızda da 'polemik yapmayacağım' dediniz ama gerçekten polemik bile denemeyecek kadar düzeyi düşük bir konuşma yaptınız. Seviyeniz de son derece düşüktü, ancak size yakışırdı. Bana öyle bir andı yazmak bol gelmez ama size grup başkanvekilliği çok bol geldi. Kendinize yakışanı yapıyorsunuz. Ben Meclis'e olan saygımdan dolayı sizin düzeyinize inerek cevap vermeyeceğim.
Eğitimin artık bugün kalitesi ve niteliği üzerinde duruluyorsa, eğitimin niceliğine ilişkin sorunları, altyapı, fiziki sorunları geride bırakmışsak, bu, öncelikle Sayın Başbakanımızın ve hükümetimizin eğitime verdiği önemin bir sonucudur. Toplumun en yüksek memnuniyet gösterdiği alanlardan birisi eğitimdir. Bugün bunları sadece ben söylemiyorum sonuçlar da söylüyor. Siz sadece havanda su dövüyorsunuz, popülizm yapıyorsunuz. Toplumu gerçeklerden uzak uyutmaya çalışıyorsunuz. Biz sadece gerçekleri söylüyoruz.''

Muharrem İnce'nin oturduğu yerden bir anketten bahseden sözleri üzerine Çubukçu, ''O sizin yandaş sendikanın yaptığı anketin sonuçları. Ben öğretmenler arasında gördüğüm saygıyı, sevgiyi daha çok önemsiyorum'' diye konuştu.


Tartışma

Çubukçu'nun konuşmasını bitirmesinin ardından, bütçelerin oylanmasına geçilmeden önce Genel Kurulda tartışmalar başladı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Çubukçu'nun sorulara yanıt vermediğini belirterek, ''polemik yaptığını'' savundu.

Bu sırada Çubukçu ile CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz arasında oturdukları yerden tartışma yaşandı.

MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir de Çubukçu'nun sorduğu sorulara yanıt vermediğini ileri sürdü.

AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, CHP'lilere tepki gösterdi ve Çubukçu'nun yanına, komisyon sırasına gitti. Bu sıra da İnce ile Çubukçu ve Bahçekapılı arasında tartışma yaşandı.

MHP ve CHP'li bazı milletvekilleri de Çubukçu'nun sorulara yanıt vermediğini savundular.
Tartışmaların sona ermemesi üzerine TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, birleşime ara verdi.

Verilen arada AKP'li grup başkanvekilleri ve bazı milletvekilleri, Çubukçu'nun yanına gitti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler