'Anne ve bebek ölümleri konusunda Bitlis mercek altında'
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2009 yılında 6, 2010 yılında 4 anne ölümü saptanan Bitlis'i ''mercek altına aldığını'' ifade ederek, ''2010 yılında anne ölüm sayısı Türkiye'de 210 civarında. Bunun 4'ünün Bitlis'te olması alsa kabul edilebilir bir şey değil'' dedi.
Bitlis Belediyesinde düzenlenen ''Sağlıkta Dönüşüm Programı Bilgilendirme Toplantısı''na katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Bitlis'te bebek ölüm oranının 2010'da, Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu söyledi. Bitlis'te anne ve bebek ölüm oranlarının bu kadar olmasının kabul edilebilir bir şey olmadığını ifade eden Akdağ, şöyle konuştu: ''Bu oranlar çok yüksek. 2009'da 6, 2010 yılında ise 4 anne ölümü gerçekleşmiş. 2011 yılındaki 2 anne ölümü de çok yüksek. Bunlar kabul edilebilir değerler değil. 2010 yılında anne ölüm sayısı Türkiye'de 210 civarında. Bunun 4'ünün Bitlis'te olması alsa kabul edilebilir bir şey değil. Bu şehirde o kadar güzel işler yapıldı. Türkiye'de anne ölümleri 100 binde 16'dır. Bebeklerde ise 100 binde 13'tür. Bitlis'te bebek ölüm oranları da oldukça yüksek. Vali bey bunları kabul edilebilir bulmuyorum. Bugün güzel şeylerden bahsedeceğimizi zannediyorduk. Ama maalesef öyle olmadı. Bu işe çok daha fazla önem verilmesi gerektiğini gösteriyor. Başta annelik eğitimleriyle başlayacaksınız. Anne ölümleri bizden önce 100 binde 200 civarlarındaydı. Çünkü Van'ın rakamları öyle. Gebe takiplerinin üstünkörü yapılmaması lazım. Anne ve bebek ölümlerinin sorumlusu, İl Sağlık Müdürlüğü ve müdür yardımcılarıdır. Bu oranlar İl Müdürlüğünün işi gerektiği gibi takip etmediğini gösteriyor.''
'Bitlis'i bu açıdan mercek altına alıyorum'
Anne ve bebek ölümleri konusunda, Bitlis'i mercek altına aldığını belirten Akdağ, bu oranların kabul edilebilir şeyler olmadığını söyledi ve gebelerin çok yakından takip edilmesi konusunda talimat verdi. Akdağ, sözlerine şöyle devam etti: ''Aile hekimliğine yeni geçilmişti veya eskiden geçilmişti, bunu kabul etmem ve dinlemem. Aile hekimliğine geçmek böyle bir şeye sebep olmaz, aksine aile hekimliğine geçmek o takibin daha iyi yapılmasını sağlar. Bunun aile hekimliğiyle ilgisi yok. Böyle uyduruk laflar istemiyorum. Bunun aile hekimliğiyle ne alakası var. Bu mesele yakın takibe alınacak. Ben de Bitlis'i bu açıdan mercek altına alıyorum. Geçmişle kıyasladığımızda bu veriler çok çok düzelmiş. Ama biz o eski kötü geçmişle kendimizi kıyaslayamayız. Biz artık geleceğimizle ilgileniyoruz. Gebeleri çok yakından takip edeceksin. Bunun için aile hekimlerini toplayarak bu işin önemini anlatacaksınız. Hizmet içi eğitim gerçekleştirin, sahayı çok iyi takip edin ve aile hekimlerini takip edin. Bu işin sorumluluğu sizin. Vali bey bu işi sizde yakından takip edeceksiniz. Ayrıca yeni doğan bebeklerin yüzde 35'i taranıyor. Bu da çok düşük. Kırsalın yoğun olduğu yerlere biraz daha aile hekimi verilsin.''
Sağlıkta Dönüşüm Programı
''Sağlıkta Dönüşüm Programı, Türkiye'de sağlık hizmetlerinde adeta bir çağı kapatarak, yeni bir çağı açmamızı sağladı'' diyen Akdağ, 8,5 yıldır yürütülen programla büyük mesafe katettiklerini bildirdi. Akdağ, ''Saha gözlemcilerimiz var. Bu gözlemcilerimiz ziyaret ettiğimiz şehirde valiler, kaymakamlar ve sağlık yöneticilerle birlikte bir değerlendirme yapıyorlar. Ardından bu değerlendirmeyi birlikte tartışıyoruz. Aslında Bitlis ilimizde 6 ay önce böyle bir değerlendirmeyi yapmıştık. Bugün 8 yılın özetini arkadaşlarımıza takdim etmek istiyoruz. Bu 8 yıl içinde, dönüşümden arzu ettiğimiz bütün işlerin aşağı yukarı yüzde 75 ile 80'inini gerçekleştirmeye imkan verdik'' dedi.
2015 yılının sonuna kadar da bu dönüşümün, yüzde 90 oranında tamamlanacağına inandığını kaydeden Akdağ, yüzde 10'luk kısım hiçbir zaman tamamlanmayacağını, çünkü o kısımda sürekli değişime ihtiyaç duyulan dönemler olacağını ifade etti. Önümüzdeki yıllarda özellikle ilk 2 yılda yapılacak köklü değişiklikler dışında, 2023'e doğru çok köklü değişiklik beklemediklerini belirten Akdağ, ancak sistemin tamamen yerine oturması ve ince ayarların yapılması çabalarının devam edeceğini kaydetti. Sektörün paydaşlarının ve vatandaşların ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde götürmek zorunda olduklarını dile getiren Akdağ, herkesin ihtiyacına önem verdiklerini vurguladı.
Sağlık politikalarını geliştirerek bunları uyguladıklarını ve bunları değerlendirerek politikaları daha doğru hale getirmeye çalıştıklarını anlatan Akdağ, şöyle devam etti: ''Sonuçta herkesin ulaşabildiği, etkili, kaliteli ve sürdürülebilir bir sistem oluşturarak vatandaşın memnuniyetini artırmayı, vatandaşın sağlık hizmeti alırken parasal açıdan ezilmesini önlemeyi ve sağlık göstergelerimizin de iyileşmesini arzu ediyoruz. Türkiye'de dönüşüm programında bunların bir çoğunu gerçekleştirildi. Başından beri Bitlis'i iki ana hizmet bölgesi olarak tasarladık. İlçeleri ayırarak iki bölge oluşturduk. Aslında Rahva'daki hastaneyi yaptıktan sonra bu biraz değişmiş olacak. Çünkü yeni yapacağımız hastane Üçyol kavşağında yer alıyor. Dolayısıyla temelde bütün şehre birden hizmet veren bir yapı olacak. Bitlis 328 bin nüfusu olan bir şehir. İlin kırsal nüfusu oldukça yüksek ve yüzde 50'ye yakın.'' Bitlis'te ağız ve diş sağlığı merkezi, özelde 2 tıp merkezi, dal merkezi ve özel hastane açıldığını kaydeden Akdağ, bunların da vatandaşlara büyük hizmet verdiğini, hükümetin bunları da vatandaşların hizmetine açtığını söyledi.
'Hastanelerin cihaz alma sıkıntısı kalmadı'
Geçmişte altyapı, bina, cihaz ve başka sıkıntıların çok yaşandığını kaydeden Akdağ, fakat bu dönüşüm programıyla bu problemlerin bitme aşamasına geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: ''Bugün ülkede bir hastaneye, 'cihaz satın alamayız, bundan dolayı hizmet veremiyoruz' diye bir mantık yok. Zaman zaman ihale sistemiyle ilgili gecikmeler olabiliyor, ancak parasal problemimiz yok. Ama bütün bunları hizmete dönüştürecek olan insandır. Hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanlarıdır. Türkiye'de genel anlamda doktor, hemşire ve fizyoterapist ve benzeri bazı meslekte sayısal anlamda yetersizlik var. Bunun bölgesel dağılımı çok önemli. Bitlis'te uzman hekim sayısı 4 kat arttı. Geçmişte uzman hekimlerimizin hepsinin muayenehaneleri vardı. Bunlar tamamen bitti. Vatandaşlarımızı sağlık açısından rahatladı. Pratisyen hekim sayısı da yeterli bir seviyeye ulaştı.''
Sağlık alanında kentte yapılan binalara 58 milyon TL harcandığını belirten Akdağ, araca ve tıbbi donanıma çok büyük paralar harcandığını bildirdi. AKP iktidarından önce Bitlis'te inşaatları başlayan hastaneleri iktidara geldikten sonra tamamlayarak halkın hizmetine sunduklarını anımsatan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''150 yataklı Bitlis Devlet Hastanesi, ağız ve diş sağlığı merkezi, aile sağlığı merkezleri ve benzeri yatırımlarımız var. Ağız ve diş sağlığı merkezlerimiz tüm Türkiye'de olduğu gibi, Bitlis'te de güzel hizmetler veriyor. İnsan kaynakları ve yatırım imkanlarıyla bir şeyler yaptık. Ülkede kişi başına 600 dolarla sağlık hizmeti verebiliyoruz. Bunun 450 doları devlet tarafından harcanıyor. Sağlık hizmetini akıllıca, aksatmadan ve kaliteli bir biçimde ucuza bağlayarak vatandaşın hizmetine sunmak gerekiyor. Türkiye'deki sistemin sürdürülebilir olduğuna inanıyorum. Devletin sağlık hizmetine daha fazla para ayırma imkanı olacak. Türkiye'de yakın bir gelecekte kişi başına sağlık harcamaları artacak.'' Yapılan toplantının ardından Bitlis Polisevinde öğle yemeğine katılan Bakan Akdağ, esnaf ziyareti programını iptal ederek, karayoluyla Muş'a hareket etti.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi