Araştırma: Obezitenin temel nedeni çok yemek değil
Kilo vermek için alınan ve tüketilen kalori miktarına bakan enerji dengesi modeli, obeziteyi tam olarak açıklamıyor. Araştırmaya göre, tüketilen gıdanın miktarının yerine içeriğine bakan karbonhidrat-insülin modeli obeziteye çözüm olabilir.
Dünyada mevcut obezite salgınının asıl nedeni aşırı yemek
yemenin olmadığı, bunun aksine büyük oranda hızlı sindirilebilen karbonhidrat
başta olmak üzere aşırı glisemik yeme alışkanlığı olduğu ortaya koyuldu. Bu tür
gıdaların metabolizmayı temelden değiştiren, yağ depolamayı, kilo alımını ve
obeziteyi artıran hormonal tepkilere neden olduğu belirtiliyor.
Sputnik Türkiye’de yer alan habere göre; normal diyet
rehberlerinde, kilo vermek isteyen insanlara, yiyecek ve içeceklerden aldıkları
kalori miktarını azaltmaları ve fiziksel aktivitelerle harcanan kalori
miktarını artırmaları öneriliyor. Bu yaklaşım kilo alımının, tüketilen
enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklandığını belirten
yüzyıllık enerji dengesi modeline dayanıyor.
'KARBONHİDRAT-İNSÜLİN MODELİ'
Ancak 'Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayınlanan bir
araştırma, alternatif bir model olan karbonhidrat-insülin modelinin obezite ve
kilo alımını daha iyi açıkladığını öne sürerek, enerji dengesi modelinde
eksikler olduğunu belirtti.
Karbonhidrat-insülin modeli, obezitenin ana nedeni aşırı
yemek yemek olmadığını, bunun yerine özellikle hızlı sindirilebilen
karbonhidrat gibi yüksek glisemik yüke sahip gıdaların aşırı tüketiminin asıl
neden olduğunu iddia ediyor.
'DAHA FAZLA YEMEK YEMEK BİLE YETMEYEBİLİR'
Yüksek oranda işlenmiş karbonhidratlar yendiğinde, vücutta
insülin salgısını artıyor ve glukagon salgısını azalıyor. Bu da yağ hücrelerine
daha fazla kalori depolamaları için sinyal göndererek, kas ve metabolik olarak
aktif olan dokuların ihtiyacından daha az enerji sağlamasına neden oluyor. Bu
durum da beyinde, vucüdün yeterince enerji elde etmediği algısına yol açarak,
açlık hissine neden oluyor.
Ayrıca, bu durumdan kaynaklı olarak enerjiyi fazla
harcamamak adına vücut metabolizması da yavaşlayabileceği, sonuç olarak daha
fazla yemek yemenin bile açlık hissini gidermeye yetmeyebileceği belirtiliyor.
Araştırmaya göre, obeziteyi önlemek için ne kadar yiyecek tüketildiğine
değil, daha çok yenilen gıdaların hormonları ve metabolizmayı nasıl
etkilediğine bakmak gerekiyor. Buna göre de tüm kalorilerin vücut için aynı
olduğu iddiasından yola çıkarak, enerji dengesi modelinin bu noktayı gözden
kaçırdığı ifade ediliyor. Ancak 1900'lerin başında başlayan, uluslararası
alanda tanınan 17 bilim insanı ve klinik araştırmacının yazdığı
karbonhidrat-insülin modeli ise ne kadar tüketildiğinden daha çok yiyeceklerin
içeriğine bakıyor.
ÇÖZÜM, TÜKETİLEN GIDALARA ODAKLANMASI
Sonuç olarak, karbonhidrat-insülin modeli, genellikle uzun
vadede işe yaramayan inşalara daha az yemeyi tavisye eden enerji dengesi
modelinin aksine tüketilen gıdalara odaklanması gerektiğini savunuyor.
Araştırmacılar her iki modeli test etmek ve belki kanıtlara
dayalı olarak daha iyi bir model geliştirmek için daha fazla araştırmaların
gerektiğini belirtti.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin verilerine göre, obezite ülke nüfusunun yüzde 40'ını etkiliyor, bu insanların kalp hastalığı, felç, tip 2 diyabet ve bazı kanser türlerine yakalanma riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması