"Arınç, kadın siyasetçilere yaklaşmasın"
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, tartışmalı geçen TBMM Genel Kurulunun ardından Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'nun makam odasına giren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a 6 ay süreyle kadın siyasetçilere yaklaşmama cezası, psikiyatriste gitme cezası gibi yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti.
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, yaptığı açıklamada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'nun makam odasına; olayın birebir şahidi olan MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan'ın da teyit ettiği gibi "hışımla, sinirden titreyerek girip Mumcu'yu azarlamasının, aşağılamaya çalışmasının" asla kabul edilemez bir durum olduğunu ifade ederek, "Yürütme'nin yasamaya müdahalesi vahimdir. Bir kadın siyasetçiye uygulanan şiddet daha da vahimdir" dedi. Arınç'ın Mumcu'ya uyguladığı sözel ve psikolojik şiddetin neredeyse fiziksel şiddete dönüşebileceği olasılığının da Mumcu tarafından dile getirildiğini belirten Arıtman, Arınç'ın daha önce de kendisine basın yoluyla "terbiye dışı, kaba, saygısızca" hakaret ettiğini kaydetti. Arıtman şöyle devam etti:
"Ben 70 milyonun gözü önünde kendisine hak ettiği kırmızı biberleri 'eşiniz hanımefendiye söylenmesini istemediğiniz sözleri başka kadınlara da söylemeyin' diyerek verdim. Fakat hala ıslah olmadığı anlaşılıyor. Bu son olayda özür dileyeceğine TV, TV dolaşıp, basın toplantıları vs. ile yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali kendini haklı göstermeye çalışıyor. Kadına yönelik şiddetin hiçbir haklı unsuru olamaz. Bu tarz; iyi eğitilmemiş, demokrasi ve eşitliği özümsememiş erkek siyasetçilerin işine gelmeyen işler yapan, cesur davranan, dik duran kadın siyasetçilere şiddet uygulayarak sindirme, susturma, biat ettirme yöntemidir. Kadının siyasette de şiddete maruz kalmasının önlenememesi, kadının siyasal katılımını azaltarak demokratikleşmemizi engeller. Ayrıca tüm topluma kötü örnek olarak kadına yönelik şiddetin artmasına da neden olur. AKP döneminde sözde alınan tüm önlemlere rağmen kadına yönelik şiddetin artmasının bir nedeni de budur. Daha çağdaş daha demokratik, insan haklarına daha saygılı bir toplum olmak istiyorsak Bülent Arınç'ın şiddetle kınanması gereklidir. Bu konuda medyamızı duyarlı olmaya, öncülük etmeye davet ediyorum. Tüm Kadın Sivil Toplum Örgütlerinin tepkilerini görünür hale getirmelerini diliyorum. Cumhuriyet savcılarını da göreve davet ediyorum. Kadına yönelik şiddet uygulayan Arınç'a karşı re'sen dava süreci başlatmaları gerekir. Aynen Ailenin Korunmasına Dair Yasada da yer aldığı gibi Arınç'a örneğin 6 ay süreyle kadın siyasetçilere yaklaşmama cezası, psikiyatriste gitme cezası gibi yaptırımlar uygulanmalıdır. Ülkemizde kadına yönelik şiddeti önlemek istiyorsak şiddeti uygulayan Başbakan Yardımcısı dahi olsa gereken tüm tepki, kınama ve cezalandırmalar uygulanmalıdır."
Çocuk kaçırma olayları ciddi oranda arttı
Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan önergenin gerekçesinde, son yıllarda tüm dünyada, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, çocuk kaçırma ve çocuk kaybolması olaylarında ciddi artışlar görüldüğü belirtildi.
Türkiye'de de bu artışın görüldüğü, kaybolan ve kaçırılan çocukların çoğunun bulunamamasının da konunun diğer bir vahim boyutunu oluşturduğu kaydedilen gerekçede, bu durumun toplumda derin tedirginliğe, güvensizliğe yol açtığı vurgulandı.
Çocukların kaybolma nedenleri, bulunma oranları, bulunma süreleri gibi konularda yeterli veri çalışmasının yapılmadığına işaret edilen gerekçede, kayıp ve kaçırılan çocuklara yönelik veri tabanları oluşturulması istendi.
Gerekçede, Türkiye'de çocuk ihmal ve istismarının, giderek arttığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
''Çocuklarını koruyamayan bir toplum olduk. Bu kabul edilemez bir durumdur. Yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik, göç, ailenin giderek güçsüzleştirilmesi gibi olgular, çocukların kaybolması, kaçma ve kaçırılma olaylarının artmasına neden olmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çocukların organ ticareti, insan ticareti, cinsel sömürü ve fuhuş sektöründe, dilencilik ve hırsızlık gibi amaçlar doğrultusunda kullanılması çocuk kaçırma olaylarını artırmaktadır.
Kayıp çocukların bulunabilmesi için emniyet güçlerimizde özel ihtisas birimlerinin oluşturulması gereklidir. Hem ailelerin hem de çocukların kaçırılma olaylarına karşı eğitilmeleri de önemli bir husustur. Çocuk kaçırılması ve kaybolması olgularının önlenmesi bir devlet politikası olmalıdır. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için bu önemli konuda daha fazla geç kalmak gibi bir lüksümüz olamaz.''
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi