Arnavutluk'ta komünizmin çöküşünün 20. yıldönümü

Başkent Tiran'da ''Rahibe Teresa'' Meydanı'nda düzenlenen kutlamalara katılan Başbakan ve Demokratik Parti Genel Başkanı Sali Berişa, yaptığı konuşmada ''20 şubat tarihi Arnavutluk vatandaşlarının cesaret ve özgürlüğünün günüdür. 20 Şubat 1991'de Arnavutluk halkı diktatör Enver Hoca'nın anıtını yıktı. 20 şubat tarihi, komünist diktatörlüğün çökmesinin tarihidir. Arnavutluk vatandaşları, komünist diktatörlüğün yürüttüğü baskıyı, ektiği acıları asla unutmamalıdır'' dedi.

Berişa, ''Bugün Arnavutluk NATO üyesidir, Arnavutluk vatandaşları Şengen kapsamındaki AB ülkelerine vizesiz seyahat edebilir. Hedefimiz, AB ailesiyle birleşmektir. Biz bu konuda her gün, her saat, her an çalışacağız'' diye konuştu. Başbakan Berişa 21 Ocak olaylarıyla ilgili olarak da ''21 Ocak şiddet olayları, komünistlerin çocukları tarafından organize edildi. Muhalefettekiler, serbest oy ile iktidara gelen bir hükümeti devirmek istediler, fakat bunu başaramadılar. Muhalefettekiler, bunu bir daha denememelidir'' ifadesini kullandı.

Başkenti Tiran'da 21 Ocak'ta hükümetin istifasını isteyen göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada 3 protestocu ölmüştü. Ellerinde Arnavutluk ve AB bayrakları ile mitinge katılanlar, komünizmin kurbanları anısına 1 dakika saygı duruşunda bulundu.
 

20 Şubat 1991

Başkent Tiran'da 2 Temmuz 1990 tarihinde çok sayıda kişinin Batı ülkelerinin büyükelçiliklerine girerek sığınma talebinde bulunması, rejime karşı halk ayaklanmasının ilk işareti oldu. Aynı yılın sonunda üniversitelilerin başlattığı hareket halktan destek gördü ve 20 Şubat 1991 günü halk başkent Tiran'ın merkezinde bulunan Enver Hoca anıtını yıktı.
Sovyetler Birliği'nde başlayan değişim rüzgarlarından en son etkilenen Doğu Avrupa ülkesi Arnavutluk oldu. Cumhurbaşkanı Ramiz Alia, 25 Ocak 1990'da yaptığı konuşmada, Doğu Blokundaki gelişmeleri "sosyalist çizgiden sapma" ve "bir felaket" olarak nitelendirmiş, "Arnavutluk'un bu duruma asla düşmeyeceğini" söylemişti.

Alia, Temmuz 1990'daki olaylar üzerine halkın tepkisini yatıştırmak için çok partili sisteme geçme kararı aldı. Ardından iktidardaki komünist Emek Partisi'nin yanı sıra Demokratik Parti'nin kuruluşu da resmen kabul edildi. Basın alanında da bazı özgürlükler sağlanarak Demokratik Parti'nin "Rilindja Demokratike" adlı bir gazete çıkarmasına izin verildi.

Ülkede 10 Şubat 1991'de 250 kişilik Halk Meclisi üyelerinin belirlenmesi için seçim yapıldı. Seçim kararı, muhalefet partilerinin teşkilatlanması tamamlanmadan, liderlerin halka kendilerini tanıtmasına fırsat verilmeden alınmıştı. Böylece Emek Partisi'nin devamı olan Sosyalist Parti'nin bir dönem daha iktidarda kalması amaçlanmıştı. Öyle de oldu ve Sosyalist Parti parlamentoda 169 üyelik kazandı.

Ancak halk bu sonuçtan memnun kalmadı ve tepki gösterdi. Bunun üzerine 22 Mart 1992'de yeniden seçim yapıldı ve bu seçimde Demokratik Parti 92 milletvekilliği kazanarak birinci parti oldu. Ramiz Alia istifa etmek zorunda kaldı ve cumhurbaşkanlığına Demokratik Parti lideri Sali Berişa seçilirken, hükümet de Demokratik Parti liderliğinde kuruldu.