Asalak değil sahipsiziz

Sayıları İstanbul'da 10 bini geçen, Türkiye'de 70 bine ulaşan evsizler için söz verilen yuva hâlâ yapılmadı.

Asalak değil sahipsiziz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.08.2012 - 07:59

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “en az üç çocuk” söylemini uzun zamandır sürdürse de, Türkiye’deki evsiz sayısı her geçen gün artıyor. Hukukçular; işsizlik, ekonomik sorunlar, aile içi şiddet gibi nedenlerden dolayı sokakta yaşamaya başlayan yurttaşlar için 365 gün açık kalacak “Evsizler Evi”nin halen yapılmadığına, yalnızca kış mevsiminde onları spor salonuna toplayıp geri sokağa bırakmak gibi geçici çözümler uygulandığına dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler’in raporuna göre dünyada 100 milyon evsiz var. Bu sayı Türkiye’de 70 bin, İstanbul’da ise 10 bin civarında. Rakamların bu kadar yüksek olduğunu daha önce fark etmemiş olabilirsiniz, zira evsizler kalabalıklar arasında birer gölge gibi yaşıyorlar; anlattıklarına göre yaşamaya devam etmek için gölge olmak zorundalar. Ancak onlar daha çok, devletin kendilerine hiçbir adres göstermemesinden yakınıyor: “Sen devlet olarak her şeyimi kaybettikten sonra beni yok mu sayıyorsun?”

Biz de, bu sorunun yanıtını aramak için, dernek olarak hayata geçen Dr. Atsushi Miyazaki Evsizler Evi’nde yaşayan kişilerle konuşuyoruz.

Aile içi anlaşmazlıklar nedeniyle bunalıma giren, evini ve işini kaybettikten sonra 2000-2003 yılları arasında İstanbul’da sokaklarda yaşayan Ahmet Ağırdıcı, sokakta en büyük sıkıntının barınma ve sağlık sorunları olduğunu belirtiyor: “Sokakta aynı yerde çok uzun süre kalamıyoruz, gittiğimiz yerler de mutlaka kalabalık olmalı başımıza bir şey gelmemesi için. Ancak bizi ne otogarlar ne camiler kabul ediyor.” Ağırdıcı, sokakta yaşayan kişinin temel bakımını yapamadığı için psikolojik sorunların da beraberinde geldiğini söylüyor: “Tabii sağlık güvencemiz de yok. Hastaneye gittiğimizde doktor bir reçete yazıp gönderiyor da o ilaçları alacak para yok.”

Ağırdıcı şöyle devam ediyor: “Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) tarafından alınıp götürüldüğümüz mekânlarda, akıl hastaları ve tinerciler de oluyor. Yan dönüp baksam bir akıl hastası ‘ne bakıyosun’ diye kavga çıkarabiliyor. Sokak bile oralardan daha güvenli.”

Eş acısı sokaga düşürdü

En büyük sıkıntı barınma ve sağlık sorunları

• Eşinin ölümünden sonra depresyona giren, işini bırakarak yaşadığı kenti terk eden, ardından da İstanbul’da sokaklarda yaşayan Tamer Metin AKOM’un merkezlerinde yalnızca bir yıl içinde 9 kişinin çeşitli nedenlerle hayatını kaybettiğini söylüyor. Onu en çok rahatsız edense görevlilerin yaklaşımı olmuş: “Bize orada ‘toplumun asalakları’ diyorlardı, bunu açık açık söylüyorlardı. Oysa biz evsizlerin arasında makine mühendisi de var, doktor da. Toplumun asalakları değiliz, sahipsiziz.” Bir başka evsiz, eski turizmci Metin Şölen ise devletin kendilerine söz verdiği “Evsizler Evi”nin halen yapılmadığına dikkat çekerek bunun dışındaki temel taleplerini şöyle sıralıyor: “Tüm evsizler toplanıp bir sağlık taraması yapılmalı. Akıl hastaları ile alkol ve madde bağımlıları ayrılıp tedavi altına alınmalı. Geriye kalanlar rehabilite edilerek belediyenin meslek kursuna gönderilmeli. Kendi parasını kazanacağı bir ortam yaratılmalı.”


Donmaya terk ediliyorlar

• Hukukçular, Türkiye’deki evsizler için halen bir yasal düzenlemenin yapılmamasının, onları donarak ölüme terk etmek anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Evsizlerin yalnızca kış mevsiminde spor salonlarına toplanılması gibi çözümlerin yeterli olmadığını belirten Avukat Seda Akço, sokakta yaşayan çocuklara da dikkat çekerek “Çocukları sokaktan kurtarmak için evsiz kalan ailenin desteklenme hakkının anayasaya geçmesi lazım. Uygulamada ise mahalli düzeyde bir örgütlenme oluşturulması lazım” ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler