Atatürk olmasaydı!...

Atatürk olmasaydı!...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.09.2008 - 09:08

Yaşadığımız “Ergenekon”lu bugünlerde, aklıma şöyle bir soru takıldı: Basınımızda yer aldığı üzere, “Ergenekon İddianamesi”nde, bu örgütün varlığı, ta 1923 yılına değin uzandırılmakta; başka bir deyimle, devletimizin kurtarıcısı ve kurucusu Büyük Atatürk’ün bile bu örgütün varlığından haberi olduğu varsayımı öne sürülmektedir. Bu iddianameyi kaleme alanlar öyle bir cüret göstermişler ki, Atatürk’ümüzü bile büyük ölçüde düş ürünü olduğunu düşündüğüm bu örgütle irtibatlandırmışlar. Peki, Ergenekon İddianamesi’ni ortaya atanlar ve oluşturanlar acaba kendilerine hiç şu soruyu sormak gereksinmesini duymadılar mı? Atatürk’ümüz olmasaydı, bizler bugün nasıl bir Türkiye’de yaşıyor olurduk?.. 
Çanakkale Savaşı’nda dehasını ilk kez sergileyen ve bu savaşın kazanılmasında başrolü oynayan Atatürk olmasaydı; İstanbul, bir yandan, İngilizlerle Fransızların, öte yandan da, Rusların işgali altına girecekti hiç kuşkusuz. Atatürk olmasaydı, “Ulusal Kurtuluş Savaşı” diye dünya tarihine altın harflerle yazılı bir savaş gerçekleşmeyecek ya da gerçekleşse dahi, bu savaş, düşman güçlerin ülkemiz topraklarını aralarında paylaşmaları ve Türklere Anadolu’da çok ufak bir toprak parçasını bırakmalarıyla sonuçlanacaktı.
Atatürk olmasaydı, Batılı Güçlerin uydusu ya da yarı-sömürgesi durumunda olan bir Türk Devleti kurulacak ve bu devlet, İslam dinini esas alan, şeriat hukukuna dayalı bir devlet konumunda olacaktı hiç kuşkusuz!
Atatürk olmasaydı, devletimizi çağdaş ve modern bir devlet haline getiren devrimlerin hiçbirisi yapılmamış olacak ve Türkiye, aynen 19. yüzyıldaki Osmanlı Devleti gibi, Büyük Güçlere sırtını dayayan, tek başına hiçbir kararı alamayan, çağımızın koşullarının çok gerisinde kalan koşulların egemen olduğu bir devlet olacaktı.
Atatürk olmasaydı, ülkemizde kadın, erkekle eşit bir statüde olmayacak, iş yaşamının hiçbir alanında varlığını gösteremeyecek ve erkeğin âdeta kölesi durumunda olmayı sürdürecekti.
Atatürk olmasaydı, hukukumuz ve eğitimimiz, dinsel kurallar üzerine oturtulacak; böylelikle Türk toplumu, içinde yaşadığımız çağın koşullarına ayak uyduramayan bireylerin yaşadığı bir toplum görünümünde olacaktı.
Atatürk olmasaydı, Türkiye Devleti, yüzyıllardan beri amaçladığı Batı Avrupa toplumunun eşit bir üyesi olmayı düşleyebilir miydi?..
Şimdi, başta AKP Hükümeti üyeleri olmak üzere, sizlere soruyorum: Böyle bir Türkiye’de mi yaşamak isterdiniz?..
Atatürk’ümüzün çok kısa bir sürede gerçekleştirdiği mucizevî devrimlerle, 1930’lu yıllarda devletimiz, çağdaş uygarlık yolunda birçok Avrupa ülkesinin önüne geçmişti. Eğer bu devrimler aynı hızla ileriye doğru sürdürülmüş olsaydı, ben eminim ki, bugün bir “Ergenekon sorunu”nu yaşamayacaktık!
Ülkemizi yönetenler Atatürk’ü ve O büyük insanın gerçekleştirdiklerini hâlâ içlerine sindirememişlerse, o insanlara acımaktan başka bir şey gelmiyor içimden.. çünkü Büyük Atatürk’ün yolu, çağdaşlıktır; Büyük Atatürk’ün yolu, izlenmesi doğru olan bir yoldur ve ancak Atatürk’ün yolu, devletimizin, uluslararası toplulukta “tam bağımsız” bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesini olanaklı kılacak olan yoldur.
“Ergenekon davası” sürecini yürütecek olan yargıçlarımıza şöyle seslenmek isterim: Eğer sizler, Atatürk’ümüzün vatanımızı emanet ettiği gençlerdenseniz, O’nun gençleri olmaya lâyık bir biçimde davranın; kişisel çıkarlarınızı hiç düşünmeden, yalnızca ülkemizin çıkarları doğrultusunda düşüncelerinizi oluşturun ve Atatürk’ün yolunun, ülkemizi selâmete çıkartacak tek yol olduğu bilinciyle kararlarınızı oluşturun!
Devletimizin yurtiçinde ve dışında çözmesi gereken binbir sorunu varken, ülkenin gündeminin yalnızca “Ergenekon” sorunuyla meşgul edilmesi, ne denli akılcı ve mantıklı bir davranıştır, doğrusu bilemiyorum!

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon