'Atatürk'ün izindeyiz'

Türk sporuna birçok değerli miras bıraktıklarını belirten Faruk Eczacıbaşı, "Gençlerimizi topluma kazandırmada sporun ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz" dedi.

'Atatürk'ün izindeyiz'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.05.2020 - 02:00

Türk spor tarihine kazandırdığı sayısız başarıların yanında, güçlü altyapısıyla Eczacıbaşı VitrA, dünyanın sayılı kulüpleri arasında yer alıyor. Türkiye'ye voleybolda ilk Avrupa Şampiyonluk Kupası'nı getiren, 17 kez arka arkaya Türkiye Şampiyonu olarak rekor kıran ve Atatürk'ün 100. doğum yılının kutlandığı 1980'de Avrupa ikinciliğiyle göğsümüzü kabartan 'Atatürk'ün Kızları', ülkemizi 54 yıldır uluslararası arenada gururla temsil ediyor. Eczacıbaşı VitrA'nın 21 yıldır kulüp başkanlığını yürüten Faruk Eczacıbaşı ise bu istikrarlı başarının mimarlarından. Atatürk ilkeleri doğrultusunda ilerleyen ve Türk sporuna birçok değerli miras bırakan bir kulüp olduklarını belirten Faruk Eczacıbaşı, Cumhuriyet'in sorularını yanıtlarken, "Türk kadınını gururla temsil eden bir kulüp olmaktan onur duyuyoruz" dedi.

'YENİDEN AVRUPA’NIN ZİRVESİNDE YER ALACAĞIZ'

- Yine bu sezon şampiyonluk yolunda bir Eczacıbaşı vardı CEV Şampiyonlar Ligi'nde iki Türk takımıyla birlikte. İptal edilen organizasyon sonrası neler hissettiniz? 

Bu sene takımımız sezonu Süper Kupa ile açtı ve Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda ikincilik elde ederek yine önemli bir başarı elde etti. Şampiyonlar Ligi’nde de yolumuza namağlup devam ediyorduk. Türk takımlarının Avrupa’nın zirvesinde yer alması bizim için her zaman gurur kaynağı oldu. Tabii ki böyle bir salgının ortaya çıkmamasını ve turnuvayı tamamlamayı isterdik. Ancak insan sağlığı her şeyden önemli ve Avrupa Federasyonu’nun almış olduğu iptal kararını destekliyorum. Umarım sağlıklı günlerde yeniden Avrupa’nın zirvesinde yer alacağız.

'MÜCADELENİN SONUNA GELMEDİK'

- Türkiye Voleybol Federasyonu'nun ligleri bitirmesi kararıyla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Türkiye Voleybol Federasyonu’na ligleri oynatmama kararı aldıkları için teşekkür ediyorum. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada zor zamanlar yaşanıyor. “Her şeyden önce sağlık” sözü bu zamanlarda daha da anlamlı. Covid-19 hızlı yayılan bir hastalık ve henüz mücadelenin sonuna gelmedik. Takım sporlarında topa veya diğer oyuncuya temas kaçınılmazdır. Bu nedenle oluşturmamız gereken izolasyonu sağlamak ve sağlığımızı korumak için alınan bu kararı destekliyoruz.

'YOĞUN BİR SEZON OLACAK'

- Gelecek sezonun 16 takımla oynanması, Eczacıbaşı gibi ülkemizi Avrupa'da temsil eden takımlar için daha çok maç demek. Nasıl bir sezon bekliyorsunuz?

Her zamankinden daha yoğun bir sezon olacak. Dünya Kulüpler Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası maçları bizi bekliyor. Sezona daha erken başlayacağız, maç sıkışıklığı elbet olacak ancak en iyi şekilde hazırlanıp, kondisyonumuzu yüksek tutacağız. Umarım bu yoğunluktan dolayı sakatlıklar yaşamadan sezonu en iyi yerde tamamlarız.

'MAALESEF ARAMIZDAKİ MESAFE BÜYÜYECEK'

- Tüm dünyada her sektörü etkileyen koronavirüs süreci sonrası voleybolun geleceğini nasıl görüyorsunuz? Neler değişecek? Olumlu ve olumsuz yönleri sizce neler olacak?

Yeni normale önemli değişiklikler yaparak giriyoruz. Özellikle sosyal mesafenin uzun bir süre daha korunacağı bir süreç olacak. Bu durum voleybolu ve diğer sporları da etkileyecektir. Tribünlerde taraftarların omuz omuza destek verdiği görüntüleri uzunca bir süre özleyeceğiz. Birçok alanı etkileyen olumlu ve olumsuz yönler var. Genel olarak baktığımızda pandemi döneminde dijital dönüşümlerin hız kazandığını gördük. Yeni normalde de büyük bir kesimin bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Öte yandan, eskisi gibi kalabalıkların oluşmaması aramızdaki mesafeyi büyütecek. Bu süreçte olumsuzluklardan etkilenmemek için altyapı ve spor okulu oyuncularımıza, antrenörlerimiz tarafından online dersler verildi. Mümkün olduğunca voleybolu devam ettirmeye çalışıyoruz. Sağlıklı günlere kavuştuğumuzda eminim ki kaldığımız yerden devam ederek daha iyiye ulaşacağız.

'KAYNAKLARIMIZI DAHA ÖZENLİ KULLANACAĞIZ' 

- Birçok kulüp küçülme hesapları yapıyor bu süreç nedeniyle. Sizin planlarınız neler?

Koronavirüsten etkilenen birçok sektör oldu. Özellikle ekonominin durgunlaşmasıyla yaşanan maddi sıkıntılar firmaları zor duruma soktu. Spor alanında da bir anda her şeyin durması elbette kulüpleri ekonomik açıdan zorlamaya başladı. Eczacıbaşı Spor Kulübü, yarım asırı geçmiş bir kulüp. Hedefimiz sadece A Takım düzeyinde başarılar elde etmek değil, altyapıya da aynı ölçüde önem vererek yeni oyuncular, yeni yıldızlar yetiştirmek. Bu dönemde, kaynaklarımızı kullanırken daha da özen göstereceğiz ama hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Gelecek sezonda hem tecrübeli, hem de genç ve yetenekli oyuncularımızın yer alacağı güçlü bir kadroyla mücadele edeceğiz. 

GELECEĞE SMAÇ!

- Özellikle altyapıya çok önem veren bir kulüp Eczacıbaşı. Türk kadını ve gençliğine verdiğiniz destek nasıl bu kadar büyük başarılara ulaştı?

Kulübümüzün kurulduğu 1966 yılından bu yana, Türk toplumuna ve sporuna yararlı bireyler yetiştirmek için çok çalıştık. Kulübümüzden geçen her sporcuya, bu ortak amaç doğrultusunda potansiyellerini açığa çıkarabilecekleri bir spor yuvası yaratmaya çabaladık. Emeklerimizin, Türk voleyboluna ne kadar değerli sporcular, antrenörler ve idareciler kazandırdığını gördükçe de daha fazlasını istedik. 

Bu anlamda geldiğimiz son nokta, 2016 senesinde ES Voleybol Spor Kulübü ile birlikte başlattığımız “Geleceğe Smaç” projesi oldu. Bu, 6-13 yaş arasında sporla tanışan kız çocuklarının sayısını artırmayı hedeflediğimiz uzun soluklu bir proje. Ne mutlu ki, 2019 itibarıyla 3 bin kız çocuğunu voleybol okullarımızda sporla buluşturur hale geldik.

'EMEKLERİMİZ TAÇLANDIRDIK'

- 21 yıllık başkanlık döneminizde sizi en çok heyecanlandıran başarı neydi?

Başkanlık öncesinde de geçtiğimiz 21 senede de, ülkemizde ve uluslararası alanda hedeflerimiz doğrultusunda çok çalışarak elde ettiğimiz her başarı beni mutlu etti ve gururlandırdı. Burada bahsettiğimiz hedefler nedir? Sporun kadın ve kız çocukları için daha ulaşılabilir olmasını sağlamak ve voleybol yoluyla hayata kazandırmayı hedeflediğimiz Türk kadınını gururla temsil eden bir kulüp olmak. Son 21 seneyi bu şekilde değerlendirecek olursak, 2018’de Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından aday gösterilerek aldığımız IOC Kadınlar ve Spor Dünya Ödülü’nün bende çok ayrı bir yeri olduğunu söyleyebilirim.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından bu ödüle layık görülmek, aslında 50 seneyi aşkın bir süredir verdiğimiz emeklerin taçlandırılması demekti. Buenos Aires’e ödülü almaya gittiğimde, çok gurur verici bir tabloyla karşılaştım. Orada her bir projenin başında kararlı, dimdik duran kadınlar vardı. Böyle bir ortamda yer alabilmek, bana bir kez daha ne kadar değerli bir iş başardığımızı hatırlattı.

- 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı için vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda ilerleyen ve Türk sporuna birçok değerli sporcu, antrenör ve yönetici miras bırakmış olan bir kulüp olarak, gençlerimizi topluma kazandırmada sporun ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Şimdilik ağırlıklı olarak evlerimizde olduğumuz bu dönemde de, gençlerimizin spor yaparak, okuyarak, araştırarak kendilerine yatırım yapmayı sürdürmelerini diliyorum.