Avrupa Parlementosu'ndan ziyaret

Son dönemde Kıbrıs'la ilgili gelişmeleri basından takip ettiklerini, Hükümet'in, Meclisi bilgilendirmediğini iddia eden MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Annan Planı çerçevesinde yapılan referandumu Türk tarafının kabul ettiğini, Rum tarafının ise kabul etmediğini anımsattı. Vural,

''Buna rağmen Rum Kesimi AB'ye alındı. Türk tarafına uygulanan ambargonun kaldırılacağı açıklandı ama kalkmadı. Kıbrıs'ta iki halkın varlığını dikkate alan bir çözüm bulunmalıdır. Bunun dışındaki yaklaşım Ada gerçeğini yansıtmaz. Kıbrıs'ta, 1960 öncenine dönülmemelidir. Kıbrıs, BM'nin görev alanı içindedir ve bu çerçevede çözüme kavuşturulmadır'' diye konuştu.

Vural, Kıbrıs'ta 1970 yılında Türklerin ortadan kaldırılmak istendiğine dikkate çekerek, Bosna-Hersek'te ve Kosova'da yaşananların unutulmaması gerektiğine söyledi. ''Bunları yıkan kim?'' diye soran Vural, bunları yapanların çok iyi bilinmesi gerektiğini söyledi. Vural, KKTC'ye uygulanan ambargonun da AB'nin bir çifte standardı olduğunu kaydetti. Vural, Kıbrıs'ın Londra ve Zürih Anlaşmaları ile statüsünün belirlendiğini ifade ederek, buna rağmen Rum tarafının AB'ye alındığını belirtti.

Oktay Vural, bir başka soru üzerine Hükümetin, Türkiye'nin temel değerlerini dikkate almadan AB ile müzakereleri sürdürdüğünü iddia etti. Vural, ilerleme raporlarında Türkiye'nin pozisyonunun belirlenmesi gerektiğini söyledi.

TCK'nın 301. maddesi konusunda milli kimliğin korunması gerektiğini belirten Vural, düşünce hürriyetinden yana olduklarını ancak, toplumun manevi değerlerine karşı yapılan hakarete karşı olduklarını ifade etti.

MHP'li Vural, Türkiye'de Hristiyan azınlığın haklarının Lozan Antlaşması ile belirlendiğini anımsatarak, camilerin ve kiliselerin ibadete açık olduğunu hatırlattı. Vural, ''Türk toplumunun bu konularda bir kompleksi yok. Geniş bir hoşgörü içinde yaşıyoruz. Irkçı bir saldırı yok, dini ibadethanelere saldırı yok'' diye konuştu.

Vural, milli kimlik ve toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduklarını, Lozan'da belirlenen azınlıkların dışında başka azınlıklara karşı olduklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyaretine ilişkin bir soruyu değerlendirirken de Vural, Ermenistan'ın Türkiye'nin sınırlarını, Lozan'ı ve toprak bütünlüğünü tanımadığını, Ağrı Dağı'nı kendi toprakları içinde gösterdiğini ve Azerbaycan'ın yüzde 20'sini işgal ettiğini belirterek, bunun için Cumhurbaşkanı'nın gezisini doğru bulmadıklarını söyledi. Vural,

''İlişkileri anormal hale dönüştüren Ermenistan'dır. AB, Rusya'nın Osetya ve Abhazya'dan derhal çıkmasını istiyor. Aynı AB, 'Ermenistan'a da derhal Azerbaycan topraklarından çık' demeli ve çifte standarttan vazgeçmelidir. Türkiye'de 60 bin Ermeni vatandaşı çalışıyor. 2.5 milyon nüfuslu Ermenistan'ın Türkiye ile iyi ilişkiler kurması kendi lehinedir''dedi.

DTP'ye ziyaret

AP Parlamento heyetinden bir grup milletvekili, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ü ziyaret ederek bir süre görüştü. Basına kapalı olarak yapılan görüşmeden sonra gazetecilere kısa bir açıklama yapan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, demokrasinin hangi noktada olduğu, reformların ne kadar içselleştirildiğini, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün demokratikleşmenin önünde en büyük engel olduğunu anlattıklarını söyledi.

AB sürecini önemsediklerini belirten Türk, ''Kürt sorunu, demokratik, sivil yöntemlerle çözülmediği takdirde Türkiye'deki demokratik değişimin dönüşümün olmayacağını herkesin görmesi gerekir. Bu konudaki görüşlerimizi aktardık'' dedi.

DTP'nin kapatılması istemiyle açılan davanın da gündeme geldiğini belirten Türk, konuk heyetin, belediye başkanlarına ve milletvekillerine açılan davalar hakkında soru sorduklarını söyledi.