Avukat Can Atalay: İçişleri Bakanlığı dosyaya müdahale ediyor

İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık polis Fatih Dalgalı, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla bağlanırken; dinlenmesi gereken 3 tanıktan ikisinin, haklarında “FETÖ”den yürütülen bir soruşturma olduğu ve firari olmaları nedeniyle dinlenemeyecekleri aktarıldı. Duruşmayı HDP milletvekilleri, Gezi direnişi sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfiye Sarısülük ve çok sayıda yurttaş izledi.

‘Nihai karar değil’

Mahkeme Başkanı, dosyanın yüzde 90 oranında tamamlandığını ve son aşamaya gelindiğini belirterek, “Bazı zorluklar da yaşanmadı değil, bilirkişi görevden çekildi. Biz mahkeme olarak bir an önce yargılamayı bitirmek için adımlar attık. Dosyanın yüzde 90’ı bitti gibi bir şey. Artık sona yaklaştık” dedi. Dosyaya giren ek rapora ilişkin de konuşan mahkeme başkanı, “Hiçbir bilirkişi raporu sonuna kadar kabul edilecek diye bir şey yok. Bu rapor bizim için bağlayıcı değil. Tüm dosyayı incelip öyle karar vereceğiz. Bizim vereceğimiz karar nihai bir karar değil” dedi.

Mahkeme Başkanı’nın sözlerinin ardından Elvan ailesinin avukatlarının beyanları alınmaya başlandı. İlk olarak avukat Çiğdem Akbulut, söz aldı. Akbulut bugüne kadar  dosyaya giren 5 Mayıs 2014 tarihli Ulusal Kriminal Büro Raporu’nu, 19 Ocak 2015 tarihli Jandarma Kriminal Raporu’nu, 10 Ocak 2019 tarihli özel bilirkişi raporunu tek tek anımsatarak hepsinde olay anında Okmaydanı’nda bir eylem olmadığının belirtti. Son raporun kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Akbulut, “Bu raporların tamamı bize olay anında bir çatışma olmadığını söylüyordu. Dosyadaki görüntüleri çıplak gözle izlediğimizde biz de bunu rahatlıkla görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Akbulut’un ardından söz alan avukat Can Atalay, dosyanın aslında tamamlandığını ve bu sebeple dosyaya yeni rapor alınmaması gerektiğini söylediklerini ancak mahkeme heyetinin yeni rapor alınması konusunda ısrarcı davrandığına dikkat çekti. Atalay alınan ek rapora İçişleri Bakanlığı’nın müdahale ettiğini de öne sürdü. 

Berkin Elvan’ın sanık Fatih Dalgalı ve onun amirleri tarafından kasıtla öldürüldüğünü aktaran Atalay, “Fatih Dalgalı ve amirleri Berkin’i değil ama Okmeydanı’ndan birini öldürmek için ısrarlı ve hırslı bir şekilde hareket etmişler; sonunda da Berkin’i öldürmüşler. Nişan alınması, atış yapıldıktan sonra saldırıya devam edilmesi, yardım etmeye çalışanların gaza boğulması bunu gösteriyor. Fatih Dalgalı, Berkin’i şahsen tanımıyor ancak sanığın dünya görüşü ve o dönem İçişleri Bakanlığı tarafından verilen talimatlar; sanık polisin Okmeydanı’ndan birini öldürmek istemesi için yeterli” dedi.  Atalay ek raporda Berkin Elvan’ın suçlu gösterilmeye de çalışıldığına da dikkat çekerek, “Bir çocuğun Okmeydanı’nda yaşıyor oluşu bir kusur değildir. Bir çocuğun Ramallah’ta, Gazze’de, Diyarbakır Bağlar’da, Hatay Armutlu’da yaşıyor oluşu da kusur değildir. Bu dosyaya bu raporu ekleyenlerin rezaleti, bu emri verenlerin rezaletidir. Ancak bu rapora o çocuğun Okmeydanı’nda yaşadığı için suçlu göstermeye çalışması onların ayıbıdır. Bu rezilliği düzeltin” diye konuştu.

Süre talep edildi

Avukat Atalay duruşma savcısı mütalaa vermeden önce dosyadaki delillere ilişkin son bir savunma yapmak istediklerini belirterek süre talep etti. 

Mahkeme başkanı daha sonra sanık avukatlarına söz verdi. Ek raporu yeni aldıklarını belirten avukatlar rapora ilişkin savunma yapmak için süre istedi. 

Mahkeme heyeti süre taleplerini kabul ederek duruşmayı 18 Mart tarihine erteledi.