Avukatın ifadeleri için şikayetçi oldu
Birinci Ergenekon davasında mahkeme kararıyla Ankara'da tanık olarak dinlenen Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Keleş, tanık avukat Mehmet Ener'in ifadelerinin "hakaret ve iftira" niteliği taşıdığını belirterek Ener'den şikayetçi oldu.
Tutuklu sanık Avukat Kemal Kerinçsiz, savcı Hamza Keleş’in ifadeleri ile Avukat Mehmet Ener’in “Sanık Osman Yıldırım’ın Danıştay ve Ergenekon ile ilgili iddialarını aktardığım Savcı Keleş tutanak tutmadı” şeklindeki ifadelerinin “tanıklar arasında uzlaşmaz çelişki doğurduğuna” dikkat çekti. Mahkemenin çelişkiyi gidermesi gerektiğini savunan Kerinçsiz, bu nedenle tanık Mehmet Ener’in yeniden tanık olarak dinlenmesini talep etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 196. oturumunda Başkan Hasan Hüseyin Özese, taleplerin alınacağını açıkladı. Tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz, mahkeme kararıyla Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nce 15 Haziran 2006’da tanık olarak dinlenen Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Keleş’in ifadesine dikkat çekti. Kerinçsiz, önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenen Avukat Mehmet Ener’in, Savcı Hamza Keleş’e “Osman Yıldırım'ın Cumhuriyet’e atılan el bombalarını Veli Küçük’ten aldığı ve diğer Ergenekon sanıklarına yönelik iddialarını da aktardığını ama tutanağa bağlamadığı” şeklindeki ifadesini anımsattı. Kemal Kerinçsiz şöyle devam etti: “Savcı Hamza Keleş, Mehmet Ener’in kendisiyle görüşmediğini, çelişkili ifadeler verdiğini, kendisini yıpratma amacıyla bu tür beyanlarda bulunduğunu, anlatımların kurgu olup hakaret ve iftira niteliğinde olduğunu, bu kişi hakkında şikayetçi olduğunu ifade etmiştir. Mehmet Ener’in tanıklığı sözde Ergenekon davasıyla Danıştay cinayeti dosyasının birleştirilmesi konusunda dikkate alınan Osman Yıldırım'ın beyanlarının çıkış noktası olması itibarıyla önem arzetmektedir.” Avukat Mehmet Ener ile Savcı Hamza Keleş’in tanıklık ifadeleri arasında uzlaşmaz çelişkiler doğduğunu savunan Kerinçsiz “Mahkemenin bu çelişkileri gidermesi, giderilmediği takdirde bu hususun tespiti yönünden Mehmet Ener’in yeniden dinlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır” diye konuştu.
Deniz Feneri savcıları
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, iddianamede polisin Tuncay Güney’in ifadelerinden ve MİT’e gönderilen ihbar mektubunun ekindeki CD içeriğindeki belgelerden hazırlan Ergenekon şemasının açıklanmasını defalarca talep etmesine karşın mahkeme tarafından isimlerin kapatıldığını anlattı. Şemada sadece Doğu Perinçek ve kendi adının açık olduğunu belirten Küçük “Deniz Feneri soruşturmasında görevli 3 savcı yaptıkları yazışmalarda bazı isimlerin üzerine kapattıkları gerekçesiyle görevden alındı. Bu suçsa, Ergenekon şemasında benim altımdaki üstümdeki isimlerin kapatılması da suçtur” diye konuştu.
Jandarma İstihbarat Komutanıydım
Kendisinin JİTEM ve faili meçhul cinayetlerle irtibatlandırıldığını söyleyen Küçük “Evet, ben bir dönem Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanıydım. Bütün istihbarat grupları bana bağlaydı. Benim görev yaptığım hiçbir yerde faile meçhul cinayet olmaz. Olsa etek giyerim” dedi. Ergenekon davalarının senaryosunun 1974’te dönemin ABD Başkanı’nın parmağını Türkiye haritasına koyarak “Türkiye için içim titriyor” sözleriyle hazırlanmaya başlandığını ifade eden Veli Küçük “Türk ordusuna oynanan bu oyunu görelim artık. Ben 70 yaşındayım. Burası benim 20. atanma yerim. Türk milliyetçisi, onurlu ve Müsluman olduğum için, Bahai dininden olmadığım, Fethullah Gülen'in dinini kabul etmediğim için hedef oldum” diye konuştu.
Duruşmada gerginlik
Tutuklu sanık Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, “Beni kararlamak için cezaevlerinden iftiracı devşiriliyor” diyerek Hrank Dink ve Zirve Yayınevi cinayeti davalarında tanıklık eden Erhan Özen’in “yalancı tanık, namussuz, haysiyetsiz, utanmaz” olduğunu söyledi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, kimse hakkında hakaret içeren sözler söylememesi için uyarıda bulundu. Tekin, sözlerini “Namuslu, haysiyetli, şerefli Erhan Özen” diye sürdürünce izleyiciler tarafından alkışlandı. Özese’nin alkışlayanları uyarısının ardından Tekin savunmasına devam etti. Tekin’in “Bizleri lağımda bulunan delillerle içeride tutuyorsunuz. Lağımdan gelecek delillerden medet umuyorsunuz” sözleri üzerine Başkan Özese “Biz hiçbir yerden medet ummuyoruz. Sizlerin lehine ve aleyhine olan delilleri topluyoruz. Savunma maksadını aşan konuşmalar yaptığınız takdirde sözünüzü yarıda kesmek zorunda kalacağım” dedi. Tekin’nin “Nereden keserseniz kesin” sözleri üzerine duruşmaya 10 dakika ara verildi. Bu sırada “Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız? Böyle düzmece adalet olmaz” diye bağıran bir izleyici dışarı çıkarıldı.
Bana Pentotal verin
Duruşma yeniden başladığında konuşmasına devam eden Muzaffer Tekin söyle konuştu: “Beni yalan makinesine bağlayın demeyeceğim. İkinci Dünya Savaşı sırasında 'pentotal' adlı bir madde kullanılıyordu. Kalıcı etkiler bıraktığı için kullanımından vazgeçildi. Bu yöntemle, 5 dakika içinde her şeyi çözebiliyorsunuz. Ertesi gün ölümcül etki yapacağını bilsem de alçakça şahsıma bulaştırılmak istenen terör örgütü mikrobundan arınmak için bunun şahsıma uygulanmasını ivedilikle talep ediyorum. Böylece masum olduğum tespit edilecektir.”
En Çok Okunan Haberler
- Baba evinde öldürüldüğü kesinleşti!
- Narin cinayetinde 'delil' niteliğinde yeni ayrıntı
- Erden Timur'dan Galatasaray açıklaması!
- Yasak kardeşim yasak!
- Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert yanıt!
- 'Meclis'teki her konuşmanızı ben devrettim size'
- Belediye başkanı, kafası kesilmiş halde ölü bulundu!
- 'Ayşenur burada, sakın eve gelme'
- 200 milyon euroluk dev ponzi vurgunu!
- Beyrut ve Hayfa'da dumanlar yükseldi