"Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler"

Handan İnci'nin hazırladığı "Karanlıkta Kelimeler", yazdığı kitaplarla edebiyatımızın son yirmi beş yılında silinmeyecek bir etki bırakan Ayfer Tunç'un, yaşamı ve yazarlığı üzerine okurlarına önemli ipuçları sunan bir kaynak metin.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.01.2015 - 14:13

"Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler"

Kiminle ve kim tarafından yapıldığı da önemli olmakla birlikte nehir söyleşiler, hep değer verilen kaynaklar arasında yer aldı. Kolay açıklanabilir nedenleri var tabii ki bu kıymet verişin. Bunlardan birkaçını da akla hemen düşen özellikleriyle ele alabiliriz. Nehir söyleşilerin bütünlüklü bir tablo sunması, söyleşi yapılan kişiye kendini geniş ve rahat bir şekilde ifade edebilme fırsatı vermesi, merak doyuracak zeminler sunması, başka söyleşilerde henüz konuşulmamışların konuşulabilmesi... Bunlar daha da çoğaltılabilir ancak hepsinden önemlisinin, nehir söyleşilerin -en başta söylediklerimin altını çizip- kiminle ve kim tarafından yapıldığına bağlı olarak okuyanlara, içinde biyografik öğelerin ağırlığında, ilk ağızdan çıkmış bir kimlik kartı görme fırsatı sunmasında yatar. Bu kimlik kartı ise kendi dilinden kendini dinlediğimiz ismi, kendimizde bir yeniden yaratma sürecidir aslında çünkü o güne kadar uzakatan uzağa, sadece yaptıklarıyla izlediğimiz isimler, bu kapsamı geniş söyleşilerde, röportajcının kıvraklığına da bağlı olarak kendilerini olabildiğince açar. En azından bir nehir söyleşi gerçekleştirme fikrindeki amaç bu olur. Bu bağlamda nehir söyleşiler için kendini açmayı baştan kabulleniş de denebilir aslında. O nedenle okurda genelde tatmin sağlar. İyi bir söyleşi kitabında eksik kalan yönleri ise yazardan ve yakın çevresinden başkası bilmez çoğu zaman.

Böylesi söyleşiler de genelde yapacaklarını yapıp köşesine çekilmiş isimlerle gerçekleştirilir. Bunun nedenini anlamak çok da zor değil bir yandan. Hatta hak vermemek de mümkün değil ama diğer türlüsü de pekâlâ olabilir. Yani hâlâ üreten ve çabalayanlar da nehir söyleşilerle kendini açsa fena mı olur?

Olmaz tabii ve olmamış. İşte bunun güzel örneklerinden biri de geçenlerde yayımlanan Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler adını taşıyan kitap.

EDEBİYATTA YİRMİ BEŞ YIL

Sıkı edebiyat takipçilerinin de bildiği gibi geçtiğimiz yıl, yazarın edebiyat yaşamının yirmi beşinci yılıydı. Tunç'un edebiyatta yirmi beşinci yılına rastlayan romanı Dünya Ağrısı yayımlanmış, yine romanın yayımlanışına yakın tarihlerde, yirimi beşinci yıl kapsamında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde bir sempozyum düzenlenmişti. Bunların ardından yıl bitmeden böyle bir kitap geldi. Ayfer Tunç'un, edebiyat yaşantısının yirmi beşinci yılını, ardında güzel izler bırakarak geçirdiğini söyleyebiliriz bunlara bakarak.

Ayfer Tunç'la söyleşiyi gerçekleştiren, bugünlerde ismini yayımlanan kitaplarıyla sıkça andığımız akademisyen Handan İnci cephesinde ise bu yirmi beş yıllık birikimin kılcal damarlarında dolaşmanın yanında biraz daha farklı durumlar var: "Yirmi yılı aşkın süredir üniversitede sürdürdüğüm edebiyat derslerinde en büyük sıkıntıyı çağdaş yazarlarımız üzerine nitelikli eleştiri yazılarını referans vermek konusunda yaşadım. (...) Nicedir yazarlarla yapılan kitap hacmindeki söyleşiler bu boşluğu bir ölçüde telafi edeceğe benziyor. Edebiyat eserlerini değerlendirmek için hiç kuşkusuz yazarın bize aktaracağı bilgiye ve yaşantısının ana duraklarını görmeye birinci elden ihtiyacımız yoktur. Eser, kendi bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir. Ancak dünya edebiyatında pek çok örneğini gördüğümüz yazar mektuplarının, otobiyografilerin, tanıklıklar üzerinden kurulmuş biyografik öykülerin veya kendileriyle yapılmış uzun söyleşilerin yazarın dünyasını her açıdan kavramak adına çok verimli oldukları da bir gerçektir."

Kitapta da Handan İnci'nin bu söyledikleri bağlamında, hem bir akademisyenin hem de sıkı bir Ayfer Tunç okurunun zihninden dökülen sorularla meşgul oluyoruz yazarla birlikte.

Bir de küçük not iliştirmiş bu söylediklerine: "Yazarlardan bu tür konularda bilgi derleme imkânını kaçırmamak gerek," diyor İnci kitap için kaleme aldığı sunuş yazısında. Özellikle de Ayfer Tunç gibi ardında biyografik malzeme bırakmaya pek de gönüllü olmayanlardan...

UYUMLU İKİLİ

Bu gönülsüzlüğe rağmen nehir söyleşinin adına yaraşır, dallı budaklı bir kitap var karşımızda. Tunç'un yaşamından yazarlığına uzanan, paralelinde metnin akışına ailenin, siyasetin, günlük yaşamın, kitapların, yazarların, sinemanın ve müziğin girdiği bir çalışma Karanlıkta Kelimeler. Ayrıca tüm saydıklarım dünü ve bugünüyle karşımızda. Yani hem bir kıyas yapma hem de yazarın güncele bakışını yakalama fırsatı buluyoruz bu çok pencereli evrenle. Kitabı da buna bakarak, bugüne kadar sadece yazdıklarıyla bildiğimiz bir kalemi daha yakından tanıma fırsatı olarak okumanın yanında, önemli bir yazarın, geçmişten bugüne gözlemlerinden ve yaşanmışlıklarından doğmuş bir tablo olarak da okumak mümkün. Özellikle Ayfer Tunç'un kendini tamamen yazıya verene kadarki gazete ve dergilerde geçen süreç, Türkiye basın tarihinin kısa bir özeti niteliğinde.

Sohbet dallanıp budaklanıyor dedik ancak iki ismin de dönüp dolaşıp varmak istediği nokta hep edebiyat.

Handan İnci'nin edebiyattan uzaklaştığı yerde Ayfer Tunç, Tunç'un uzaklaştığı yerde ise İnci yakalıyor bu noktayı. Buna bakarak uyumlu bir söyleşi ikilisi olduklarını da söyleyebiliriz Tunç ve İnci'nin. Bir diğer yandan ise samimiyet vurgusunun yapılması gerekir diye düşünüyorum kitap bağlamında çünkü sohbetin, iki dost sohbetine döndüğü noktalar kitabın da, ikilinin de derinleştiği yerler. İşte tam da bu derinlik, kitabı bir söyleşi kitabı kalıplarından çıkarıp edebiyatımızın önemli kalemlerinden birinin düne, güne ve edebiyata dair duygu ve zihin dökümlerinin belgesi olma niteliğini kazandırıyor.

Bu belgelerin yanına başka belgeler de ekleniyor kitap boyunca. Ayfer Tunç'un önemli duraklarının fotoğrafları, hakkında yazılmış önemli eleştiriler, kendisinin önemli gördüğü yazılar ya da bu yazılardan pasajlar serpiştirilmiş kitap boyunca kutular içinde. Ancak bir keşke de var bu sayfalarda; en azından fotoğrafları renkli görebilseydik diye.

Bir keşke de Karanlıkta Kelimeler'in dizinsiz basılması. Dallanıp budaklanan söyleşi sırasında uzayıp giden onlarca ismin ve eserin arasında gezinmek güzel. Ancak Karanlıkta Kelimeler bir kez okunup kenara bırakılacak kitaplardan değil. Sayfaları arasında pek çok yolculuk vaat ediyor; özellikle de edebiyat araştırmacaları için... Kitapta geçen isimleri tekrardan bulmanın zorluğu bir yana, dizin olmadan rehberi de kayboluyor gibi kitabın. Gelecek baskılarda bunlar da göz önüne alınır diye umuyorum.

erayak@cumhuriyet.com.tr

Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler/ Söyleşi: Handan İnci/ Can Yayınları/ 402 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon