AYM'den Hizb-ut Tahrir kararı: Terör örgütü saymadı

“Hizb-ut Tahrir terör örgütü üyeliği” suçundan cezalandırılan Yılmaz Ç., AYM'ye bireysel başvurusunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvurdu. AYM, Ç.'yi haklı buldu. AYM, kararları silahlı örgüt demek için yetersiz bulduğunu belirtti.

AYM'den Hizb-ut Tahrir kararı: Terör örgütü saymadı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.10.2018 - 17:21


Resmi Gazete’de, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bugün verdiği Hizb-ut Tahrir kararı yayımladı. “Hizb-ut Tahrir terör örgütü üyeliği” suçundan cezalandırılan Yılmaz Ç.’nin bireysel başvurusunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, Yılmaz Çelik’in bireysel başvurusunu karar bağladı. Çelik hakkında Hizb-ut Tahrir isimli örgütün üyesi olduğu “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “terör örgütü propagandası yapma” suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Çelik’le ilgili verdiği kararında, Çelik’in yargılamada Hizb-ut Tahrir örgütünün üyesi ve sözcüsü olduğunu kabul ettiğini, örgüt adına bildiri hazırlayarak yayımladığını doğruladığını kaydetti.

Çelik, mahkemedeki savunmasında, Hizb-ut Tahrir örgütünün silahlı bir örgüt olmadığını, dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediğini, cebir, şiddet veya baskı yöntemini benimsemediğini ileri sürdü. Yılmaz Çelik’in, düşüncelerini şiddete başvurmadan ve bilhassa basın yolu ile yaymaya çalıştıklarını ifade etti.

MAHKEME 6 YIL 3 AY HAPİS CEZASI VERDİ

Mahkeme, Çelik’in terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Ayrıca terör örgütü propagandası yapma suçundan da 10 ay hapis cezası ile cezalandırdı.

Mahkemenin gerekçeli kararında Hizb-ut Tahrir örgütü yapılanması hakkında bazı tespitlere yer verildi, bu örgütün Yargıtay kararları ışığında silahlı terör örgütü olarak kabul edildiği belirtildi.

Bu karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 27 Haziran 2014 tarihinde kararını terör örgütüne üye olma suçu yönünden onadı. Terör örgütü propagandası yapma suçu yönünden ise bozdu.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURDU

Yargıtay’ın kararı onamasının ardından Çelik, 12 Ağustos 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu kabul edilebilir bulan Anayasa Mahkemesi, Yılmaz Ç.’nin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM kararında, Çelik tarafından ileri sürülen ve “yargılamanın sonucunu değiştirme ihtimali bulunan iddiaların dikkate alınmadığı ve gereği gibi değerlendirilmediği” vurgulandı. AYM, oy çokluğuyla, ihlalin ortadan kaldırılması için Çelik’in yeniden yargılanmasına da karar verdi.

AYM kararında, Hizb-ut Tahrir'le ilgili Yargıtay'ın verdiği kararlara değindi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden görüş de isteyen AYM, Emniyet'in tespitlerini kararında yer verdi. Emniyet, örgütle ilgili özetle, Hizb-ut Tahrir'in bugüne kadar Türkiye'de silahlı eylemi olmadığı, ancak örgüt üyesi şahısların silahlı faaliyet yürütmeye psikolojik olarak hazır oldukları ve uygun bir zemin bulmaları halinde silahlanabilecekleri tespitlerinde bulundu.

“HANGİ NEDENLERLE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KABUL EDİLDİĞİ AÇIKLANMAMIŞTIR”

AYM’nin kararının gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

“Derece mahkemelerinin kararlarında ise terör ve terörizm kavramlarının uluslararası belgelerde, mukayeseli hukukta, doktrinde ve Yargıtay kararlarında ortaya konulan -cebir ve/veya şiddet içeren bir politika- anlamları dikkate alındığında Hizb-ut Tahrir örgütünün hangi nedenlerle bir terör örgütü olarak kabul edildiği açıklanmamıştır.

Her konunun tartışılabildiği ve iktidarın meşru yollarla değiştirilebildiği bir demokratik düzende zora ve şiddete başvurmak gayrimeşrudur. Ancak terör örgütü olmaya bağlanan ağır hukuksal sonuçlar gözetildiğinde kamu makamlarının bu konudaki değerlendirmelerini daha özenli yapmaları beklenir."

“YETERLİ BİR DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞTIR”

Kararda şu ifadeler yer aldı: 

“Bir kez daha hatırlatmak gerekirse hiç kuşkusuz başvurucuya atfedilen söz ve eylemlerin hukuk sistemimizde bir suça tekabül edip etmediğinin takdir yetkisi derece mahkemelerine aittir. Ancak derece mahkemeleri bu konuda gerekçelerini ilgili ve yeterli şekilde ortaya koymalıdır. Bu bağlamda ilk derece mahkemelerinin ve Yargıtay’ın Hizb-ut Tahrir örgütünün bir terör örgütü olup olmadığına yönelik hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunması, gerekçelerini başvurucunun temel iddiaları ile mahkemelerin resen tespit edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek nitelikte hazırlaması gerekirken bunu yapmadıkları anlaşılmıştır. Eldeki başvuruya ilişkin mahkeme kararlarında da önceki mahkeme kararlarında da Hizb-ut Tahrir'in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak ilgili ve yeterli bir değerlendirme yapılmamıştır.”

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon