'Başbakan ve Büyükanıt hakkında dava açılmalı'
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, 27 Nisan e-muhtırası ile Dolmabahçe görüşmesi nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Bakanlar Kurulu üyelerinin Anayasa'yı ihlal ettikleri ve suç işledikleri iddiasıyla haklarında gerekli yasal işlemin yapılması için Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırdı.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında kamu davası açılması için Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etti. Atilla Kart, şöyle dedi: "Yaşar Büyükanıt hakkında; nüfuz suiistimali ve görevin kötüye kullanılması suretiyle, 27 Nisan 2007 tarihinde vermiş olduğu ve eyleme dönüştürdüğü 'e-muhtıra' ve devamında da 4 Mayıs 2007 tarihli mutabakat ile gerçekleştirdiği eylemleri sebebiyle TCK'nın 309. maddesine muhalefetten, Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında ise; 4 Mayıs 2007 tarihinde yapılan Dolmabahçe toplantısı ve temadi eden eylemleri sebebiyle, bu suça bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri, Yaşar Büyükanıt'ı himaye ettikleri, hukuk düzenini anayasal sisteme aykırı olarak tasarladıkları ve düzenledikleri, anayasal sistemi ihlal ve iğfal ettikleri ve bu suretle TCK'nın 257 ve 309. maddelerine muhalefet ettiklerinden dolayı haklarında soruşturma yapılarak cezalandırılmaları için kamu davası açılmasına karar verilmesi gerektiği görüşündeyiz. Başlı başına suç duyurusu ve ihbarı anlamına gelen bu bulgulara ve Anayasa ihlallerine, Cumhuriyet'in Savcılarının ilgisiz ve duyarsız kalmayacağına inanıyoruz."
'Başbakan darbe girişimiyle pazarlık yaptı'
Dolmabahçe'de yapılan görüşme sonrasında Büyükanıt ile Erdoğan arasında bir mutabakata varıldığını iddia eden Kart, şöyle dedi: "Gelişmeler, bu görüşme sonrasında tarafların, anayasal düzeni ihlal etmek ve iğfal etmek pahasına, kişisel ve siyasi çıkar ilişkileri içinde bir mutabakata vardıklarını göstermektedir. Başbakan darbe girişimiyle pazarlık yapmış, kişisel ve siyasi çıkar işbirliğine girmiş, siyaseti, anayasal zemin dışında düzenlenmiştir. Anayasal kurumlar devre dışı bırakılmıştır. Nüfuz suiistimali ve görevin kötüye kullanılması suretiyle, kurum ve kurulların çalışması engellenmiştir." Büyükanıt ile Erdoğan arasında muhtıradan sonra müzakerelerin yapıldığı, tarafların siyasi ve kişisel çıkar işbirliği içine girdiğini ileri süren Kart, halkın iradesinin manüple ettiklerini öne sürdü.
'Postmodern ve kompleks nitelikte askeri-sivil darbe'
Kart, "Türkiye, Genelkurmay Başkanı ve Başbakan'ın siyasi ve kişisel çıkar ilişkileri etrafında, 'postmoden ve kompleks sivil-askeri bir darbeye' maruz kalmıştır" dedi.
Basın mensuplarının bizzat suç duyurusunda bulunup bulunmayacağı yönündeki sorusuna Kart, "Suç duyurusu bizzat yazılı yapılmak zorunda değil, bu da bir suç duyurusudur" dedi. Bir gazetecinin, "CHP'nin eski Genel Başkanı muhtırayı öven açıklamalarda bulunmuştu" sözlerine de Kart, "Sayın Baykal'ın muhtıraya destek veren, sahip çıkabilecek anlamına gelecek bir açıklaması olmadı" dedi.
Öz eleştiri yaptı
"27 Nisan bildirisine karşı çok açık tüzel kimlik olarak bir karşı duruş sergilenmeliydi. Bu tavrın sergilenmemiş olması bu işbirliğinin sorgulanmaması için bir gerekçe olamaz" diyen Kart, şöyle dedi: "CHP zamanında gerekli tepkiyi koymadı diye, biz bu Anayasa ihlalini görmezden mi geleceğiz."
Cumhurbaşkanı'na yolsuzluk uyarısı
Türk Kızılayı ile ilgili bir rapor düzenlediğini, bu raporda kurban eti dağıtımı konusunda yolsuzluk yapıldığının ifade edildiğini belirten Kart, "Bu rapor hakkında gereği yapıldı mı? Cumhurbaşkanı'nı uyarıyor ve göreve davet ediyorum" dedi.
Enerji Bakanı ve Adalet Bakanı'nı uyardı
Hazine Müsteşarlığı, Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığının hazırlamış olduğu bir raporda, Enerji Bakanı'nın sorumluluğunda Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu bünyesinde 433 trilyon seviyesinde bir yolsuzluğun yapıldığının ifade edildiğini belirten Kart, "Enerji Bakanı'na diyorum ki bu raporu gizlediniz mi, bu raporu sümen altı mı ettiniz" diye sordu. Deniz Feneri soruşturması ile ilgili 2 Ekim 2009 tarihinde yazılan bir talimat olduğunu hatırlatan Kart, "Almanya'ya yazılan talimatın dönmesi gerekiyor. 2 Ekim 2009'da yazılıyor. Talimat cevabının engellendiğini, savsaklandığını, sürüncemede bırakıldığını görüyoruz. Adalet Bakanı bir zahmet konuya açıklama getirsin. Adalet Bakanı talimatın cevabını neden engelliyor, neden sürüncemede bırakıyor, neden savsaklıyor" diye konuştu.
YSK'yı sandık güvenliği konusunda uyardı
"Okyanus ötesinden birileri mesaj verdi, dedi ki; ölülere bile oy kullandıracaksınız" diye konuşan Kart, "YSK'yı ve devletin diğer kurumlarını seçim güvenliği konusunda uyarıyorum" dedi.
CHP Grup Başkanvekili'ni eleştirdi
CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem'in disipline sevk edilmesini konusunda isim vermeden Grup Başkanvekili Kemal Anadol'u eleştiren Kart, şöyle dedi: "Eşref Erdem'in istifasından sonra Grup Başkanvekil'inin kişilik tahlilleri yaparak, gayretkeş tavırlar içine girmesini, kendince durumdan vazife çıkarmasını yadırgıyor ve eleştiriyorum." Atilla Kart, disipline sevk edilen Erdem hakkında konuşurken dili sürçtü ve Erdem'in istifa ettiğini ifade etti.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu