Başbakan Yıldırım'dan itiraf gibi referandum açıklaması: 2010'da beterine rastladık
Başbakan Binali Yıldırım, Adli Veri Bankası tanıtım törenine yaptığı konuşmada 2010 referandumunu hatırlatarak "FETÖ'cüler sinsice 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faaliyetleri aleni hale getirmiş, yargıyı kendi kirli emelleri doğrultusunda kullanma durumuna gelmiştir" dedi.
Başbakan Yıldırım, Adli Veri Bankası tanıtım törenine yaptığı konuşmada 2010 referandumunu hatırlatarak "Bir tehlikeyi ber taraf ederken farkında olmadan başka bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık. FETÖ'cüler sinsice 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faaliyetleri aleni hale getirmiş, yargıyı kendi kirli emelleri doğrultusunda kullanma durumuna gelmiştir" dedi.
Başbakan Yıldırım, 2010 referandumunda FETÖ'nün devletin içine yerleştiğini belirterek "bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık" diye konuştu. Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürüdü:
"Yargı ile ilgili vatandaş vicdanını yaralayan bir takım gelişmeler yargı ile ilgili yeni bir anayasa değişikliğini, yeni bir reformu gündeme getirdi. Burada amaç yargıdaki etnik yapılanmayı, yargıdaki adam kayırmacılığını ortadan kaldırmak, 'Adalet mülkün temelidir' prensibini hakim kılmaktı. Fakat bir tehlikeyi ber taraf ederken farkında olmadan başka bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık. Bizim memlekette bir tabir vardır ; 'Tatarından kurtardık, beterine rasladık' FETÖ'cüler sinsice 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faaliyetleri aleni hale getirmiş, yargıyı kendi kirli emelleri doğrultusunda kullanma durumuna gelmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi, artık bu aymazlığın zirveye ulaştığı olaylar olarak karşımıza çıktı. Ben, uzun yıllar Ak Parti hükümetlerinde Ulaştırma Bakanlığı yaptım. Doğrusu biz hep, "Trafikte hız felakettir, internette hız berekettir" derdik. Şimdi buna "Adalette, yargıda hız berekettir"i ekliyorum. Hızlanmamız lazım, geç kalan adalet, adalet değildir. Geciken adalet yargıya olan güveni azaltır."
OHAL komisyonu AİHM'e gitmeyi engellemek için
Yıldırım OHAL'in devam edeceğini söyleyerek OHAL dolayısıyla memuriyetten çıkarılanlar ile ilgili yargı yolu kapalıydı ve bu yüzden de 70 bin civarında dosya, bireysel başvuru ile anayasa mahkemesinde bekliyordu. Şimdi yaptığımız en son düzenleme ile itiraz yolunu hukuki bir zemine kavuşturduk. Bu idari işlemler her bakanlıkta, her kurumda bugüne kadar yapılageldi, buna da imkan veren KHK hükümleri var ancak bunu yeterli görmedik. İleride bu davaların AİHM'e gitme ihtimaline karşı bir itiraz komisyonu oluşturduk. Bu itiraz komisyonu 7 kişiden oluşturulacak, atama şekilleri belli. Oluşturulan komisyon bu itirazları inceleyecek. Bu komisyon ikna olursa, delillere bakacak, yapılan uygulamalara bakacak, memuriyete iade edecek veya idarenin verdiği karar doğrudur diyecek" dedi.
Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürüdü:
"Bu kişilere yargı yolu açılmış olacak. Bulunduğu konuma göre ya Danıştaya ya da idare mahkemesine gidecek. En son bireysel başvuruya gidecek, orada da sonuç alamazsa AİHM'e gidecek. Yaptığımız düzenleme OHAL süresince dahi hak arama, yargı yolunun açılmasıdır. Böylece bütün mağduriyetleri ortadan kaldıracak, her ne kadar ihanet yapmış olsalar da Türkiye bir hukuk devleti. Bu itiraz mekanizmasını da önümüzdeki günlerde devreye alacağız. Burada verilen adli karar değil, idari kararların kesinlik kazanmasıdır. Dolayısıyla bu kararlar hak arama yollarını açmaya yarayan kararlar olacak. Hak arama yolunun bir delili haline gelecek ve bu da ilgili bütün mahkemeler tarafından dikkate alınacak"
Başbakan Yıldırım, 2010 referandumunda FETÖ'nün devletin içine yerleştiğini belirterek "bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık" diye konuştu. Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürüdü:
"Yargı ile ilgili vatandaş vicdanını yaralayan bir takım gelişmeler yargı ile ilgili yeni bir anayasa değişikliğini, yeni bir reformu gündeme getirdi. Burada amaç yargıdaki etnik yapılanmayı, yargıdaki adam kayırmacılığını ortadan kaldırmak, 'Adalet mülkün temelidir' prensibini hakim kılmaktı. Fakat bir tehlikeyi ber taraf ederken farkında olmadan başka bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık. Bizim memlekette bir tabir vardır ; 'Tatarından kurtardık, beterine rasladık' FETÖ'cüler sinsice 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faaliyetleri aleni hale getirmiş, yargıyı kendi kirli emelleri doğrultusunda kullanma durumuna gelmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi, artık bu aymazlığın zirveye ulaştığı olaylar olarak karşımıza çıktı. Ben, uzun yıllar Ak Parti hükümetlerinde Ulaştırma Bakanlığı yaptım. Doğrusu biz hep, "Trafikte hız felakettir, internette hız berekettir" derdik. Şimdi buna "Adalette, yargıda hız berekettir"i ekliyorum. Hızlanmamız lazım, geç kalan adalet, adalet değildir. Geciken adalet yargıya olan güveni azaltır."
OHAL komisyonu AİHM'e gitmeyi engellemek için
Yıldırım OHAL'in devam edeceğini söyleyerek OHAL dolayısıyla memuriyetten çıkarılanlar ile ilgili yargı yolu kapalıydı ve bu yüzden de 70 bin civarında dosya, bireysel başvuru ile anayasa mahkemesinde bekliyordu. Şimdi yaptığımız en son düzenleme ile itiraz yolunu hukuki bir zemine kavuşturduk. Bu idari işlemler her bakanlıkta, her kurumda bugüne kadar yapılageldi, buna da imkan veren KHK hükümleri var ancak bunu yeterli görmedik. İleride bu davaların AİHM'e gitme ihtimaline karşı bir itiraz komisyonu oluşturduk. Bu itiraz komisyonu 7 kişiden oluşturulacak, atama şekilleri belli. Oluşturulan komisyon bu itirazları inceleyecek. Bu komisyon ikna olursa, delillere bakacak, yapılan uygulamalara bakacak, memuriyete iade edecek veya idarenin verdiği karar doğrudur diyecek" dedi.
Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürüdü:
"Bu kişilere yargı yolu açılmış olacak. Bulunduğu konuma göre ya Danıştaya ya da idare mahkemesine gidecek. En son bireysel başvuruya gidecek, orada da sonuç alamazsa AİHM'e gidecek. Yaptığımız düzenleme OHAL süresince dahi hak arama, yargı yolunun açılmasıdır. Böylece bütün mağduriyetleri ortadan kaldıracak, her ne kadar ihanet yapmış olsalar da Türkiye bir hukuk devleti. Bu itiraz mekanizmasını da önümüzdeki günlerde devreye alacağız. Burada verilen adli karar değil, idari kararların kesinlik kazanmasıdır. Dolayısıyla bu kararlar hak arama yollarını açmaya yarayan kararlar olacak. Hak arama yolunun bir delili haline gelecek ve bu da ilgili bütün mahkemeler tarafından dikkate alınacak"
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği