Belçika’nın ‘Floyd’ları

Değişik partilerde üst düzeye gelmiş hatta Belçika başbakanı bile olmuş yabancı kökenlileri gösterip ya da kişisel deneyimlerimden yola çıkarak “bana şahsen kesinlikle ırkçılık yapılmadı.

Belçika’nın ‘Floyd’ları
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.06.2020 - 06:00

Belçika’da ırkçılık yok” demeyeceğim. Örneğin daha geçenlerde Frankofon Yeşiller Partisi Ecolo’nun önceki eşbaşkanlarından Fas kökenli Belçikalı Zakia Khattabi, Anayasa Mahkemesi hâkimliğine aday gösterildiği halde senatodaki oylama engelini iki kez aşamadı. Büyük bir olasılıkla onun yerine “tam Belçikalı” bir partilisi hâkim seçilecek.

POLİS ÖNYARGISINA KAMPANYA

Eğitim ve istihdam alanında yabancılara özellikle de Müslümanlara ayrımcılık konusunda Avrupa Birliği’nin en başarısız öğrencilerinden biri Belçika. Daha yeni yayımlanan bir araştırma sonuçlarına göre, “kendi dilini bilen ya da konuştuğu dillerden birini konuşabilen temizlikçi yeğliyor Belçikalı. Arapçayı andıran isimler ise çoğunlukla reddediliyor”.

Afrika kökenli Belçikalılar arasında yapılan bir araştırmada ise ankete katılanların yüzde 80’i kendisine ırkçılık yapıldığını düşünüyor. Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu 7 oluşum Belçika polisinin etnik konumlandırması ile mücadele kampanyası başlattı. “Normal değil - Etnik konumlandırmaya son” sloganıyla kampanya başlatan organizatörler, Belçika polisinin beyaz olmayan yurttaşları sadece ten rengine bakarak önyargılı şekilde şüpheli sayması ve kontrol etmesini protesto ediyor, bu konuda saydamlık istiyor. Polisin önyargılı denetimine mazur kalan ve mağdur olanların ise polisi şikâyet etmesi öneriliyor. Brüksel İtfaiye kurumunda da ırkçılık iddialarına karşı ciddi bir soruşturma başlatıldı.

Sorunun kökenine inilecek. Flaman Yeşiller Partisi Groen’un Türk kökenli başkanı Meyrem Almacı, Facebook’ta partisinin Fas kökenli senatörü Fourat Ben Chikha’nın kaleme aldığı “George Floyd’un Belçika’daki adı Adil veya Mawda” başlıklı makalesini paylaşmış. “Tüm yaşamım boyunca ırkçılık ve nefretle mücadele ediyorum. Kişisel ve politik. Her seferinde acıtıyor, beni derinden sarsıyor. Irkçılık karşıtı plan neredeyse 20 yıldır sürüncemede. Makalenin içeriği, başlığın çağrıştırdığından biraz daha farklı. Çünkü toplumumuzda ırkçılık var ama ona karşı mücadele eden birçok insan da var” notunu düşerek paylaştığı makalede şu ifadeler dikkat çekiyor: “Adil, nisan ayında Brüksel’de bir polis arabasının sıkıştırması sonucu can verdi. İki yıl önce, 2 yaşındaki Mawda bir polis kurşunuyla yaşamını yitirdi.

Belçika’yı ABD ile kıyaslayamazsınız ama eğer seyredersek ve müdahale etmezsek, ülkemizdeki durum da kötüleşebilir. Çünkü güvenlik güçlerinde ırkçılık var ve bunun kurbanı da masum siviller oluyor.” Yazıda “Belçika’da sivil toplum girişimi ya da eylemi eksikliği sorunu bulunmadığı, asıl sorunun ırkçılıkla mücadeleye öncelik veren siyasi bir irade eksikliği” olduğu belirtiliyor.

SÖMÜRGECİ KRAL...

Change.org sitesinde sömürgeci ve soykırımcı Kral Leopold II’nin heykelleri kaldırılsın kampanyasına on binlerce imza yağarken ABD’de George Floyd’un öldürülmesi bu tartışmayı daha da alevlendirdi. Belçika genelinde bazı heykellere “Nefes alamıyorum” yazılırken, bazıları da yakıldı. Floyd’un öldürülmesini protesto etmek amacıyla geçen pazar Brüksel Adalet Sarayı önünde toplanan yaklaşık 10 bin protestocu, Belçika’ya ırkçılığı ve sömürgeci geçmişini anımsattı. Sömürgeci saltanatı sırasında Kongo halkına insanlık dışı bir vahşet uygulayan ve Kongo’yu kişisel kazancı için sömüren eski Belçika Kralı’nın onuruna dikilmiş olan heykeli, Anvers’in Ekeren semtindeki pazaryerinden müzeye kaldırıldı.

Geçen pazar günkü gösteriden bir gün sonra ise Mons Üniversitesi’ndeki Leopold II heykelinin depoya kaldırma kararı alındı. Leuven Katolik Üniversitesi’nde de kütüphanedeki heykelin kaldırılması gündemde. Brüksel Bölgesi’nin anıtlardan sorumlu Bakanı Pascal Smet, Brüksel’deki Leopold II heykellerini kaldırması konusunda, hükümete bir çalışma grubu oluşturulmasını önereceğini söyledi. “Çalışma grubu heykellerin kaldırılmasına karar verirse ben de uygularım” dedi.

“Heykeller kaldırılınca bir hafıza kaybı yaşanacağını” belirten Bakan, “Brüksel’de bir dekolonizasyon anıtı dikilmesini” öneriyor. Diğer taraftan Flaman Eğitim Bakanı Ben Weyts, Flaman ortaöğretiminde müfredata sömürgecilik geçmişinin eklenmesini önerdi. Tüm bu önlemler ırkçı Vlaams Belang partisinin oylarını arttırarak hızla birinciliğe doğru ilerlemesine engel olamıyor. Beyinlerdeki ırkçılık izlerini silmenin bilimsel ya da tıbbi bir yolu bulunmalı. Dekolonizasyon anıtıyla falan olacak gibi değil bu iş.

erdincutku@binfikir.be


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon