"Ben olsam Bakan gelicek diye..."

Konya'nın Beyşehir ilçesindeki Eflatunpınar Anıtı'nın bakımsız olduğunu gören Günay, "Ben olsam Bakan gelecek diye bir çevre düzenlemesi yapardım, buranın temizliği için bakanlık desteğine ihtiyaç yok. Her şeyi bakanlıktan beklemeyin" diyerek yetkililere tepki gösterdi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.08.2010 - 13:18

Konya'nın Beyşehir ilçesindeki Eflatunpınar Anıtı'nın bakımsız olduğunu gören Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yetkililere tepki gösterdi.

Bir dizi gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Konya'nın Beyşehir ilçesine gelen Bakan Günay, burada ilçe merkezindeki Selçuklu dönemine ait tarihi Eşrefoğlu Camisini gezdi.

Caminin mimari yapısı ve yapılan restorasyon çalışmalarıyla ilgili yetkililerden bilgi alan Günay, ardından Külliye içindeki İsmailağa Medresesi, Bedesten, Yeraltı Tüneli ve Kale Kapısını gezerek inceleme yaptı.

Daha sonra, ilçeye bağlı Sadıkhacı beldesine geçen Günay, beldedeki tarihi yapılardan Eflatunpınar, Hitit Anıtı ve havuzunu gezdi.
Günay, kendisine eşlik eden Konya Kültür ve Turizm İl Müdürü Mustafa Çıpan, Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, Beyşehir Belediye Başkanı İzzet Taşcı ve Sadıkhacı Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yusuf Çelikten tarihi yapılar hakkında bilgi aldı.

Eflatunpınar tepkisi

Tarihi Eflatunpınar'ın oldukça bakımsız olduğunu gören Günay yetkililere tepki göstererek, bakımsızlığın nedenini sordu.
''Yazık, günah çok güzel anıtmış '' diyerek tepki gösteren Günay, maddi imkansızlıklar nedeniyle tarihi mekanın bakımının yapılamadığını belirten yetkililere de ''Ben olsam Bakan gelecek diye bir çevre düzenlemesi yapardım. Buranın temizliği için bakanlık desteğine ihtiyaç yok. Her şeyi bakanlıktan beklemeyin'' diye konuştu.
Günay, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Eflatunpınar'ın ilginç bir su anıtı olduğunu belirterek ''Bir su kaynağının çevresinde Hititlerin su kaynaklarını değerlendirdiği ve anıtsal bir saygı gösterdiği anlaşılıyor'' dedi.

Daha önce burada tarihi havuzu ortaya çıkaran bir çalışmanın yapıldığını anlatan Günay, şunları kaydetti:
''Ama sonraki yıllarda burası ihmal edilmiş. Şu anda ihmalin izleri var. Yosun tutmuş, su seviyesi yükselmiş, suyun giderleri temizlenmemiş ve çevre bakımsız. Dünden beri yol boyunca gördüğüm şeyler beni hem heyecanladırıyor, hem de üzüyor. Biz bu değerleri ne yazık ki yeteri kadar sahiplenmemişiz, yeteri kadar önce kendi insanımıza sonra dünyaya sunamamışız. Buranın çevre düzeni yapılsa, gereken temizlikler yapılsa, koruma önlemleri alınsa, çevrede bu yapı işgalleri olmasa, sanıyorum ki Konya'dan Isparta'dan Antalya bölgesinden buraya gelenlerin sayısı, kasabanın ekonomik olarak yükselmesine katkı sağlayabilir. Ama ne yazık ki bu konuda büyük ihmaller var. Gördüğüm manzaradan çok üzüldüm. Şimdi arkadaşlarımla, il müdürüm ve kaymakam beyle konuştuk. En kısa zamanda ben buraya maddi kaynak göndereceğim, burayla ilgili koruma planları, çevre düzenleme planları ne gerekiyorsa uygulamaya çalışacağım.''

"Çok etkileyici anıt"

Günay, Türkiyedeki bütün anıtları bildiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Gerçekten son derece özgün, buradaki anıtlarda bulunan figürlerde bütün dünyanın tanıdığı Mevlana ve semazen figürleriyle benzerlik var. Arada belki 2500 yıllık bir farklılık var. Mevlana'nın sema törenlerinin 1200'lü yıllarda ortaya çıktığını düşünürseniz, bunun da milattan 1300 yıl sonra olduğunu düşünürseniz, 2500 yıllık bir farklılık ortaya çıkar. Ama 2500 yıllık farklılığa rağmen figürlerdeki kol hareketlerinde semaya uzanan ve semadan aldığını toprağa veren kol hareketleri arasında büyük bir benzerlik var. Giysilerde büyük benzerlik var, bu benzerlikler Anadolu'da adı ne olursa olsun farklı dönemde, farklı inançların, farklı kültürlerin çok derin bir öz kültürün devam edip on binlerce yıldan bu yana birbirine kaynak olup süregeldiğini gösteriyor. Bu bugün sahiplendiğimiz kültürün köklerinin 100 yıl değil, 10 bin yıl kadar eskiye gittiğini gösteriyor. Çok etkileyici bir anıt burası, en kısa zamanda buranın çevre temizliğini çevre düzenini sağlayacağız.''
Günay daha sonra, ilçeye yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki Gölyaka beldesine giderek buradaki tarihi yerleşim alanı olan Kubadabad Sarayı'nı inceledi.

Kazı Başkanı Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüçhan Arık'tan Kubadabad Sarayı hakkında bilgi alan Bakan Günay, Türkiye'de turizmde iyi bir yere geldiklerini, dünyada gelir itibariyle sekizinci, gelen turist itibariyle 7. sırada olduklarını söyledi.

Turist sayısı

Geçen yıl Türkiye'ye 27 milyon turistin geldiğini açıklayan Günay, ''Gelen turistlerin bir kısmı denize girip gidiyor ve bir çoğu hangi ülkeye dahi geldiğini bilmiyor. Biz bu tarihimizi, kültürümüzü ören yerlerimizi, damak tadımızı turizmin sunumu içine kattığımız zaman gelenler Türkiye'nin farkına varacaktır. Bir kez daha gelmek isteyecek, başkalarına anlatacaklar. Kültür varlıklarını tarihin hangi döneminde olursa olsun, hangi dönemden kalmış olursa olsun, ayrım yapmaksızın sahiplenmemiz, gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Bu bakış açısıyla arkadaşlarımla bir görev anlayışını paylaşıyorum'' diye konuştu.

"Arkeolojiye altın çağını yaşatmak istiyorum"

Arkeoloji' de Türkiye'ye altın çağını yaşatmak istediğini ifade eden Günay, şöyle devam etti:
''Arkeolojiye yeni baştan bir hız vermek istiyoruz. Elimden gelirse arkeolojiye Türkiye'de altın çağını yaşatmak istiyorum. Bu toprakların altındaki zenginlikler, hem dünya için hem de bizim için çok önemli. Bugün bizim için ekonomik bir gelir kapısına dönüşüyor. Ama aynı zamanda tarihine önem veren bir millet olarak Türk milletinin ve devletinin dünyadaki saygınlığını arttırıyor. Bu yüzden bunları hep beraber sahiplenmemiz gerekiyor. Yöre halkından ve belediyelerden bir tek şey rica ediyorum, burayı işgalden, saldırıdan korumaya çalışsınlar, temiz tutmaya çalışsınlar. Gezdiğimiz yerlerde tarihi alanların en ufak temizliğini dahi yapmayıp Ankara'dan ödenek isteyenler var. Bu olmaz. Önce oranın temizliğini yapacaksın, sonra biz elimizden gelen desteği size vereceğiz''

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler