Bloomberg’ten çarpıcı Kabil Havalimanı analizi: "Erdoğan’ın gözü ödüllerde"

ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) bir heyet dün Türkiye’nin, Kâbil Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliği ve işletmesinin sağlanması teklifinin ayrıntılarını görüşmek üzere  Ankara’daydı. 

Bloomberg'te yer alan, "Türkiye, başka kimsenin istemediği riskli Afgan görevine hazırlanıyor" başlıklı analizde, “ABD 20 yıllık savaşın ardından Afganistan’daki Bagram Üssü’nden çıkmaya hazırlanırken NATO müttefiki Türkiye, 65 kilometre güneyinde yer alan Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’nı güvence altına almak için liderliği almaya istekli” ifadeleri yer aldı.

"ANKARA İÇİN TEHLİKELİ TEKLİF"

“Afganistan'da stratejik varlığını sürdürmek isteyenler için havalimanını kontrol altına almak kritik öneme sahip” ifadelerinin yer aldığı analizde, “Son haftalarda Taliban tarafından ele geçirilen ilçeler ve militan gruplar arasındaki güç paylaşımı nedeniyle çıkacak çatışmalarda havalimanının hedef alınması durumunda sağlanacak ABD hava desteği, Katar'da müzakere yürüten Afgan hükümetini çıkmaza soktu” ifadelerine yer verildi.

Teklifin, NATO öncülüğündeki Kararlı Destek Misyonu kapsamında altı yıl boyunca havalimanı güvenliği sağlayan Türkiye için riskler içerdiğine işaret edildi.

TÜRKİYE'NİN ROLÜ

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözü ödüllerde” ifadesine yer verilen analizde, “Başka kimsenin istemediği bu görevi üstlenmek; Washington ile yıllardır süren anlaşmazlıkları özellikle de Türkiye'nin Rus hava savunma sistemleri satın almasıyla gerilen bağları onarma fırsatı sağlayacak” yorumunda bulunuldu.

Stockholm Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Jenny White, Bloomberg’e demecinde, “Havalimanını korumak; ondan vazgeçmeden uzlaşma sağlamanın bir yoludur. Türkiye saldırgan politikaları nedeniyle her köşede dostlarını kaybetti. Finansal piyasalar için iyi bir yüz ortaya koyması gerekiyor ve ABD ile Avrupa’nın gözüne girmeyi umuyor” ifadelerini kullandı.

Makalede ayrıca, “Erdoğan yönetimindeki Ankara, kendisini büyüyen bir Sünni Müslüman güç olarak markalaştırarak ve bölgesel çatışmalara girerek iddialı bir dış politikaya çizgisine yöneldi” yorumuna yer verildi.

İsmi açıklanmayan kaynaklara göre, Türkiye'nin rolü havaalanını korumakla sınırlı kalacak.