Bulut: Telekom özelleştirme tarihimizdeki en büyük skandaldır
Türk Telekom Yönetim Kurulu Üyeliği'ne atanan Başbakan danışmanı Yiğit Bulut, yedi yıl önce AKP'nin, Telekom özelleştirmesi için, "Peşkeş çekildiğini" yazmıştı. Bulut, şimdi, "özelleştirme tarihimizdeki en büyük skandal" dediği Telekom'un yönetim kurulunda.
AKP karşıtlığıyla bilinen Yiğit Bulut, daha sonra 180 derecelik bir dönüşle, hükümetin baş destekçilerinden biri oldu. Bu tam destek Bulut'u Başbakan danışmanlığına kadar taşıdı. Ve hükümetin son kıyağı Yiğit Bulut'u Telekom Yönetim Kuruluna aylık "40 bin lira" huzur hakkı maaş ile atamak oldu. Oysa çok değil, yedi yıl önce bakın Yiğit Bulut Telekom'un özelleştirilmesi için neler yazmıştı.
İşte, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomiden sorumlu Başdanışmanı Yiğit Bulut'un 6 Şubat 2007 tarihinde Radikal gazetesindeki köşesinde "Bu nasıl özelliştirme" başlığıyla yayınlanan yazısı:
"Sorarak başlayalım: Bir devlet elindeki varlıkları neden özelleştirir?
Cevap basit; o varlıkların vatandaşları üstündeki külfetini ortadan kaldırmak ve vatandaşa verilen hizmetlerin 'kalitesini artırmak' için...
Sorarak başlayalım: Bir devlet elindeki varlıkları neden özelleştirir?
Cevap basit; o varlıkların vatandaşları üstündeki külfetini ortadan kaldırmak ve vatandaşa verilen hizmetlerin 'kalitesini artırmak' için...
İkinci soru ile devam edelim: 'Hiç borcu olmayan' ve dünya genelinde 'altyapı, abone sayısı, teknoloji' gibi kriterler ile incelendiğinde 'gerçek bir değer' olan Türk Telekom neden özelleştirildi? Telekom'un halkın üstünde bir külfeti mi vardı? Yoktu; kâr eden bir kuruluştu. Veya özelleştirildi de halkın aldığı hizmetin kalitesi mi yükseldi? O da olmadı. Tam tersi, tarifeler değişti ve 'aynı hatta daha sınırlı' hizmete daha fazla ödeme yapmaya başladık. Peki anlamadığımız için bir daha soralım: Telekom neden özelleştirildi?
Sevgili dostlar, sizler yukarıdaki sorulara cevap ararken, Türk Telekom'un yaptığı 'indirim'den bahsetmek ve 'halkın menfaatine birileri fiyatları düşürüyor' algılaması altında aslında meydana gelen 'ayarlamayı' detaylandırmak istiyorum.
İlk etapta durumu yani 'indirim' diye aktarılan eylemi tarif edelim: 'Türk Telekom 1 Mart 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yeni telefon görüşmeleri fiyat tarifesini açıkladı. Söz konusu tarife çerçevesinde Türk Telekom toplam ses trafiğinin yüzde 80'ine denk gelen şehir içi görüşmeler kısmına zam, yüzde 20'sine denk gelen şehirlerarası, milletlerarası, GSM kısmına indirim yaptı.'
Lütfen gözden kaçırmayın, 'toplam trafiğin yüzde 80'ine denk gelen kısmına zam' yapılıyor, yüzde 20'lik bölümden de indirim yapılıyor. Daha açıkçası yapılan, 'indirim' gibi görünen aslı 'fiyat artırımı' olan bir eylem.
Peki bu eylem Telekom'a daha doğrusu sahibi olan şirkete ne kazandırıyor?
Uzmanlardan doğrulattığım verilere göre: Telekom bu eylem ile yıllık cirosunu (mevcut ses trafiği değerleri dikkate alındığında ve pazardaki büyüme dikkate alınmadan) yaklaşık 800 milyon dolar civarında artırmayı hedefliyor. Bir başka ifade ile yıllık kârı yaklaşık 1 milyar dolar olan Türk Telekom, bu işlem ve atacağı başka adımlar ile (yeni acayip uygulamalar gündemde) birlikte kârını neredeyse ikiye katlayarak, 2 milyar dolara yakın bir noktaya çekmek istiyor. Hemen bir soru daha soralım; bu nasıl bir özelleştirme! Halkın cebinden daha fazla para çıkıyor!
Olayın 'sahip', yani Oger ile ilgisine gelince..
Olay bu kadar da basit değil. Elde edilen kârın yüzde 55'i yani yaklaşık 1 milyar dolar yakın bir kaynak kâr payı olarak yüzde 55'in sahibi olan Oger'e aktarılacak. Yani 'Oger'in alacağı parada neredeyse katlanacak.
Peki Oger neden buna ihtiyaç duydu? Zaten satıştan hemen sonra ve son olarak yaklaşık birkaç hafta önce 'Peşin ödeyeceğim' açıklaması yapmadı mı? Doğru... Hatırlarsanız Oger satıştan hemen sonra 'peşin ödeyeceğiz' açıklaması yaptı. Olmadı. Bir süre sonra 'üç ay içinde yurtdışından kredi alarak ödeyeceğiz' açıklaması geldi, yine olmadı. Son olarak geçtiğimiz ay içinde 'Yabancı bankaların oluşturduğu konsorsiyumdan kredi alıp, halka arz yapacağız' dediler, geldiğimiz noktada ortada yine bir şey yok.
Sonuç: Durum çok açık. Oger'in Türk Telekom'un satın alma bedelini ödeyecek parası yok. Danıştay'ın verdiği kararlar doğrultusunda 'sadece işletmeci olduğu, sahibi olmadığı' Türk Telekom ile ilgili bir arz yapması da hukuken mümkün değil. Böyle bir yapı içinde Oger'in tek çıkışı var ve onu yapıyor. Yaratacağı ilave kâr ile kendine düşecek payı artırmak ve Türk devletine olan borcunu ödemek. Türk Telekom'un işletme tecrübesi ve mali durumu yeterli olmayan Oger Telekom'a satılması ve yaptığı sayısız 'Peşin öderiz, kredi alırız' açıklamalarına rağmen ortada hâlâ bir şey olmaması özelleştirme tarihimizdeki en büyük skandaldır..."
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt