Canan Karatay uyardı: '3 öğün yemek hastalıktır'

Her açıklaması tartışma yaratan Canan Karatay'dan yine tartışma yaratacak bir iddia geldi. "Günümüzde peynir-ekmek gibi antidepresan kullanılıyor" diyen Canan Karatay, "Tabii ki işe yaradığı da oluyor ama kişiliği bozduğu, intihara sürüklediği de oluyor. Ben iki aile büyüğümü de antidepresan yüzünden kaybettim" şeklinde konuştu.

Canan Karatay uyardı: '3 öğün yemek hastalıktır'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.02.2018 - 10:38

 

Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman'a konuşan Canan Karatay, bu kez antidepresanlarla ilgili çarpıcı sözler sarf etti:

Günümüzde peynir-ekmek gibi antidepresan kullanılıyor. Tabii ki işe yaradığı da oluyor ama kişiliği bozduğu, intihara sürüklediği de oluyor. Ben iki aile büyüğümü de antidepresan yüzünden kaybettim. Biri abimdi, intihar etti. Babamı kaybettiğimizde, o 25, ben 24 yaşındaydım. Tıp öğrencisiydik. Herkes babasını kaybedince üzülür, biz de çok sarsıldık. Abim depresyona girdi. Bu da normal. Normal olmayan, depresyon yaşıyor diye dönemin en önemli hekimlerinin ona üç ayrı antidepresan vermesi. Ve o ilaçlar onu kötü etkiledi, sonunda da intihar etti. Diğer aile büyüğüm de halamın oğluydu. O da antidepresan kullanıyordu. Bağırsak felci oldu.



6 MADDEDE SAĞLIKLI OLMAK

1) Karatay prensiplerine göre beslen.
2) Makro ve mikro besinleri doğal yoldan vücuduna al.
3) Zararlı kimyasallardan ve modern buğdaydaki gluten ve lektinden uzak dur.
4) Bağırsaklarındaki dost bakterileri doğal prebiyotik ve probiyotik gıdalarla besle.
5) Hareket et.
6) Sağlığının sorumluluğunu kendi eline al.

 

BEN HAYATTA TAVUK YEMEM

Zararlı kimyasaldan nasıl uzak duracağım? Aldığım her şeye nasıl güveneceğim? Domatesin organik olup olmadığını nasıl anlayacağım? Organik diyene nasıl inanacağım? Kendim bahçe alıp domates mi yetiştireceğim?
- Sizi anlıyorum ama zararları minimize etmek elimizde. Mesela en basiti, sigarayı vücudumuza sokmayacağız veya cips yemeyeceğiz. Alışveriş yaparken etiket okuyacağız. Kimyasal katkılı maddeleri almayacağız. Halk pazarlarına, yöresel pazarlara yöneleceğiz. İmkanımız varsa, organik sertifikalı satış yapan pazarlara gideceğiz.

Tavuk yiyor musunuz siz?
- Ben hayatta tavuk yemem! Tavuk tavuk değil ki yiyeyim! Bu arada temizlik ve kozmetik ürünlerinde de ekolojik olanlara geçeceğiz. Evimizdeki eşyaları da mümkün olduğunca doğala çevireceğiz. Yaşam tarzınızı minimize ettikçe, zaten zarardan uzaklaşıyorsunuz. Şimdiki gençler çok tembel, fast food yiyorlar. Ya da anneler alıyorlar paketleri, çocukların önüne koyuyorlar. Bunlar tehlikeli. Bir de tek bir yerden her şeyi almaya çalışmayacağız. Herkes istiyor ki tek bir markete gideyim, öyle bir şey yok.

 

EKMEK BAĞIMLILARINA DUYRULUR! BROMÜR BİR FELAKET

Yıllardır “Ekmekten uzak durun” diye vurguluyorsunuz. Ekmek yemeden doymayanlar ne yapacak?
- Ekmek en güçlü iştah açıcı. Ekmek yemeden doymayanlar, ekmek bağımlısı olmuştur. Çünkü ekmeğin içinde bulunan modern buğdaydan yapılan glüten, beyindeki mutluluk reseptörlerine bağlanır ve sizi geçici olarak mutlu kılar. Onun için devamlı ekmek yeme ihtiyacı doğar. Ama ekşi mayayla siyez buğdayından yapılmış ekmek yiyebiliriz. O zaman zaten acıkmıyorsunuz da.

Ekmekteki tehlike, bromür mü?
- Birçok sebebi var, biri glüten, biri lektin, biri de bromür. Bromür hakikaten ağır metal olarak kabul ediliyor. Vücutta inflamasyonu başlatan elementlerden biri. İyot en gerekli maddelerden biri. Bromür de iyotun vücuda girmesini engelliyor. Benim hastalarımın çoğunda iyot neredeyse sıfır. İyotun olmaması da, kansere yakalanma nedenlerinden biri.

TEHLİKELİ OLAN SOFRA TUZU! KAYA TUZU TANSİYONU YÜKSELTMEZ, DÜŞÜRÜR!

Şu anda en çok konuşulan şeylerden biri günde iki öğün yemek. 16 saat kadar yemeye ara vermek...
- Ben başından beri bunu söylüyorum. Vücut iki öğün yemeye programlanmıştır. İbni Sina seneler evvel söylemiş bunu, “İki öğün sağlıklıdır, üç öğün hastalıktır!” Bir önceki akşam yemeğinden sonra oruca giriyorsunuz aslında, sabah bozuyorsunuz. Ondan sonra da sadece acıkınca yiyeceksiniz. Sık sık yedikçe vücut hazmedemiyor. Ara öğündü- mara öğündü, hepsinin tarihe karışması lazım!

10 şifreden biri, “Tuz masallarına inanma, kaya tuzsuz kalma!” Nedir bu tuz meselesi?
- Kaya tuzu çok önemli. Kaya tuzunda hem sodyum hem klorür var. Ve vücudumuzun, kemiklerimizin, eklemlerimizin ve bütün organların, hormonların çalışması için gerekli olan mineraller... Ama sofra tuzunda bunlar yok. Tehlikeli olan o. Ayrıca içinde katkı maddesi de var. Akışkanlığı sağlasın diye alüminyum konuluyor.

Kaya tuzu tansiyonu yükseltmez mi?
- Aksine düşürür! Çünkü tansiyonun yükselmesi, bu minerallerin vücuda tam girmemesinden. Kitapta bunu verilerle açıklıyorum. Tansiyonu yükselten şeker ve insülindir.

Peki kaya tuzu ödem yapmaz mı?
- Hayır yapmaz! Ödemi yapan karbonhidrat.

Tansiyon hastaları yıllarca tuzsuz beslendi...
- Evet ama tansiyonlar düşmedi! Hala üç ayrı tansiyon ilacı kullanıyorlar, yine de düşmüyor. Çünkü vücudun temelinde bozukluk var ve o düzelmeden tansiyon düşmez. İlaç da işe yaramaz, işte ben bunu anlatmaya çalışıyorum.

Fransız İhtilali’nin sebebi de tuzdu dediniz, ortalık karıştı. Bir tek sebebi tuz muydu hakikaten?
- Yok sadece tuz demedim. Fransız İhtilali’nin birçok sebebi var ama temelinde ekmek ve tuz var. Marie Antoinette demiş ya “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler”diye. Aslında cümlenin orijinalinde, “Ekmek ve tuz bulamazlarsa, pasta yesinler!“ diye geçiyor. Tuz çok önemli bir madde. O zaman buzdolabı yok. Halk bütün yiyecekleri tuzlayarak saklıyor. Bunu bilen aristokratlar tuzu elinde tutuyor. Tuzun vergisi çok yüksek... Bu nedenle tuz kaçakçılığı başlıyor. 18 yaşından büyük kaçak tuzla yakalananlar idam ediliyor. Bu eşitsizlik ve haksızlık halkın tepkisine neden oluyor. Kaya tuzu hakkında Robespierre’in de, Voltaire’in de yazıları var. O yüzden “Fransız İhtilali’ni başlatan sebeplerden biri kaya tuzudur!” dedim. 1789’da ihtilal oluyor, 1790’da tuz vergisi kalkıyor.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler