Candan Badem: Bu faşist baskıya maruz kalmak benim için onurdur

FETÖ operasyonuyla gözaltına alınıp serbest bırakılan Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Candan Badem, şimdi de KHK ile üniversitedeki görevinden atıldı ve kamu görevinden men edildi. Görevden uzaklaştırıldığını Twitter hesabı üzerinden duyuran Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Candan Badem, "Bu faşist baskıya maruz kalmak benim için onurdur" diye konuştu.

Candan Badem: Bu faşist baskıya maruz kalmak benim için onurdur
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.09.2016 - 13:00



Tunceli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Candan Badem, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası önce açığa alınmış, 3 Ağustos'ta da gözaltına alınmıştı.

Üniversitedeki odasında arama yapan polisin bulduğu Fethullah Gülen'in yazdığı "Asrın getirdiği tereddütler 4" kitabı, sosyalist kimliğiyle bilinen Doç. Dr. Badem'in FETÖ üyesi olduğunun delili olarak gösterilmişti.  “Ateist ve Marksistim, benden nasıl Fethullahçı çıkaracaklar merak ediyorum” diye tepki gösteren Doç. Dr. Badem, savcılığın tutuklama talebiyle sevk ettiği hakimlikçe serbest bırakılmıştı.

Badem için sosyal medyada ise, #CandanBademSerbestBırakılsın hashtag'iyle destek kampanyası başlatılmıştı. Doç. Dr. Badem, Barış İçin Akademisyenler metninin de imzacıları arasındaydı.

 Ancak Doç. Dr. Badem ile ilgili gelişmeler, serbest kalmasıyla son bulmadı. Doç. Dr. Badem bugün de OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı ve kamu görevinden men edildi. Görevden uzaklaştırıldığını Twitter hesabı üzerinden duyuran Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Candan Badem, "Günaydın. Bugünkü KHK ile beni de kamu görevinden atmışlar. Hiçbir delil yok, ama hüküm var. İslam faşizmi" ifadelerini kullandı.

'ATEİST BİRİNİN DİNCİLİKTEN DOLAYI İŞİTEN ATILMASININ İLK ÖRNEĞİYİM'

Doç. Dr. Candan Badem, Kanun Hükmündeki Kararname ile Munzur Üniversitesi'ndeki görevine son verilmesini, 'faşizm' olarak değerlendirdi. Doç. Dr. Badem, "Bu kararname ile üniversite ile ilişkimin kesilmesi kabul edilir bir durum değil. Böyle bir durumu asla hak etmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Bu baskılar ve kararlar tamamen siyasidir. Bu darbe girişiminin ve FETÖ'cüleri bahane ederek, siyasi anlamda muhalif olanları tasfiye etmek istiyorlar. Özellikle solcu, sosyalist insanları tasfiye etme harekatı olarak görüyorum bu uygulamaları" dedi.

"BU FAŞİST BASKIYA MARUZ KALMAK BENİM İÇİN ONURDUR"

Kocaeli Üniversitesi'ndeki 19 barış imzacısı akademisyenin hepsinin ihraç edildiğini hatırlatan Doç. Dr. Badem, "Herhalde ben de Dersim'de, Munzur Üniversitesi'nde öne çıktığım için böyle bir ceza verme yoluna gittiler. Çünkü FETÖ'den bir şey bulamadılar, hiçbir delil yok ellerinde. Tabi bu kararı kimin verdiği de belli değil. Üniversite rektörlüğüne sorsanız, 'listeler bize dışarıdan geldi' diyorlar. Böyle faşist baskıya maruz kalmak benim için onurdur" diye konuştu.

"NEREDEN BAKSANIZ FACİA"

Bir akademisyenin, görüşlerinden dolayı üniversiteden atılmasını 'facia' olarak yorumlayan Doç. Dr. Badem, "Bir kere her halükarda bir akademisyenin görüşlerinden dolayı, üniversite ile ilişkisinin kesilmesi, nereden baksanız facia. Benim sevmediğim birisi de olsa, sırf görüş ve düşüncelerinden dolayı atılması hoşuma gitmezdi. Ama şu olsa doğru derdi; Sınavlarda soru çalarak bir yerlere gelenler varsa, bunlar atılsın. Ama düşüncesi ne olursa olsun bir akademisyen çalarak, hırsızlık yaparak gelmemişse, bulunduğu yere, mevkiye hak ederek gelmişse, bence görüşleri ne olursa olsun onları ifade etme özgürlüğüne sahip olmalı" diye konuştu.

"FETÖ'CÜLÜK BENİM İÇİN ÇOK AĞIR BİR HAKARET"

Görevine son verilmesiyle ilgili hukuk mücadelesi başlatacağını kaydeden Doç. Dr. Badem, dinciliğe, tarikatçılığa karşı devamlı bir mücadele içinde olduğunu beliterek, şöyle konuştu:

"FETÖ'cülük benim için çok ağır bir hakaret. Cezanın ötesinde çok ağır bir hakaret. Ömrüm boyunca her türlü dinciliğe, tarikatçılığa karşı mücadele etmiş bir insanım. Marksistim, ateistim ben. Ama şunu da açık söyleyeyim; Benim FETÖ'cü olduğuma kimse inanmıyor, kendileri de inanmıyor zaten. Kanun hükmünde kararnamede sadece FETÖ yok. Çok geniş muğlak ve lastikli bir ifade var. 'Milli güvenliğe tehdit olan her türlü oluşum' ifadesi kullanılmış. Bu karar tamamen keyfi bir durum, kabul edilir bir yanı yok. Ben bu durumdan geri döneceğime eminim. Ama ne kadar bir zaman sürecek onu bilemiyoruz. Avukatımla birlikte bir hukuk mücadelesi başlatacağız.

Ben görevime tazminatla geri döneceğime eminim. Ama öyle görünüyor ki uzunca bir süre bu hukuksuzluğa devam edecekler."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon