Çatı Adaya Usta Gerekir mi?

Parlamento Kulisi

Çatı Adaya Usta Gerekir mi?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2014 - 21:54

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 3 aydan az bir süre kalırken, hangi partinin kimi aday göstereceği konusunda kulisler de hareketlendi. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin yetkili organlarının yanı sıra geniş katılımlı kamuoyu anketleriyle aday olup olmayacağına ilişkin kararını netleştirmeye çalışırken, muhalefet partileri de nabız yoklama çalışmalarına hız verdi.

Bu süreçte en fazla tartışma konusu ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin üçgen çizerek önerdiği çatı aday formülü üzerine yaşanıyor. İktidar ve MHP arasında geometri üzerine karşılıklı atışmalar ardı arkasına geliyor. Başbakan Erdoğan, Bahçeli’nin geometri hesaplamasıyla “Cebiri bıraktılar, açılara başladılar. Pergelle falan çalışıyorlar. Kendilerini geometriye verdiler. Sanırsınız Cumhurbaşkanlığı seçimine değil LYS’ye hazırlanıyorlar. Geometriden anlasalardı paralelle iş tutmazlardı” diye dalga geçince Bahçeli’den de yanıt gecikmedi:

“Erdoğan, cetvelden gönyeden yardım almadan şahaser çizimlere imza attı. Mesela yamuk çizip kendisini ve yanındaki yamukları yamultup içine tıkıştırdı. Dikdörtgen görünümlü ayakkabı kutularına para yığdı. Paralel çizgiden paralel örgüt çıkardı. Daire çizip karakterindeki köşeleri yumuşaklaştırdı. Doğrudur biz üçgen çizip ortak çatı adayı teklif ettik. Başbakan ise küp üstüne küp çizip içlerini haram parayla tıka basa doldurmuştur.”

Tartışmalarına bir örnekle katılan AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, geçmiş yıllarda AB’nin verdiği hibeyle “çatı ustası yetiştirme” projesinin uygulandığını anımsatıp sözü Bahçeli’nin çatı aday önerisine getirdi:

“Çatı aday iyi de, bir çatı ustası bulmak lazım. Çatı ustası kalmayınca AB projesiyle çatı ustalarına eğitim verilmişti. Bahçeli’nin çatı adayını görünce ustasının da iyi olup olmadığını göreceğiz.”

_______________________________________________________________________________________________________

Alma Mazlumun Ahını...

Soma’da 301 işçiye mezar olan maden kazası, geçen hafta TBMM’nin de bir numaralı gündem maddesiydi. Muhalefetin, Soma faciası yaşanmadan kısa süre önce gündeme alınmasını önerdiği Soma’daki maden kazaları ve iş güvenliğine ilişkin araştıma önergelerini, önceleri “Muhalefet engelleme amaçlı getiriyor” diye reddeden AKP; facia sonrasında eleştiri oklarının hedefi olunca, kamuoyu tepkisini de yatıştırmak için 180 derecelik dönüşle 3 önerge birden verdi. Genel Kurul’da 4 partinin önergeleri birleştirilerek görüşüldü ve kabul edildi. Arkasından ise CHP ve HDP’nin, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile Enerji Bakanı Taner Yıldızhakkındaki gensoru önergeleri jet hızıyla gündeme alındı. AKP genelde, kendi aleyhine olan ve “kamuoyu önünde tartışılmasını istemediği” mevzuları ise Meclis TV’nin yayın yapmadığı zamanlara denk getirmesine karşın, gensoru önergesinin görüşmeleri bir istisna oluşturdu. Görüşmeler geçen perşembe günü ve Meclis TV’nin yayın saatleri içinde başladı. Muhalefet konuştuktan sonra, Enerji Bakanı Yıldız kürsüye geldiğinde saat 19.00’u geçmiş, Meclis TV yayını da sona ermişti. Yıldız, bu durumdan, “Şu anda beni milletim izlemiyor, saat 19.00’dan sonrasına düşmüş bulunuyorum, helali hoş olsun” diye şikâyetlendi. Bülent Arınç’ın TBMM Başkanlığı döneminde aslında “muhalefetin sesini kısmak” için Meclis TV yayınını haftada 3 gün ve 15.00-19.00 saatleri arasında sınırlayan uygulamadan sanki muhalefet sorumluymuş gibi sersenişte bulunmasına ise CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de doğal olarak “Bu sizin ayıbınız” sözleriyle anında tepki gösterirken Yıldız, bu sözleri duymazlıktan gelmeyi tercih etti.

______________________________________________________________________________________________________

Akıllı Bina Radyasyon mu Yayıyor?

Milletvekillerinin yeni makamlarının ve komisyon toplantı salonlarının bulunduğu yeni hizmet binası, yapımına başlanmasından hizmete açılmasına kadar kamuoyuna “akıllı bina” olarak tanıtıldı. Son teknolojiyle donatılan binada her detay düşünüldü; ancak ne zaman bina milletvekillerinin kullanımına açıldı, sorunlar da peş peşe ortaya çıkmaya başladı. Yeni hizmet binasında her sistemin elektronik olarak tasarlanması oluşan manyetik alanın sağlığa zararlı olup olmadığı tartışmalarını gündeme getirdi.

MHP’li Emin Çınar, akıllı binada kullanılan elektronik sistemlerinin yoğunluğu nedeniyle binada radyasyon oranının ne olduğunu TBMM Başkanlığı’na sordu. CHP’li Hasan Akgöl ise binada baz istasyonu bulunduğu iddiasını gündeme getirdi. TBMM Başkanlığı’na başvuran Akgöl, yeni hizmet binasına taşınmanın gerçekleştiği günden bugüne kadar çalışma arkadaşlarının yoğun baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi şikâyetlerinin arttığını ifade etti. Bu durumun bina içindeki baz istasyonundan kaynaklandığını söyleyen Akgöl, şunları kaydetti:

“Baz istasyonu olduğu iddia edilen yeri inceledim. Bu yer, 3054 numaralı odamın karşısındaki tesisat odasıdır. Burada GSM operatörlerine ait çeşitli cihazlar gördüm. Üstelik bu tesisat odasının içerisinde içme suyu ve çayocaklarında satılan gıda ürünlerinin de depolandığını yerinde tespit ettim.”

Yargıtay’ın baz istasyonlarının uzun zaman diliminde insan sağlığına zarar vereceği, insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı gerekçesiyle şehir dışına taşınması yönündeki kararını anımsatan Akgöl, tesisat odasındaki bu cihazların baz istasyonu olup olmadığını sordu. Yeni binada radyasyon oranının ne olduğu bilinmez ancak TBMM Başkanlığı’nın baz istasyonu iddiasına vereceği yanıt merak konusu.

(AyşeSayın/Emine Kaplan/Mahmut Lıcalı)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon