CHP 4 büyük miting yapacak

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, MYK devam ederken düzenlediği basın toplantısında, ele alınan konular ve gündemdeki gelişmeler hakkında bilgi verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Koç, MYK'da alınan karar doğrultusunda CHP'nin ilki 18 Mayıs Cumartesi günü Aydın'da olmak üzere 4 büyük miting düzenleyeceğini açıkladı.

Mitinglerle CHP'nin parlamentodaki mücadelesinin yanı sıra bugünkü anti demokratik sürecin tüm uygulamalarını sokağa taşıyacaklarını ifade eden Koç, sırasıyla 18 Mayıs Cumartesi günü Aydın'da, 1 Haziran Cumartesi günü İstanbul'da, 9 Haziran Pazar günü Mersin'de ve 15 Haziran Cumartesi günü de Ordu'da 4 büyük miting gerçekleştirileceğini belirtti.

Koç, "Bu çerçevede hem güncel olayları hem de demokrasinin önündeki bütün tuzakları tekrar sokakta da halkımızla paylaşma imkanımız olacak" dedi.

Anayasa Uzlaşma Komisyonunun haziran ayı sonuna kadar çalışmalarına devam edeceğini anımsatan Koç, "AKP'nin bugünden itibaren, 'mutabakat sağlanamadı' diye masadan kaçma girişimi engellenmiştir. Yani AKP apar topar masayı terk etme durumunu gerçekleştirememiştir" dedi.

Taslakta toplamda 65 maddeden oluşan temel hak ve özgürlükler bölümünün 34 maddesi üzerinde 4 partinin de mutabakat sağladığını anlatan Koç, 80 maddelik yasama, yürütme, idare ve yargıyı ilgilendiren bölümün 44 maddesinin ise doğrudan ya da dolaylı olarak başkanlık sitemiyle ilgili olduğunu söyledi.

Koç, "Bu, başkanlık sistemini masada ısrarlı bir şekilde tuttuğunuz sürece 44 maddede uzlaşma olmayacak demektir. Bunu gerekçe göstererek masayı terk etme AKP'nin bir ara sığınabileceği bir görünüm olarak yansımıştır. Ancak CHP, bir takım pazarlıklarla, PKK gibi yapılarla ortak bir anayasa yapma süreci karşısında olacaktır" diye konuştu.

Koç, CHP'nin dayatma olmadan, samimi bir çalışma ortamı, müşterek bir metin yaratma iradesi olduğu sürece katkı vermeyi sürdüreceğini de vurguladı.

"Başbakan da doğrudan sorumludur"

Suriye'de kanlı bir iç savaşın yaşandığını belirten Koç, CHP olarak savaşan ya da savaştırılan tarafların hiçbirisinin yanında olmadıklarının altını çizdi.
Koç, "Suriye'de şu anda akan Müslüman kanından Esed kadar Başbakan da doğrudan sorumludur" iddiasında bulundu.

Başbakanın bir Japon gazetesine verdiği demeçte, Esed rejiminin Suriye'de kimyasal silah kullandığını söylediğini hatırlatan Koç, BM'nin Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Carla Del Ponte'nin ise "Muhaliflerin sarin gazı kullanıldığına ilişkin kuvvetli delillerin tespit edildiği" yönünde açıklama yaptığını belirtti.
"Yine Başbakanı çaprazda bıraktılar. Yine Başbakan ters köşede" ifadelerini kullanan Koç, "Suriye'nin Türkiye sınırları delik deşik, kevgir gibi kontrol yok. Peki Carla Del Ponte'nin söylediği sarin gazı çarşıda pazarda satılan bir gaz mıdır? Sayın Başbakan, muhaliflerin kullandığı yönünde tespitler olan bu sarin gazı, zehirli gaz, nereden o muhaliflerin eline geçti?" dedi.

İsrail'in Suriye'ye saldırısı

Koç, İsrail'in hava saldırılarıyla Suriye'de ciddi kayıpların yaşandığını söyledi.
Başbakanın dünkü grup toplantısında "İsrail'in saldırıları Esed'in eline altın tepside koz sunuyor" dediğini belirten Koç, şunları söyledi:

"Bu saldırıların zamanlaması da önemli. Ne zaman ki İsrail'le Türkiye arasında barış dedikleri, bir diplomatik ilişkileri yeniden kurma gerçekleşmeye başladı, İsrail, Suriye topraklarında Müslüman kanı akıtmaya cesaret buldu. Başbakan olayların içerisinden bir Yezid çıkarttı, bir Kerbela çıkarttı, tarif etmeye çalışıyor. Sayın Başbakan, bütün bu gerçeklerden sonra Yezid'i çok başka yerlerde aramamak gerekiyor. Yezid çok yakınımızda duruyor. Bir kendini sorgula bakalım. Sanki sen, Suriye'nin huzurunu, barışını sağlamak yerine yeni bir Haçlı Ordusu komutanı gibi bölgedeki ateşin üstüne benzinle giden konumdasın."

CHP'nin Tutum Belgesini açıklayacak

Gerçek bir demokrasi ikliminin hakim olmadan, gerçek bir barıştan söz edilemeyeceğini vurgulayan Koç, bu çerçevede Kılıçdaroğlu'nun cuma günü İstanbul'da düzenleyeceği bir toplantıyla CHP'nin "Demokratikleşme Manifestosuyla", "Tutum Belgesini" açıklayacağını bildirdi.

Koç, şöyle konuştu:
"CHP, AKP ile bu karanlıklar pazarlığında ortak olmaya ve süreci meşrulaştırmada bir kamuflaj malzemesi olarak kullanmaya çalışanlara, tutumunu bir kez daha hem demokratikleşme hem barış ve çözüm boyutunda paylaşacaktır. Sonuç olarak CHP, 20-25 milletvekilinin imzasıyla değil, Sayın Kılıçdaroğlu'nun son iki grup konuşmasında altını çizerek belirttiği, temel ilkeler ve kırmızı çizgilerimiz çerçevesinde, tüm milletvekilleri ve yönetim kademelerinin paylaşacağı çizgisini ortaya koyacaktır."

"Barış için Özgürlükçü Demokrasi" bildirgesine bazı CHP'li milletvekillerinin imza vermesinin parti içinde sıkıntı yarattığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Koç, "Çözümden, demokratikleşmeden ne kastediyoruz? Burada sadece 20 kişilik temsili bir grubun değil, CHP'nin tüm örgüt yapısı Sayın Genel Başkanımızın cuma günü açıklayacağı sürecin destekçisi olacaktır" yanıtını verdi.

"Siz bu metne karşı mısınız?" sorusu üzerine ise Koç, basın bildirisini kendisinin medyada gördüğünü söyledi. Bireysel olarak hiç kimsenin barışa karşı olmadığını hatırlatan Koç, “Sadece perdenin önü ile arkasını ayırt etmemiz gerekiyor. Partinin bildirisi tabii ki bizim için yönlendirici ve belirleyicidir, siyasi belgesidir" ifadesini kullandı.

"Kendi aralarında da temel bir bilgi yok"

Terör örgütünün çekilmesinin başladığının hatırlatılarak, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarının sorulması üzerine de Koç, şunları belirtti:

"Çekilme oldu, oluyor. Silahlı, silahsız. Orada gömecek, orada tutacak ya da geriye dönecek... Değişik tartışmaların olduğu dönem, Sayın Arınç'ın da başını döndürmüş bu soru cevap faslı anladığım kadarıyla. O da Sayın Cemil Çiçek'e atıfta bulunuyor açıklamada, 'bu nezaketli sorularınızı Cemil Çiçek'e sorun' diyor. Anladığım kadarıyla kendi aralarında da temel bir bilgi yok. Hep söylüyoruz, yaşanan süreçle ilgili AKP içerisinde en yetkili kişilerin bile 4-5 kişi dışında bilgisi yok. Sayın Arınç'ta bilgi sahibi olamamanın sıkıntısıyla soru sorulduğunda, görevi de hükümet sözcüsü olduğu için bu şekilde, kaçamak, sağa sola sataşma içeren cevaplar verebiliyor. Herhalde konunun tamamen dışında olarak benim size yönlendirici bir bilgi vermem söz konusu değil. Ama yansıyan bazı şeyler var, hani 'baltalar omzumuzda, biz gidiyoruz ormana' diye bir şarkı vardı. Silahlar omuzlarında turistik gezi yapar gibi dağ patika yollarında yürüyen birkaç kişinin fotoğrafları var. Herhalde bu soruya Bülent Arınç penceresinden de o silahların gölgesinde gösterilen bir iki fotoğraf açıklama getiriyor."

Koç, bir soru üzerine CHP'nin miting yapacağı illerin bölge merkezleri olması nedeniyle seçildiğini söyledi. Koç, mitinglerle ilgili bir komisyon kurulduğunu, mitinglerin ana temasının da olacağını bildirdi.

Milletvekilleri için yasa teklifi

Dört partinin imzalarıyla Meclis Başkanlığı'na sunulan milletvekillerinin mali, sosyal hak ve yükümlülükleriyle ilgili yasa teklifinin hatırlatılarak, "Ana muhalefetin dokunulmazlıkların kaldırılmasını isterken, böyle bir teklife imza atmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" yönündeki soru üzerine Koç, “Yani CHP bu konuda da sorumlu diyorsunuz. Zaten hep böyledir. Bugün hava çok sıcak onun sorumlusu da CHP'dir. Benim bireysel olarak bu tür özel yetkilerle, özel güçlendirmelerle hayatım boyunca hiçbir bağım olmadı. Olanı bile kullanmadım. CHP'lilerin genel tutumu da o şekildedir. Orada 325 kişilik, dediğini çıkartan, dediğini çıkartmayan bir iktidar yapısı var. Getirilen bütün tekliflerin, tasarıların altında Başbakanın iradesi ve AKP'nin desteği vardır, onu unutmayın" değerlendirmesinde bulundu.

Hava-İş'in 15 Mayıs'ta grev kararı aldığını anımsatan Koç, sendikanın bir bakan tarafından "daha fazla işçi işten atılacak" diye tehdit edildiğini söyledi.