CHP Kadın Kolları'ndan Erdoğan’a tepki

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7. Aile Şurası’nda yaptığı konuşmaya kadın örgütlerinden tepki gelmeye devam ediyor. CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman da yaptığı yazılı açıklamayla Erdoğan’ın sözlerini eleştirdi. CHP’li Ağırman, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 7. Aile Şûrası’nda yaptığı konuşmayla yine kadını ötekileştiren, ayrıştıran bir yere koyarak, AKP iktidarının kadına bakışını bir kez daha ifşa etmiştir” dedi. 

CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 

“Sayın Erdoğan, ‘Doğum kontrolü dediler, aile planlaması dediler değişik isimlerle bize nüfuz etmeye çalıştılar. Atılan bu adımlarla nüfusumuz azaltıldı. Bu gidişi doğru bulmadım, bulmuyorum’ sözleriyle kadın bedeni üzerinden hükümler vermiştir. Doğum kontrolü, bireylerin karşılıklı rızasıyla gerçeklesen ve istenmeyen gebelikleri önleyen, kadının da kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmasını sağlayan tıbbi bir dizi önlemdir. Bir nüfus azaltma programı değildir. Zira doğum hızı gelişimine bakıldığında bunun gerçek dışı olduğu görülmektedir. 

Bir ailenin kaç çocuk sahibi olması gerektiğine devlet değil, bireyler karar vermelidir. Ayrıca, nüfusumuz bugün 82 milyondur. Yani, bu çağdaş yöntemlerle ülke nüfusunda bir azalma olmamıştır. Aksine, artan bir nüfus ve bilinçli bir kadın sayısı vardır. 

Bu açıklamaların ardında, AKP ve onun temsil ettiği anlayışın bilinçli, sosyal ve siyasal hayata katılım gösteren, ekonomik özgürlüğe sahip kadınlar istememesi yatmaktadır. Kadını, evlenmeden önce babasına, evliyken kocasına, ihtiyaç durumunda da devletin himayesine bırakan erkek egemen zihniyetin açık bir yansımasıdır. 

Kadını maalesef sadece aile kavramı üzerinden değerlendiren konuşması boyunca Erdoğan, yalnız yasayan, eşinden şiddet vs. gibi nedenlerle boşanıp tek başına çocuk büyüten ve evli olup doğurganlığı olmayan kadınları da yok sayıp ötekileştirmiştir. 

Sağlıklı toplum için şart olan aile kavramı kadar güçlü kadın kimliğinin varlığıdır. Kadını, sadece ev işleri yapan, annelik yapan, kocasına hizmet eden bir birey gibi görmekten vazgeçilmelidir. Aile Şurası ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kavramını da Kadın kimliği üzerinden yeniden inşa etmek, modern ve çağdaş Türkiye olmanın koşullarından biridir. 

Bu toplantıda, geçimsizlik ve boşanma oranlarında yaşanan artışların, aile büyüklerinin sağladığı koruma kalkanının ve ağırlığın kaybolmasının bir sonucu olduğunu belirten Erdoğan, ikinci önemli kırılmanın teknoloji devrimiyle yaşandığını söyledi. Oysa sunu bilmelidir ki, geçimsizlik ve boşanma oranlarındaki artışın en önemli nedeni AKP hükûmetlerinin ülkeyi sürüklediği ekonomik bunalım ve kadına yönelik her türlü şiddettir. 

4 çocuğunun da ‘kendi rızkıyla’ geldiğini söyleyen Sayın Erdoğan, 7 torununun da ‘hangi rızklarla’ dünyaya geldiğini, bu rızklarla dünyanın hangi ülkesinde, ne kadarlık bütçeyle, hangi okullarda okuduğunu da söylemesi hepimizin beklentisidir. 

‘Nikah akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız’ diyen Erdoğan, çocuk gelinlerin kendi iktidarları döneminde neden arttığı sorusuna cevap vermelidir.

Aynı şekilde, her türlü cinsel istismara açık bırakılan yardım alması gerektiği halde sosyal devletten bu imkânları bulamadığı için başka bir zulme sığınan kadınlar hakkında da alınan tedbirleri kendisinden duymak isteriz. Kadın sığınağında yasamak zorunda bırakılan kadınların seçme hakkının bile olmadığı bu ülkede geleneksel aile kavramı dışında da alınması gereken tedbirleri gözden geçirmeye çağırıyoruz. 

Hangi kadın ve çocuk örgütlerinin çağrılı olduğunu bilmediğimiz bir toplantının sonuçlarını dikkatle izlemeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.”