CHP'den Şanlıurfa raporu: Koşullar insanileştirilmeli
CHP''nin Şanlıurfa Cezaevi ile ilgili hazırladığı raporda, "Yangın sonrası, hapishanenin yangın hortumu kısa olduğu için yangına doğrudan suyla müdahale edilememiştir" denildi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Şanlıurfa Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlü ve hapishane müdürüyle yaptıkları görüşmelerin ardından bir rapor hazırladı.
"Şanlıurfa E Tipi Hapishanesinde yaşanılan yangın ve isyanla ilgili izlenimler ve çözüm önerileri" başlıklı raporda, "16 Haziran ve 18 Haziran 2012 tarihlerinde Şanlıurfa E Tipi Hapishanesinde yaşanan isyan ve yangın olayları yerinde gözlemlenmiş, olayı yaşayan tutuklu ve hükümlülerle, hapishane müdürüyle ve Şanlıurfa İHD Şube Başkanıyla görüşmeler yapılmıştır" denildi.
16-18 Haziran 2012 tarihlerinde çıkan olaylar birbirinin devamı niteliğindedir
Raporda, "Hapishaneyle ilgili tespit edilen ve olaylara zemin hazırlayan unsurlar" başlığında şu tespitler yapıldı:
"2008 yılında hapishanede yapılan tadilatla 3 kişilik hücreler, 6 kişilik koğuşlara çevrilmiştir. Bu koğuşların bazılarında 30 kişiye varan kalabalık insan grupları yaşamaktadır.
Kapasitesi 276 olan hapishanede toplam 1044 kişi kalmaktadır.
Yangın çıktığı iddia edilen C-15 Koğuşu 20.9 metrekaredir. 18 kişi kalan koğuşta kişi başına 1.16 metrekare alan düşmektedir. Tuvalet çıkıldığında bu alan 15 metrekareye düşmektedir. Bu durumda ise kullanılabilir alan kişi başına 0.83 metrekaredir.
Şanlıurfa aşırı sıcakların sıklıkla yaşandığı bir şehirdir.Pencereler ve koğuşlar temiz hava için yeterli değildir.
Günde 4 kez, birer saat su verilmektedir. Yazın bastıran sıcaklardan dolayı sürekli su problemleri ve kavgaları yaşanmaktadır.
Her koğuşa 1 televizyon, 1 semaver verilmektedir. Bu sebeple koğuşlarda sık sık tartışmalar ve kavgalar yaşanmaktadır.
Urfa hapishanesinde yaşanan sorunlar daha önce defalarca dile getirilmiştir. Hapishanede tutuklu bulunan Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın bizzat kendisi cezaevlerini izleme komisyonuna durumun aciliyetini yazmıştır. Ayhan, 14 Haziran 2012 tarihinde Adalet Bakanlığı'na durumu bir faksla bildirmiştir.
Hapishanenin sorunlarıyla ilgili olarak hazırlanan bir rapor yaklaşık bir yıl önce Adalet Bakanına verilmiştir.
23 Temmuz 2008'de İHD ve Mazlum-Der ortak bir basın açıklama yaparak, Urfa Hapishanesinin kapatılmasını istemiştir.
16-18 Haziran 2012 tarihlerinde çıkan olaylar birbirinin devamı niteliğindedir.
16 Haziran 2012 tarihinde C-15 Koğuşunda çıkan olaya kavganın neden olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.
C-15 koğuşunda kapı arkasında herhangi bir barikat bulunmamaktaydı. Kapı arkasında yer yatakları üst üste yığılmış haldeydi. Ranzalar, yere sabit olduğu için, ranzalardan barikat kurulduğu söylentiden ibarettir. Kapı dışa açıldığı için kapı arkasına kurulan barikatın kapının açılmasını engellemesi mümkün değildir.
Yangın sonrası, hapishanenin yangın hortumu kısa olduğu için yangına doğrudan suyla müdahale edilememiştir.
Olaydan, yangından sonra haberdar olunmuştur. Daha öncesinde, kavga veya gürültü duyulmamıştır.
16 Haziran 2012 tarihinde yaşanan ilk olayda 13 kişi yaşamını yitirmiştir. 18.06.2012 tarihinde yaşanan isyanda yaklaşık 40 kişi yangından veya dumandan etkilenmiştir. Can kaybı yoktur, 1 kişi yoğun bakımdadır.
18 Haziran 2012 tarihli isyan esnasında komisyonumuz hapishanede bulunmaktaydı ve olaylara tanık olundu.
2. olayın çıkmasının arkasından hapishane önünde toplanan kalabalığa polis tarafında aşırı güç kullanılarak panik ve endişeyi artıracak şekilde müdahale edilmiştir.
Bazı basın yayın organlarında yer alan ve siyasi mahpusları suçlayan haberler gerçek dışı ve kasıtlıdır. Olayın muhatapları ve mağdurları adli mahpuslardır."
Koşullar insanileştirilmelidir
Raporun öneriler kısımda şu maddeler yer aldı:
"Yaşanan isyan ve yangın ile ilgili bağımsız bir komisyon kurulmalı, Adalet Bakanlığı bu süreçte yer almamalıdır.
Hapishanedeki tanıklara ve kanıtlara dokunulmamalı, yapılacak incelemelerin objektif yapılması için gerekli önlemler alınmalıdır.
Yangın ve isyandan etkilenen mahpuslara psikolojik destek sunulmalıdır.
Soruşturmalar tamamlandıktan sonra, Urfa Cezaevi'nde kişi başına en az 12 metrekare alan düşecek şekilde koşullar insanileştirilmelidir.
Su ile ilgili uygulanan kısıtlama kaldırılmalıdır.
Hapishanede anneleri ile birlikte kalmak zorunda kalan 0-6 yaş çocuklarına özel beslenme desteği sağlanmalıdır.
İhtiyaç duyulan ve talep edilen hapishanelere klima verilmelidir.
İhtiyaç duyulan gerekli araç gereçler temin edilmelidir."
Bulaşıklar tuvalette yıkanıyor
Raporda, yapılan görüşmelere ilişkin de bilgi verildi.
Raporda Hapishane Müdürü Akif Bakan ile yapılan görüşmeye işaret edilerek, "Akif Bakan'ın verdiği bilgilere göre: hapishane kapasitesi 276'dır. Yangın ve isyan olayları yaşandığında hapishanede bulunan 1044 kişiden 248'i hükümlü , 796'sı tutukludur. Hapishanede 37 kadın kalmaktadır. Bunlardan üçü çocuklarıyla kalmaktadır. Söz konusu yangın ve isyan olayı 22:39'da başladı. Kapının arkasında üst üste yığılmış yataklar sünger olduğu için yangın hızla yayıldı. Yangın tüpü ve suyla müdahale edildi. Yangın başlayalı yarım saat kadar olmuştu ki itfaiye geldi. Sonra yangın kontrol altına alındı. Koğuşta herhangi bir kavga veya geçimsizlik şikâyeti yok. Hasımların bir arada kalması gibi bir durum da söz konusu değil. Yangın çıkan ilk koğuş C-15'tir. C-15 her şey dâhil 20.9 metrekaredir. Koğuş dublekstir ve iki kişilik 3 ranza bulunmaktadır" denildi.
Raporda, Ayşegül Gökçe'nin verdiği bilgiler şöyle anlatıldı:
"İlk geldiğinde koğuşun 33 kişi olduğunu belirten Ayşegül Gökçe, ikişer kişi yattıklarını ve yazın sıcaklarda hava almakta zorlandıklarını belirtmiştir. Koğuşlarda hırsızlık yoğun.Sıcak su günde bir kez, 08:30-10:00 arasında yaşanıyor. Bulaşıklar tuvalette yıkanıyor. Klima yasak. Klima alıp hibe etmeyi önerdik ama kabul edilmedi."
Mahmut Çelik'in verdiği bilgiler rapora şöyle yansıdı:
"6 kişilik koğuşta 12 kişi kalıyorlar ve 6 kişi yerde yatıyor. Kaldıkları koğuş 15 metrekare. Olayın yaşandığı C-15 koğuşuyla aynı maltaya bakan C-18 koğuşunda kalan Mahmut Çelik, olay öncesinde herhangi bir ses ya da gürültü duymadığını belirtti. Çelik olayı şöyle anlattı: Olay başladığında mazgal açıktı. Dolayısıyla hem görüyorduk hem de duyuyorduk. Gardiyanlar aniden 'su' diye bağırdı. Hapishanenin yangın hortumunu çektiler. 10-15 metre kadar kısa geldi. Kovalarla su taşıdılar. Yangın tüpleriyle müdahale ettiler. Gardiyanlar yangını söndürmek için çok çaba harcadılar. Bu hapishaneden gönderilmek için, sürgün edilmek için yangın çıkarmış olabilirler."
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın verdiği bilgiler raporda şöyle anlatıldı:
"Hapishanede bu tarz olaylar yazın oluyor. Bu konuyla ilgili olarak daha önce defalarca yazdım. Acil müdahale edilmesi gerektiğini belirttim ancak kale alınmadı."
Olayın yaşandığı C-15 koğuşundan sağ kurtulan Abit Aytekin'in, "Olaydan sağ kurtulan Abit Aytekin, olayın nasıl geliştiğine dair bilgi vermek istememiştir. Ancak aralarında herhangi bir kavga olmadığını belirtmiştir. Ölenlerin etnik kimliğini şöyle belirtmiştir. 'Koğuşta 18 kişi kalıyorduk. Koğuş 6 kişilikti. 12 kişi yerde yatıyordu. Sünger yatakları yerden toplayıp kapının önüne yığıyorduk. Kapının önünde barikat yoktu. Ranzalar zaten yere sabit. Kapı ise zaten dışa açılıyor. Yani bir barikat ya da engelleme söz konusu değil. 18 kişiden 12'si Kürt, 5'i Arap ve 1'i Türk'tü. 12 Kürt ve 1 Arap öldü'" şeklinde bilgiler verdiği ifade edildi.
En Çok Okunan Haberler
- Sessizliğini 'Beyoğlu'ndaki taciz skandalı' için bozdu
- Alman basınından Türkiye iddiası
- Semih Çelik'in komşuları konuştu: 'İkbal'e takıntılıydı'
- Baba evinde öldürüldüğü kesinleşti!
- 'İslam hassasiyeti ile yetiştirilmiş olsaydı...'
- 'Discord' yayınlarına yönelik harekete geçildi
- Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert yanıt!
- 2 motosikletli ters yönde yarış yaptı: 1 ölü, 3 yaralı
- MASAK raporuna yüzbinlerce banka hesabı takıldı!
- Sıcaklıklar azalıyor, sağanak yağış geliyor!