CIA'in 'gelişmiş sorgulama tekniklerini' tasarlayan psikologlardan biri 11 Eylül Davası'nda ifade verdi: 'Bugün olsa yine yapardım'

11 Eylül saldırılarının ardından ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın işkence yöntemlerini tasarlamak ve uygulamaktan sorumlu psikologlar Guantanamo Körfezi'ndeki askeri mahkemede tanık olarak ifade vermeye başladı. Ön duruşmada pişmanlık sergilemeyen psikolog James Mitchell, saldırıların kurbanları için ifade verdiğini söyleyerek, "Bugün olsa yine yapardım" dedi.

CIA'in 'gelişmiş sorgulama tekniklerini' tasarlayan psikologlardan biri 11 Eylül Davası'nda ifade verdi: 'Bugün olsa yine yapardım'
Abone Ol google-news
BBC Türkçe
Yayınlanma: 22.01.2020 - 14:14
Guantanamo
Getty Images

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) 'gelişmiş sorgulama tekniklerini' tasarlamak ve uygulamaktan sorumlu sözleşmeli psikologlar Guantanamo Körfezi'ndeki askeri mahkemede tanık olarak ifade vermeye başladı.

New York Times gazetesinin haberine göre 11 Eylül Davası'nın Salı günü görülen ön duruşmasında pişmanlık sergilemeyen psikolog James Mitchell, saldırıların kurbanları için ifade verdiğini söyleyerek, "Bugün olsa yine yapardım" dedi.

2 bin 977 kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının ardından eski ABD Başkanı George W. Bush tarafından kurulan Guantanamo Hapishanesi'nde tutulan 5 sanık da mahkemede hazır bulundu.

Mitchell ve meslektaşı Bruce Jessen tarafından uygulanan işkence yöntemleri arasında su altında tutarak havasız bırakma, küçük kutulara koyma, uykusuz bırakma da bulunuyor.

Yargılananlar arasında 2001 yılında New York, Washington ve Pennsylvania'da ki saldırıların mimarı olmakla suçlanan Halid Şeyh Muhammed de var.

Pakistanlı bir radikal İslamcı olan Muhammed, Küba'daki Guantanamo Hapishanesi'nde işkence gördüğünü söylemişti. CIA belgeleri de Muhammed'in boğulma etkisi yaratan bir işkence türünden 183 kez geçirildiğini doğrulamıştı.

Mahkemeye çıkarılan diğer 4 sanık, Velid bin Attaş, Remzi bin el Şibh, Ammar el Beluşi ve Mustafa el Havsavi'nin de ABD'ye götürülmeden önce farklı ülkelerdeki 'siyah alan' denilen yerlede CIA tarafından sorgulandıkları biliniyor.

New York Times'ın haberine göre, 11 Eylül saldırılarının kurbanlarının aileleri de mahkeme salonunda bir perdenin arkasından, gözlerden uzak bir şekilde duruşmayı izledi.

Gazetenin haberine göre psikolog Mitchell tanık olarak verdiği ifadede, pişmanlık duymadığını söyledi ve gözleri dolu bir şekilde Amerikan halkı için bunları yaptığını ifade etti.

Mitchell, "Amerikalıları korumak olan ahlâki görevimin, bize karşı gönüllü bir şekilde silaha sarılan teröristlerin yaşadığı rahatsızlıktan üstün geldiğini düşünüyorum" dedi.

Mitchell sanıklara ithafen, "Siz yıllardır bana ve Doktor Jessen'e karşı gerçek olmayan ve kötü niyetli şeyler söylüyorsunuz" ifadelerini de kullandı.

Gazetecilere göre sanıklar herhangi bir duygu belirtisi göstermeden ifadeleri dinledi.

Afganistan'ın başkenti Kabil'deki bu yerin CIA'in 'siyah alan' adı verilen gizli sorgulama merkezlerinden biri olduğu öne sürülüyor
Getty Images
Afganistan'ın başkenti Kabil'deki bu yerin CIA'in 'siyah alan' adı verilen gizli sorgulama merkezlerinden biri olduğu öne sürülüyor

Söz konusu 5 sanık aralarında 'terörizm' ve '3 bine yakın cinayet'in de olduğu savaş suçlarıyla yargılanacaklar. Suçlu bulunmaları halinde ölüm cezası ile karşı karşıya kalabilirler.

Mitchell, basınçlı su ile sorgulama ile diğer 'zorlayıcı fiziksel baskı' yöntemlerinin El Kaide'nin ABD'ye bir nükleer saldırı ya da başka bir uçağa daha saldırı düzenleyeceği korkusunun hakim olduğu bir ortamda geliştirildiğini kaydetti.

Sanıkların askeri mahkemede yargılanmasına 11 Ocak 2021'de başlanacak.

Mitchell ve Jessen'in tanıklık yapmaları El Beluşi'nin avukatları tarafından talep edildi, ancak kendilerine savunma avukatlarının tümü tarafından sorular yöneltilmesi bekleniyor.

Sanıkların işkence gördüğü merkezler arasında şu an CIA Direktörü olan Gina Haspel'in bir zamanlar yönetiminde bulunan Tayland'daki 'siyah alan' da bulunuyor.

11 Eylül saldırıları nasıl gerçekleştirildi?

11 eylul
Getty Images

11 Eylül 2001'de toplam 19 hava korsanı aşağı yukarı aynı saatlerde kalkış yapan dört yolcu uçağını kaçırdı.

Bu uçaklardan biri New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesine, bir diğeri ise güney kulesine çarptı.

Uçakların çarpmasının ardından kulelerde yangın çıktı ve yaklaşık iki saat sonra her iki kule de geride 1,8 milyon ton enkaz bırakarak yıkıldı.

İkinci uçağın da kuleye çarpmasından kısa bir süre sonra açıklama yapan dönemin ABD Başkanı George W. Bush, olayı "terör saldırısı" olarak nitelendirdi.

Bu açıklamadan brkaç dakika sonra ise, başka bir yolcu uçağı ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) batı tarafına çarptı.

Kaçırılan dördüncü uçak ise Pennsylvania eyaletinde boş bir araziye düştü. Halid Şeyh Muhammed ve Remzi bin el Şibh verdikleri ifadede, son uçağın hedefinin ABD Kongre binasını olduğunu söyledi.

Saldırılarda, 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti, 6 binden fazla kişi yaralandı. Ayrıca uçakları kaçıran 19 hava korsanı da öldü.

ABD ekonomisinin uğradığı maddi zarar 120 milyar doların üzerinde hesaplanırken, saldırıların New York şehrinde yarattığı maddi hasar ise 60 milyar dolardan fazla oldu.

11 Eylül saldırıları, dünyada güvenlik politikaları ve diplomasi alanında birçok değişikliği de beraberinde getirdi. Bu nedenle birçok kişi tarafından "dünyanın değiştiği gün" olarak tanımlanıyor.


BBC Türkçe
Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon