'Çocuğum yaramaz' diyorsanız...
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu... Çocuğun ileride akademik ve sosyal hayatında ciddi problemler yaşamasına ve ruhsal çöküntüye uğramasına yol açabilen bir hastalık. İyi haber ise erken teşhis ve tedavi sayesinde çocuğun hayatına sağlıklı, üretken ve mutlu bir birey olarak devam edebilmesi.
Çocuğunuz evde ders çalışırken sürekli hareket etme ihtiyacı mı hissediyor? Okulda kurallara uymakta zorluk mu çekiyor? Yerinde duramıyor, sürekli hoplama veya bir yerlere tırmanma ihtiyacı mı hissediyor? Çok konuşuyor ve sık sık sizin ya da arkadaşlarının sözünü mü kesiyor? Eğer bu belirtiler varsa ‘çocuğum yaramaz’ diyerek geçiştirmeyin. Çünkü çocuğunuzun bu davranışlarının nedeni, ileride ruhsal çöküntüye uğrayan, davranışları nedeniyle akademik ve sosyal hayatında ciddi problemler yaşayan bir birey haline gelmesine yol açabilecek ‘Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’ olabilir! Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, erken teşhis ve tedavi sayesinde çocuğunuzun ileride mutlu, üretken, kendine toplumda iyi bir yer edinmiş kişi olarak hayatına devam edebileceğine dikkat çekerek, “Bu noktada önemli olan anne ve babaların zamanında doktora başvurmaları ve uygun görülen tedaviyi aksatmadan yerine getirebilmeleri” diyor.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedir?
Toplumda yüzde 3-5 oranında görülen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nöro-psikiyatrik bir rahatsızlık. DEHB çoğu zaman ‘dikkat sorunları’ ile karıştırılıyor. Beslenme düzeni, yaşamsal stres düzeyi, maruz kalınan çevre koşulları ve kullanılan ilaçlar dikkati bozabiliyor. Ancak DEHB doğuştan oluyor ve ‘dikkat sorunlarının’ aksine çeşitli etkenler ile kişinin işlevini ciddi boyutlarda bozacak kadar ilerleyebiliyor.
Akademik ve sosyal hayatını altüst ediyor
Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite’nin çocuğun hayatını nasıl etkilediğini şöyle sıralıyor:
•\tOkula gitmekte isteksizlik, otoriteyle sorunlar, yanlış arkadaşlık ilişkileri sık görülüyor.
•\tErgenlik döneminde dürtüsel, risk almaya meraklı bireyler oluyor. Alkol ve madde kullanımı, bağımlılığı, zorbalık, hayvanlara ve insanlara zarar verme, gözdağı veren çetelere, siyasi gruplara girme en çok DEHB tanısı alan çocuklarda izleniyor.
•\tRuhsal yönden kaygılara ve depresif duygu duruma yatkın olan birey haline gelebiliyor.
•\tToplum, hatta çok yakınları tarafından bile cezalandırılan, anlaşılmayan bireyler olarak yalnız bir yaşam sürmek zorunda kalabiliyor.
•\tAktif olarak çalışabildiği bir işi, üretebildiği ve kendini iyi hissettiği bir çevresi genellikle oluşmuyor. İşlevsellikten kopmuş, mutsuz birey haline gelebiliyor, kendini sürekli ailesinin yardımıyla geçimini sağlayabilecek noktada bulabiliyor.
Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, aşağıda yer alan özellikler çocuğunuzda 7 yaşından önce başlamışsa, bunlar hem okulda hem de evde oluyorsa zaman kaybetmeden bir psikiyatriste başvurmanız gerektiği uyarısında bulunuyor.
1.Okula gitmek istemiyor ve kurallara uymakta zorluk çekiyor
Sıklıkla zihinsel kapasiteleriyle orantısız okul başarısı gösteriyor. Okula gitmek istemiyor, gittiğinde kurallara uymakta zorluk çekiyor.
2.Arkadaşlarına kaba davranabiliyor
Arkadaşlarıyla ilişkilerinde zorlayıcı, hatta bazen kaba davranışlar sergiliyor. Bu tavrı öğretmenlerine de gösterebiliyor. Derste arkadaşlarıyla konuşuyor, tartışma çıkarıyor ya da espriler yapıp dersin işlenmesini olanaksız hale getiriyor.
3.Evde ders çalışırken sürekli kıpır kıpır oluyor
Sınavlara hazırlanırken, evde ders çalışırken, sürekli kıpır kıpır oluyor, sık sık su içmeye, tuvalete gitmeye kalkıyor. Derslerde dikkat süresi çok kısıtlı oluyor. Dikkati dağıldıktan sonra yerinde oturmakta zorluk çekiyor.
4.Oyunu sonuna kadar sürdüremiyor
Oyunu kurarken başkan olmak istiyor, kuralları kendi koyuyor, ancak oyunu sonuna kadar sürdüremiyor. Bu tavırları nedeniyle sosyal ilişkilerinde de sorun yaşıyor.
5.Aniden öfkeleniyor, kontrolü çabuk kaybediyor
Arkadaşlık ilişkilerinde kendisine saygı duyulmadığını, onaylanmadığını hissedince olumsuz duygular yaşıyor. Ailesi ve okulu tarafından destek göremezse depresyona girebiliyor ve kaygı bozuklukları yaşayabiliyor. Bunun sonucunda da sıklıkla aniden ve şiddetli öfkelenen, kontrolü çabuk kaybeden bireyler haline geliyor.
6.Dikkatini ayrıntılara veremiyor
Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremiyor, okul ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapıyor. Örneğin okuma ya da yazma sırasında harf hataları, sınavlarda yanlış seçenekleri işaretleme, yineleyen hatalarla yerine getirme, savsaklama, ev ödevlerini bir an önce bitirmek için özensiz davranma gibi davranışlar sergiliyor.
7.Zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınıyor
Sürekli zihinsel çabayı gerektiren görevlerden kaçınıyor. Günlük etkinliklerinde sıklıkla unutkan oluyor, örneğin kalem, kitap ve diğer ders araçları gibi eşyalarını sık sık kaybediyor.
8.Ya dinliyormuş gibi yapıyor ya da soru tamamlanmadan cevabını yapıştırıyor
Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünüyor. Kendisine yöneltilen soru tamamlanmadan hemen cevabını yapıştırıyor. Sıklıkla sorulanlara uygunsuz yanıtlar veriyor, konuyu bildiği halde bilmiyormuş ya da algılayamıyormuş gibi bir izlenim bırakıyor.
9.Koşturuyor, zıplıyor, tırmanıyor
Elleri, ayakları kıpır kıpır oluyor ya da oturduğu yerde kıpırdanıp duruyor. Uygunsuz olan durumlarda koşuşturup duruyor, koltukların üzerinde zıplıyor ya da bir yerlere tırmanıyor. Bunların yanı sıra geç saatlere kadar uyuyamıyor. Riskli davranışlarda bulunmaktan da çekinmiyor, örneğin yüksek yerlerden atlayabiliyor. Genelde bu çocukların vücutlarında çok sayıda düşme izi, yaralanma sekelleri oluyor.
10.Çok konuşuyor, başkasının sözünü kesiyor
Çok konuşuyor. Konuşmaya başlarken ne söyleyeceğini unutup başka bir konuya atlıyor, kafası karıştıkça esas konuda uzaklaşıyor. Çoğu zaman başkalarının sözünü kesiyor ya da yaptıklarına karışıyor. Çoğu zaman sırasını bekleyemiyor. Telaşlı, sabırsız, bazen nezaketsiz tavırları da bu yüzden oluyor.
Uygun tedavi ile mutlu ve üretken bir birey olabiliyor!
DEHB günümüzde tedavi edilebilen bir hastalık Çocuk uygun tedaviyle ileride mutlu, üretken, kendine toplumda uygun bir yer edinmiş bir birey olabiliyor. Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, hastalığın nasıl tedavi edildiği konusunda şu bilgileri veriyor:
•\tTedavinin vazgeçilmez olan ilk aşaması okul başta olmak üzere çevrenin bu rahatsızlığın tedavisine destek olmaları. Bu çocukların çevreleri tarafından daha iyi algılanmaları, bazı tepkileri anlayışla karşılanmaları, örneğin sık sık cezalar verilerek gururlarının incitilmemesi gerekiyor.
•\tAkademik başarısı için uygun dikkat çalışmalarına katılmaları, beslenme özelliklerine özen gösterilmeleri de çok önemli. En iyi nasıl anlayabiliyor ve bildiklerini en iyi nasıl ifade edebiliyor diye izlenmeleri de başarısızlık algısını tümden değiştiriyor.
•\tSık sık hareket etme gereksinimi duyan çocuklar çeşitli görevlere yönlendirilebiliyor.
•\tPsikoterapi alan, ailesi tarafından desteklenen çocuğun medikal tedaviye (ilaçla tedavi) yanıtı çok daha iyi ve kalıcı oluyor.
İlaçlar bağımlılık yaratmıyor
Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, DEHB tedavisinde ilaç tedavisinin oldukça yarar sağladığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazı vakalarda antidepresanlar, başka psikiyatrik ilaçlar da tedaviye eklenebiliyor. Sanılanın aksine bu ilaçların hekim kontrolünde, verilen doz ve gün aralıklarına uygun kullanımında bağımlılık riski olmuyor. Hatta tam tersi, ilaçlar çocuğun DEHB tablosundaki dürtüselliği nedeniyle yatkınlığı olabilecek alkol ve madde bağımlılığı açısından korunmasında büyük yarar sağlıyor. Çocuğu uyuşturmuyor, dikkat süresini artırıyor. “
Pek çok neden sorumlu tutuluyor
Çocuk Psikiyatristi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, DEHB’nin nedeni hala bilinmeyen, çok etkenin suçlandığı, ancak genel olarak beynin çalışmasıyla ilgili farklı sorunların ortaya çıkardığı bir bozukluk olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Ailede DEHB vakalarının bulunması, çeşitli travmalar, çeşitli bozukluklar DEHB’ye yatkınlık oluşturuyor.
DEHB belirtileri sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde daha sık görülüyor. Bu durum çocuğun beslenme ve bakım koşullarının da dikkat üzerine ciddi etkiler yaratabileceğini düşündürüyor. Çocuğun travmaya açık, tehlikeli ortamlarda bulunması, geçirilmiş doğumsal enfeksiyonlar, yetersiz bakım, santral sinir sistemi enfeksiyonları da etkili oluyor. Bazı vakalarda kurşun zehirlenmesi (uzun süre kurşun içeren boyalara, oyuncaklara maruz kalması da suçlanıyor.”
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!