Cumhuriyet'ten yayın yasağına itiraz
Gazetemiz Sorumlu Müdürü Ayşe Yıldırım, Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliği’nin 28 Ekim’de terör örgütü mensuplarınca düzenlenen silahlı saldırıda 3 askerin şehit edilmesiyle ilgili aldığı yayın yasağı kararına itiraz etti.
Dilekçede, Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararında soyut ifadeler dışında hangi bilgilerin, nasıl bir zarar doğuracağına, kamu düzeninin ne suretle sarsılacağına ve soruşturmaya engel olacağına somut bir gerekçelendirmeye yer verilmediğinden kaldırılması gerektiği savunuldu. Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliği’ne iletilmek üzere İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği’ne sunulan dilekçede, yayın yapma yasağına dair kararın anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu belirtildi. Yayın yasağı kararının verilebilmesi için meşru bir amacının ve demokratik toplumun gereklerine uygun olması gerektiği savunuldu. Anayasanın 28. maddesinin “Basın hürdür sansür edilemez” hükmüyle açık bir biçimde sansürü yasakladığının altı çizilen dilekçede, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere olaylar hakkında yayın yasağı konulamayacağına dikkat çekildi.
Yayın yasağı kararının içeriğine bakıldığında, uçsuz bucaksız bir sansür görüldüğünün belirtildiği dilekçede, “Karar ile bir soruşturma dosyası üzerinden, üç askerimizin şehit edilmesi olayına ilişkin her türlü yayın yasaklanmış durumdadır. Üstelik yayın sadece yazılı basın için değil, internet medyası ve görsel medya için de verilmiştir. Buna göre karar ile amaçlanan, söz konusu olay ve soruşturma ilgili kitle iletişim
araçlarında tek bir satır yayın yapılmamasıdır. Bu açıkça ölçüsüz, orantısız bir yasaklamadır” denildi. İfade özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden biri olduğundan toplumun gelişmesi, bireyin kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için vazgeçilmez koşullar arasında yer aldığının vurgulandığı dilekçede, “Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. İfade özgürlüğü, kendimizi ve başkalarını tanımlamada, anlamada ve algılamada, bu çerçevede başkalarıyla ilişkilerimizi belirlemede ihtiyaç duyduğumuz bir değerdir” denildi.
Yalan haberin panzehiri özgür yayıncılık
Dilekçede, medyada çıkan yalan haberlerin panzehirinin haberlerin tümden yasaklanması değil, özgür ve sorumlu yayıncılık faaliyeti olduğu belirtildi. Birkaç yalan haber nedeniyle haberlerin tümünü yasaklamak ile insanların dışarı çıkınca cinayet işleyebildiğinin anlatıldığı dilekçede, “Öyleyse tüm insanların sokağa çıkması yasaklansın’ demek arasında kategorik bir fark yoktur. İkisi de yanlış ve hukuka aykırıdır. Basının yerine geçerek bu özdenetimi de engelleyen yayın yasağı kararı ifade özgürlüğüne yapılan, hukuka aykırı çok ağır bir müdahaledir” ifadeleri kullanıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev