Davutoğlu'ndan bildiri açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, barış çağrısı yapan akademisyenlerin imzaladığı bildire ile ilgili "Bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü olarak değerlendirilemez.Bildiriye imza atanlar bir kez daha kendilerini muhasebeye çekmeliler. Emniyeti hedef alan 1'i bebek olan 6 vatandaşımızı katleden terör örgütünün arkasında niye hizalanıyorusunuz?" dedi.

Yayınlanma: 14.01.2016 - 11:09
Abone Ol google-news

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK'ta düzenlenen Ar-Ge Reform Paketi tanıtımı programında konuştu.

'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' tarafından yayınlanan bildiriye imza atan akademisyenlerle ilgili olarak Başbakan Davutoğlu, "Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz?

ÇINAR’DA 1 POLİS ŞEHİT

Diyarbakır Çınar ilçesinde düzenlenen saldırı ile ilgili olarak Başbakan Davutoğlu, "Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır. Saldırıda ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" diye konuştu.

"TERÖRÜN BESLENDİĞİ KAYNAKLARI BİRER BİRER KURUTMAYA KARARLIYIZ"

Başbakan Davutoğlu, "İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız" dedi.

AR-GE REFORM PAKETİ

Başbakan Davutoğlu, Ar-Ge Reform Paketi ile ilgili olarak şunları söyledi; "Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde istihdam edilecek temel bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, iki yıl süreyle devlet olarak biz karşılamaya başlıyoruz. Firmalarımızın ortak proje yapmasını teşvik etmek amacıyla rekabet öncesi işbirliği projelerine destek sağlamaya başlıyoruz. Bu firmalara hem gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, vergi ve sigorta indirimi gibi vergisel destekler sağlayacağız hem de

diğer desteklerimizle önlerini açacağız. Üniversite-sanayi işbirliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerimize müjde olarak zikrediyorum. Öğretim üyelerimizin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir vergisi kesintisi yapılmasına son veriyoruz. Ayrıca üniversitenin bu gelirle ilgili yaptığı döner sermaye kesintisini de en fazla yüzde 15 olacak şekilde sınırlandırıyoruz. Yani eskiden öğretim üyesi bu gelirin yaklaşık yüzde 54'ünü kazanabilirken artık yüzde 85'ini kazanabilecek ve üstelik gelir vergisi kesintisi de yapılmayacak."

AKADEMİSYENLERİN İMZALADIĞI BİLDİRİ

'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' tarafından yayınlanan bildiriye imza atan akademisyenlerle ilgili olarak Başbakan Davutoğlu, "Bizler terörle mücadele ederken, işte her gün bir taraftan DEAŞ gibi uluslararası bir terörle, diğer taraftan dün 5 aylık bir bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivilleri katleden bölücü terör örgütü ile mücadele ederken, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için çalışırken, ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış olmaları gerçekten büyük üzüntü veriyor Bu bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum. Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar olarak, aydınlar olarak böylesine tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzeni korumaya çalışanları insafsızca eleştiren bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım. Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri, hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir" diye konuştu.

"DEVLET İLE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ EŞ TUTMANIZ HANGİ DEMOKRASİ ANLAYIŞINIZA, AKADEMİK YETKİNLİĞİNİZE DAYANIYOR?"

Başbakan Davutoğlu, "Devlet ile terör örgütünü eş tutmanız hangi demokrasi anlayışınıza, akademik yetkinliğinize dayanıyor? Çok objektif şartlarla soruyorum, açık bir tavır sergilemelerini istiyorum. 'Çatışmalar dursun' demek eğer şu ise; 'devlet güvenlik birimlerini bu ilçelerden çeksin, bu ilçeleri fiilen hiçbir meşru temele dayanmayan ve tamamıyla terör uygulayan bir örgütün mensuplarına terk etsin' diyorlarsa sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir akademisyen olarak onlara diyorum ki, demokratik yönetim dışında hiçbir yönetimin ya da örgütün, ülkenin herhangi bir yerinde böylesine bir hakimiyet kurmasına izin vermeyeceğiz, izin vermemiz de mümkün değildir" dedi.

"DÜN GECE 5 AYLIK BİR BEBEĞİ KATLEDEN BU TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EYLEMLERİNİ BENİMSİYOR MUSUNUZ?"

Başbakan Davutoğlu, "Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz? Niçin bu terör örgütüne dönüp, bütün o bildiride, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunuz? Net olarak soruyorum; bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunuz? Dün gece 5 aylık bir bebeği katleden bu terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız yeni bir bildiriyle bunu açıklamanız lazım" diye konuştu.

"KİMSE MEŞRUİYETİNİ HALKTAN ALMAYAN BİR GÜÇ TEKELİNİ KULLANAMAZ"

Başbakan Davutoğlu, ""Seçim ve halkın iradesiyle oluşmuş parlamento dışında kimse kendi başına herhangi bir yönetim biçimi ilan edemez. Kimse meşruiyetini halktan almayan bir güç tekelini kullanamaz. Her türlü eleştiriyi dinlemeye hazırım. Ama bu ülkeyi, birtakım silahlı örgütlerin karşılıklı etki alanlarına bölmeye yönelen hiç bir eyleme izin vermedik, bu yönde bize gelecek hiç bir eleştiriyi de bu anlamda objektif olarak görmüyoruz" diye konuştu.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler