Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na diktatör yanıtı (17.01.2016)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP İstanbul İl Danışma Meclisi'nde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik "Diktatör bozuntusu senin için şeref ve namus ne anlama geliyor" diye sorduğu soru için "Kötü söz sahibinindir, küstahlığı aynen iade ediyoruz" dedi.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında konuştu. Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Kemal Kılıçdaroğlu dün kongreyle yaptığı konuşmada sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, nezaketsizlikle ithamda bulunmuştur. Mesnetsiz suçlarla Cumhurbaşkanımızı itham etmiştir. Cumhurbaşkanımıza yaptığımız küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta CHP siyasetine ait bir kavramdır. Dikta, milli şef, zorbalık CHP'ye ait kavramdır. En son TRT'yi bastılar. Hizmet üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu milletin yüzde 52'nin oyuyla seçildiğini unutuyor. Saygısız olduğu kadar basiretsiz bir söylemi kullanmaktan çekinmiyor. Kılıçdaroğlu CHP'nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek kendi kitlesi nezdinde kendisini kurtarmaya çalışıyor. CHP kongresinde parti kitlesini küfürle, hakaretle biraraya tutmayı düşünmek sayın Kılıçdaroğlu'na yaramaz. CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde biz ne hata yaptık diye düşünmelerinin zamanıdır. Koltuğun, geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanına hakaret ederek koltuğunu korumayı düşünüyor. Bunlar kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır.
CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET ONA HİÇBİR ŞEY KAZANDIRMAZ
Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı, basiret sahibi olunsaydık koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Onlar kongrelerinde sadece itham ve hakaretle konuşurken bizim teşkilatımızın toplantılarında gelecek ve aydınlık günlerinin çağrısı yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun derdi Türkiye'yi daha iyi yerlere taşımak olsaydı partisine vizyon çizerdi. Bunlardan bahsedemediği için hakaretle yoluna devam etmek istiyor. Bu ülkenin en yüce makamına hakaret etmek ona hiçbir şey kazandırmak. Bir başbakan için bir genel başkan için en büyük güç, en büyük destek böyle bir teşkilata sahip olmaktır. Bu teşkilat şimdiden 2019'un müjdesini haber veriyor. Bir tarafta girdiği her seçimi kaybeden sayın Kılıçdaroğlu, diğer taraftan girdiği her seçimi kazanan sayın Cumhurbaşkanımız.
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ HEP MİLLETE GİDELİM DEDİ
Bugün ona diktatör benzetmesi yapan o zihniyet onu hapse attırdı. O buyrun halka gidelim dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra 'eğer haklıysanız milletin huzuruna çıkalım' dedi. AK Parti iktidarı hep millete hesap verdi, başka hiçbir yere hesap vermedi. Paralelciler ortak cumhurbaşaknı adayı çıkardılar ama sayın Cumhurbaşkanımız doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olma ünvanını kazandı. Siyasi hayatının tamamında yaşanan her krizinde buyrun milletin huzuruna çıkalım, demokrasi millet iradesidir, sandıktır diyen siyasi lidere diktatör demek sadece ve sadece kendini aldatmaktır. Çünkü halk hiçbir zaman aldanmadı hiçbir zaman aldatılmadı. Bu millet kendisine hizmet edeni, kendisine güveneni biliyor. Bir siyasetçiye yakışan kendisi gibi halkla seçilen insanlara ağır hakaret olmamalıdır. Biz hep beraber bu millet için ölmeye hazırız ama biz milleti yaşatmaya, insanlığı yaşatmaya geliyoruz. Buradan AK Parti kadroları adına sayın Cumhurbaşkanımızı selamlıyorum.
YÜREĞİM TİTREYEREK O KAHRAMAN KADINI DİNLEDİM
Son birkaç gün içinde terörün vahşi yüzüyle bir kere daha karşılaştık. Sultanahmet'te yabancı misafirlerimize yönelik alçakça saldırı gerçekleştirildi. Ardından Çınar'da masum insanlarımızı evlatlarımızı kaybettik. İnşallah onlar cennette en yüce makamdadırlar. Allah onların şefaatini bize nasip eylesin. O olayda hem oğlunu hem torununu kaybeden Ali İhsan Bey'i telefonla aradım, taziyelerimi ilettim. Ağlayan bir baba, bir dede olarak ses duyacağınızı zannedersiniz. Gür bir sesle 'Sayın Başbakanımız biz size inanıyoruz, bu vatan için, bu millet için oğlumu torunumu şehit verdim' dedi. Ben buradan Ali İhsan Beyi, şehit analarını, şehit babalarını en yüce duygularımla selamlıyorum. Şehit Yalçın Yamaner'in eşi Hacer Hanım'la görüştüm. Bu yiğit Anadolu kadını "Biz bu millet, ülke için her türlü fedekarlığı yapmaya hazırız" dedi. Yüreğim titredi. Bütün şehit analarını AK Parti kadroları adına selamlıyorum. Bir şehit ailesinin olmanın bilinciyle kullandıkları cümleleri burada tarif etmem, size anlatmam mümkün değil. Hepsi vatan sağolsun diyorlardı. Onların yaptığı fedarkarlığı hiç unutmayacağız.
DÜNYA TERÖRÜN İYİSİNİN OLMADIĞINI ANLAMIŞ OLMALI
Toprağa düşen her can bizim canımızı yakıyor. O barikatların arasında kandırılmış o gençler keşke üniversite anfilerinde olsa. Keşke biz onlara hocalık yapsak. İnşallah o günler de gelecek. Bu aziz ülkede şimdiye kadar nasıl elele gönül gönüle yaşadıysak, yine öyle devam edeceğiz. İnsanlarımız terör sebebiyle çok ağır bedeller ödedi. Terörün nasıl bir bela olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz terörün her türlüsünün insanlık suçu olduğunu her zaman her zeminde ifade ettik, ediyoruz. Dünyada yaşanan saldırılar terörün iyisinin, kötüsünün olmayacağını bütün dünyaya öğretmiş olması gerekir. Teröre ne yazık ki bütüncül bir bakış açısı geliştirilmiş değil. Hala, senin teröristin kötü, benim teröristim iyi yaklaşımı maalesef geçerliliğini sürdürüyor. Her türlü terörist örgütle aynı kararlılıkla mücadele etmek, samimi bir işbirliği içinde olmak gerekiyor. Uluslararası toplumun teröre karşı ortak bir irade geliştirememesi çok acıdır. Bu vatanın 78 vatandaşı kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Terör Sultanahmet meydanında, Çınar'da masum çocuklarının kanına girecek kadar alçaktır.
TERÖRÜN SONU GELİNCEYE KADAR MÜCADELE SÜRECEK
Yaralılar o zor şartlarda 'Türkiye'ye müteşekkiriz, gecesini gündüzüne katarak hizmet eden Türk doktor ve hemşirelere müteşekkiriz' diyorlardı. Bu misafirlere şifa dağıtmaya çalışan hem de Cizre'de, Sur'da şifa dağıtmak isteyen doktor, hastabakıcı, hemşirelerimize teşekkür ediyoruz. Terör kurbanlarını seçerken hiçbir ayrım yapmıyor. Saldırıları gerçekleştiren örgütünün kim olduğnuun özel bir önemi yok. Bütün terör örgütleri aynı acımasız ve karanlık hesapları yapıyor. Alçakça bir araya gelebiliyor. Can almak için ittifak yapabiliyorlar. Hükümet kurma noktasında yaşanan geçici belirsizlik halini fırsat bilen, şimdi saldırmanın vaktidir diyen üç terör örgütü aynı anda Türkiye milletine saldırıya geçti. DEAŞ, PKK ve DHKP-C ve onlara bağlı yapıların saldırılarını hep beraber gördük. Biz bütün terör odaklarına eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdik. 23 Temmuz'da Türkiye'nin her dağı, vadisi, ilçesi, köyü ve mahallesini teröristlerden temizlenecek talimatı verdik. Bu talimat bugün de geçerlidir. Terörün sonu gelinceye kadar kararlı mücadele sürecek.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi