Davutoğlu'nun en gergin günü
Davutoğlu konuşmak üzere kürsüde. Saatime bakıyorum. 16.18. Oldukça kısa bir konuşma yapıyor. Yaklaşık 20 dakika. Belli ki Erdoğan ile yaşadıklarından gerilmiş.
Birkaç gündür yüksek ateşle mücadele ediyorum. Pek çok zorluğu var ateşin. Ama en büyük zorluğu kâbuslar... Gerçekle rüyayı ayıramama durumu. Hastaneye gidiş gelişler, kimi konuşmalar ya hiç yok ya da yanlış hatırlanıyor. Dün gazete için AKP’nin İstanbul’daki Nevruz kutlamasını (Bahar Şöleni) izleyecektim. Ancak sağlık durumum elvermedi. Sabah erken saatlerde televizyonun karşısına elimde not defterimle oturdum. Ve bazen duyduklarımın gerçek mi yoksa hastalığım yüzünden ortaya çıkan bir hayal durumu olduğunu kavrayamadım.
Baştan başlayayım. Öcalan’ın Nevruz mektubu. Mektuptaki en kritik bölüm şuydu:
“Dolmabahçe Sarayı’nda, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklarasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız. Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp parlamento üyeleri ve İzleme Heyeti’nden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu’ndan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni dönem başlamaktadır.”
Bülent Arınç’tan beklenmedik çıkış
Mektupta aslında Öcalan’ın kongre için bir tarih de vermesi bekleniyordu. Ancak o tarih gelmedi. O tarihin neden gelmediği ise ilerleyen saatlerde ortaya çıktı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç genel anlamda mektubu olumlu karşıladığını söyleyip Erdoğan’ı açıkça eleştiren beklenmedik bir çıkışta bulundu:
“Hükümetimiz bunu uygun görmektedir. Ülkeyi yöneten hükümettir, sorumluluk da hükümettedir. Çözüm süreci konusunda bugüne kadar atılan adımların bir noktası da İzleme Heyeti’nin oluşturulmasıdır. Hükümetimiz bunu uygun görmektedir.”
Ve Arınç ekledi: “Dün açıklama yapılmasaydı acaba mektup nasıl olurdu?” Başbakan Yardımcısı’nın işaret ettiği açıklama Erdoğan’ın İzleme Heyeti’yle ilgili sarf ettiği “Yeni bir roman mı yazdırılacak. Böyle bir şeyden benim haberim yok. Şunu da çok açık net söyleyeyim, bu olaya da ben olumlu bakmıyorum.”
Arınç açıkça Öcalan’ın mektubu için “daha net ifadeler kullanabilirdi” imasını yapıyordu. Bu ima ile ilgili görüştüğüm kaynaklar, “devletin” Öcalan’ın mesajının değiştirilip okunmasını istediğini ancak Kürt siyasi hareketinin bunu kabul etmediğini açıkça söylüyor.
Görüş ayrılığı dün net ortaya çıktı
Yeniden Öcalan’ın açıklamasına geri dönersek açıkça “silahsız dönemi başlatacak PKK kongresinin toplanması” için hükümetten adım bekliyor. Yine Öcalan’ın ne zamandır söylediği “Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu” kuruluşunu parlamento üyeleri ve İzleme Heyeti içinden teşkil edilmesi isteğini dillendirmesi de önemliydi. Daha önce Merkez Bankası’na müdahaleden şeffaflığa kadar pek çok alanda alttan alta süren Erdoğan ile hükümet arasındaki görüş ayrılığı dün Kürt sorunu özelinde çok net bir şekilde ortaya çıktı.
Erdoğan dün Denizli’de kendisine başkanlık yolunu açacak “400 milletvekili isteğini” yine açıkça dile getirirken eminim bir yandan AKP’den MHP’ye kayan oyları hesap ediyordu. Çözüme giden süreçte en önemli adımı atan isim oy için neredeyse herkesten geride kalıyordu. Seçime kadar yani kendisine “başkanlığı” açacak güne kadar “barış”ı da ertelemeyi düşünüyordu. Dolmabahçe mutabakatının bile Erdoğan’ı kızdırdığı çok açıkça konuşuluyordu.
Davutoğlu kısa konuştu
Ve benim için beklenen an... Davutoğlu kürsüde. Saatime bakıyorum, 16.18. Oldukça kısa bir konuşma yapıyor. Yaklaşık 20 dakika. Belli ki Erdoğan ile yaşadıklarından gerilmiş. Yine de iki cümlesi önemli:
“Hükümetimiz adına konuşuyorum, çözüm süreci ne olursa olsun başarıya ulaşacaktır. Kimse taktik manevralarla çözüm sürecini siyasete alet etmesin.”
Yazıyı bitirirken bir yandan da yeniden yükselmeye başlayan ateşim huzursuzluk vermeye başlıyor. Yanımdaki dostlara soruyorum. Erdoğan Denizli konuşmasında rahmetli Özay Gönlüm’e atıf yaptı mı: “Evet” diyorlar. Ve yatağa yürüyorum:
Gündem yıkıldı / muhalefet sıkıldı / bugün cumhurbaşkanını görmediler / canları sıkıldı / amanın canları sıkıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması