DC’de bir Türk imzası: Berat Pekmezci

İllüstratör Berat Pekmezci geçen yıl tamamladığı “Indestructibles”ın ardından bu yıl da “Superman: Red & Blue” için bir hikaye çizdi. Bir süredir Londra’da yaşayan Pekmezci ile mail üzerinden söyleştik.

Yayınlanma: 14.06.2021 - 14:40
Abone Ol google-news

Berat Pekmezci adı çizgi roman tutkunlarının yabancısı olmadığı bir ad aslında. Özellikle Levent Cantek’in kaleme aldığı ve 19 farklı çizerin katkıda bulunduğu “DumAnkara” seçkisindeki işleriyle dikkat çekmişti Pekmezci. Sonrasında Londra’ya taşındı ve deyim yerindeyse dünyaya açıldı. Ridley Pearson’ın yazdığı “Indestructibles” onun küresel çizgi roman aleminde tanınmasını sağlayan ilk işi oldu ve ardından kısa bir süre önce DC’nin yeni serisi “Superman: Red & Blue” için seçilen az sayıda çizerden biri oldu. mail üzerinden bir söyleşi yaptığımız Berat Pekmezci’ye hem DC macerasını hem de geleceğe dair planlarını sorduk.

Öncelikle DC ile yolunuz nasıl kesişti, oradan başlayalım mı?

İngiltere’ye taşındıktan sonra portföyüne katıldığım illüstratör ajansının New York ofisinde çalışan temsilcinin tesadüf eseri eski DC çalışanı olduğunu öğrendim ve çizgi roman çizmeye istekli olduğumu söyledim. O da portfolyomu DC’nin editörlerine iletti. O dönemde de Indestructibles grafik romanı için çizer arayışındalarmış ve benim işlerimi beğenmişler. Sonrasında hazırladığım karakter tasarımları ve örnek sayfa çizimleri kabul edilince DC ile çalışmaya başladım. Geçtiğimiz yıl "Indestructibles"ı tamamladıktan sonra bu yıl "Superman: Red & Blue" ve "Flash" dergilerindeki kısa hikayeleri çizdim. Ayrıca “Top 20 Daredevils”, “The Ultimate Gamer", “Eco Stories for those who Dare to Care” referans ve çocuk kitaplarını da çizdim.

İllüstrasyona ve çizgi romana ne zamandan beri ilgi duyuyorsunuz, nasıl bir yoldan geldiniz buralara? Nasıl bir eğitim aldınız? Size kimler ilham verdi hayatta?

Küçüklüğünden beri çizmeyi seven çocuklardandım. Abim Miraç Pekmezci de tutkulu bir çizgi roman okuru olduğu için kendimi bildim bileli evde onlarca çeşit çizgi roman oldu. Ben de bu çizgi romanları okuyarak ve ordaki karakteri çizerek büyüdüm. 7-8 yaşlarında kendi çizgi romanlarımı çizmeye başlamıştım. Bu çizgi merakı ilerleyen yaşlarda da devam etti. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi GSF Grafik bölümünde okudum. İllüstratör olma hayaliyle girdiğim okuldan hayat şartları gereği reklam sanat yönetmeni olarak çıktım. Reklam ajanslarında çalışken de illüstrasyonlar ve storyboardlar çiziyordum ama çizgi roman çizmek uzak bir hayaldi. 2012 yılında Levent Cantek'in “DumAnkara" çizgi roman antolojisi için çizer aradığını Twitter'da görünce ben de başvurdum. “DumAnkara" için çizdiğim iki hikayede iyi anlaşmamız üzerinde Levent Cantek ile önce Emanet Şehir sonra da Uzak Şehir grafik romanlarını hazırladık. Bu tecrübelerin verdiği cesaretle, on yıl boyunca mesai harcadığım reklamcılıktan 2016 yılında istifa edip serbest illüstratör olarak çalışmaya başladım ve İngiltere'ye taşındım. Buraya geldiğimden beri de çoğunlukla kitap kapakları, çocuk kitapları, çizgi romanları ve reklam illüstrasyonları çiziyorum.

"Isolated"

Yurt dışında yaşamak böylesi bir kariyer için önemli bir ayrıcalık mı? Ve tabii geçinmenize yetecek kadar kazanabiliyor musunuz bu işten?

Çizgi roman açısından konuşursak fuarlara katılmak veya editörlerle taşınmak için biraz kolaylık sağlayabiliyor ama kesinlikle şart olan bir şey değil. Örneğin Amerikan çizgi roman dünyasında en bilinen Türk çizerler Yıldıray Çınar ve MK Perker Türkiye'de yaşayıp yurtdışına iş yapıyor yıllardır. İllüstratör olarak da Türkiye'de iyi bir kariyer yapmak mümkün. Zaten herkesin evden çalıştığı bu dönemde nerede yaşadığınızın çok da bir önemi yok. Yalnız Türkiye burda da farkını gösterip Paypal'ı yasaklayan sayılı ülkelerden biri olarak çizerlerin yurtdışına iş yapmasını zorlaştırıyor.

Geçinme kısmına gelirsek, evet illüstratör olarak Londra'da hayatımı sürdürebiliyorum. Sadece çizgi roman çizmiyorum tabi. Maddi getirisi daha yüksek olan reklam ve kitap projelerinde de çalışıyorum. Çalıştığım sektörler arasında rasyonel ve duygusal bir denge kurmaya çalışıyorum.

"Highway"

Türkiye’deki çizgi roman (grafik roman) üretimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çizgi roman kültürü daha çok mizah dergiciliğinin bir parçası olarak gelişti Türkiye'de. Son 10 yılda ise grafik roman formunda yayınların artmaya başladı. Çeviri çizgi romanların yanında yerli yazar/çizerlerin işlerini de basmaya başladı yayınevleri. Bunun tabii ki global olarak çizgi roman ve grafik romanın ana akım popüler kültüre dahil olmasıyla da bağlantısı var. Ama bence asıl neden çizgi romanın sadece süper kahraman hikayesi olmadığını gören yaratıcı insanların bu mecrada kendi hikayelerini anlatabileceğine inanıp üretim yapmaları. Artan üretime rağmen yine de Türkiye'de sadece çizgi roman çizerek geçinmek pek mümkün değil. Satış rakamları ve baskı adetleri hala çok düşük. Çizerlerin Reklam veya oyun sektörüne de iş yapması gerekiyor geçinmek için. Türkiye'deki ekonomik çöküş nedeniyle yurtdışındaki yayıncılara iş yapmak çok daha faydalı son yıllarda.

Bundan sonraki hedefleriniz neler, var mı aklınızda bir plan?

Önümüzdeki ay DC Kids için bir yeni bir grafik romanı üzerinde çalışmaya başlıyorum. Yaklaşık bir yıl boyunca bu kitap ile meşgul olacağım. Çok uzun vadeli planlarım yok. Fırsat oldukça çizgi roman çizmeye devam etmek istiyorum.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler