Deniz'ler olmuş kulaç kulaç: Kızıldere türküsü nasıl yazıldı?
Mahir Çayan ve arkadaşları, toplam 13 kişinin Kızıldere’de yakalanıp öldürüldüğünde, o sırada bir fabrikada işçi olarak çalışıyordu. Şefinin “Yakalandılar” gazete haberini önüne fırlattığı andan itibaren mesai bitimine kadar Kızıldere türküsünü sözüyle, müziğiyle söyleyiverdi. Yasaklı olduğu dönemlerden sonra Kızıldere türküsü onlar için özdeşleşmiş bir ağıt niteliğini kazandı.
En güzel ritüellerimizdendir, Hıdrellez, yani karada Hızır, denizde İlyas Peygamber ile yeni bahara koşarız. Doğada ateşler yakar, sembol evler, dilekler çizer gül ağacına asarız. Ne ki bir de unutamadığımız, siyasal, sosyolojik bir vakadır, 1968 kuşağının üç idealist gencini herkes gül ağacına dilek yaparken, darağacına göndermek! Bir başka siyasi yanlışın, üç idamın öcü de olmuştur ama iki eksi bir artı etmez ne yazık ki. Aslında bunun amacı diğer gençlere gözdağıdır biraz da.
Kim ne yaparsa yapsın, bu ülkenin en çok hakkını arayanı kadınlar ve gençler hâlâ. İşte onlardan biri Filiz Yurdakul, mahlası ile Âşık Sinem Bacı, erkek egemen bir toplumda türkü yakmak bir yana, beste yapıp, saz çalmanın hegemonyasını yıkarak, altı plak, bir kaset, bir CD albüm, üç Şiir kitabı ve iki yüze yakın bestesiyle ortada. Bunlar da piyasada olanlar sadece. Sürecin ses çıkaranların üzerinden buldozer misali geçtiği 1980 darbesini düşündüğümüzde, birçok eserinin sonradan gün yüzüne çıkma ihtimalini göz ardı etmemek lazım.
Ama en önemlisi Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan asılmasınlar diye eylem yapan Mahir Çayan ve arkadaşları, toplam 13 kişinin Kızıldere’ de yakalanıp öldürüldüğünde, o sırada bir fabrikada işçi olarak çalışırken şefinin “Yakalandılar” gazete haberini önüne fırlattığı andan itibaren bütün gün mesaisi bitene kadar, kendi kendine mırıldanarak ve yasaklı olduğu dönemlerden sonra artık onlar için özdeşleşmiş bir ağıt niteliğinde olan Kızıldere türküsünü sözüyle, müziğiyle söyleyiverir.
11 Eylül 1980 akşamı CHP Gençlik Kolları’nın düzenlediği toplam 30 konserinin iptali ile tüm hayatı değişen, Âşık İhsani’nin eski eşi Aşık Sinem Bacı’ya bu ismi, Gaziantep’te TÖB-DER etkinliğinde, 1975’te TÖB-DER Gaziantep İl Başkanı Necati Zincirkıran verir. Pir Sultan Abdal’ın kızının ismidir, çünkü. Hayvanlara, kadınlara, doğaya zulüm eden herkesi tek başına karşısına alacak kadar güçlü bir kadın. Ne diyor:
“oy dere kızıldere
böyle akışın nere
bizde hal mi bıraktın
sana can vere vere
dere bizim yerimiz
suyu alın terimiz
söyle nedendir dere
vurulur gençlerimiz
dere sana ne ettim
her yanın yoksul-yetim
söyle dere ne zaman
kurtulur memleketim
dere böyle durulmaz
gence kurşun vurulmaz
sanma zalim olandan
bir gün hesap sorulmaz”
Öldürüldüklerinde çantasından bir kuru soğan, dört kitap ve üşüdükleri için emanet aldığı kazağı çıkan Mahir Çayan, hastane odasında tutuklu, elleri, kolları hatta yarası zincirli, gözünü açar açmaz “Deniz, yakalandı mı” diye soran Yusuf Aslan, İstanbul Üniversitesi önünde sırtından vurulan, Taylan Özgür ile ilk faili meçhulün kurbanı olan gençlerimize, Tam bağımsız Türkiye için mücadele edenlere..
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği