Devrimci demokratları unuttuk mu?

Devrimci demokratları unuttuk mu?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.10.2009 - 05:58

Gençlerin ileride yozlaşmamaları, ülkelerinin ulusal değerlerini hiçe sayan birer nihilist olmamaları, hem yurtsever hem enternasyonalist bir ruhla yetişmeleri için büyük devrimlerin ilk öncülerini şimdiden iyi bilmelerinde sayılamayacak kadar çok yarar vardır.


Kemalizme, devrimci demok- ratlara karşı ideolojik saldırıları püskürtmek, Türklerin ulusal gururunu savunmak bütün yurtseverlerin, bütün sosyalist devrimcilerin ertelenmez görevidir. Genç kuşakların başta Mustafa Kemal olmak üzere dünya tarihinin bütün devrimcilerini derinlemesine inceleyip öğrenmeleri gerekir. Gençlerin ileride yozlaşmamaları, ülkelerinin ulusal değerlerini hiçe sayan birer nihilist olmamaları, hem yurtsever hem enternasyonalist bir ruhla yetişmeleri için büyük devrimlerin ilk öncülerini şimdiden iyi bilmelerinde sayılamayacak kadar çok yarar vardır.

Ezberinizi bozun! diye yaygarayı koparanlar var ya...

Hiç söz etmiyorlar devrimci demokratlardan... Jakoben diye Mustafa Kemale, devrimci demokratlara, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine saldırıyorlar.

Oysa devrimci demokratlar büyük devrimlerin ilk öncüleri, pişdarlarıdır.

İnsanlık tarihindeki büyük devrimler öyle hemen gökten zembille inmez. Hepsinin birer önsözü, girizgâhı, prelüdü vardır.

Bizde Namık Kemal ve Mithat Paşa ile 1876 Anayasası, Tevfik Fikret ve Jön Türkler ile 1908 Devrimi, ulusal kurtuluş hareketimizin önsözüdür.

Devrimci demokratlar henüz büyük sanayinin gelişmediği, işçi sınıfının yeni yeni filizlendiği ülkelerin büyük kahramanlarıdır.

Jakobenler - ilk devrimci demokratlar

1789 Fransız Devriminin Jakoben diye anılan önderleri, Robespierre, Saint-Just, Mirabeau ilk devrimci demokratlardır.

Fransız sosyalisti Jean-Jaurèse göre, Jakoben liderler, aslında terörü legalleştirerek ve radikalleştirerek çok daha korkunç olabilecek bir halk terörünü önlemek istiyorlardı. Jakobenler, aydınlanma düşüncesinin henüz dar bir elitin sınırlarını aşmadığı köylü bir toplumda, özgürlük ve özellikle eşitlik ilkesini geniş kitlelere yaymışlardır.(Taner Timur, Sivil Toplum, Jakobenler ve Devrim, Mülkiye Dergisi, Sayı 219.)

Jakobenler sayesinde Fransada aristokrasinin ayrıcalıklarına son verilmiş, vatandaşsözcüğü, genel hitap biçimi olmuş, cumhuriyet düşüncesi toplumda genel kabul görmüştür.

Önderliğini Jakobenlerin yaptığı 1789 Büyük Fransız Devriminin özgürlük, eşitlik, adalet, kardeşlik ve dayanışma düşünceleri bizim ulusal kurtuluş hareketimize de başlıca esin kaynağı olmuştur.

‘Nerede sizin Kemal’iniz?’

Mustafa Kemal ile arkadaşları da saltanat, hilafet gibi halkı yurttaş değil teba sayan ortaçağ kalıntısı kurumları tasfiye edip köklü bir eğitim ve kültür devrimi yaparak toplumsal açıdan çok büyük bir demokratik işlev görmüşlerdir. Bu bakımdan yakın tarihin en büyük devrimci demokratlarının başında ulusal kurtuluş savaşımızın önderi Mustafa Kemal gelir.

1927’de Stalin, Sun Yat-Sen Üniversitesi öğrencileriyle konuşurken soruyordu Çinli öğrencilere: Nerede sizin Kemaliniz?

1940’ta Mao Yeni Demokrasiyi yazarken aynı sözleri yineliyor, Nerede Çinin Kemali?diyordu.

Ulusal gururu kararlılıkla savunmak

Rusyada 1917 Sosyalist Devriminin öncüleri Dekabristler, Herzen, Çernişevski, Belinskidir. Puşkinin destansı şiiri Bakır Atlı, köylülerin toprak köleliğinden kurtarılması, aydınlanma ve çağdaşlık amacıyla örgütlenen Rus devrimcileri için yazılmıştır.

Lenin 1914’te şöyle diyordu: Ulusal gurur duygusu bize yabancı bir duygu mu? Elbette değil! Biz, dilimizi ve yurdumuzu severiz... Çarın kasapları, soylular ve kapitalistler elinde, güzel yurdumuzun uğradığı hakaretleri, zulmü, aşağılamaları görmek ve duymak bizim için çok acıdır. Radiçevi, Dekabristleri, 1870lerin devrimcilerini kendi içinden yaratmış olan biz Büyük Rusların, bu zulüm ve aşağılamalara karşı göstermiş olduğumuz direnişten ötürü gurur duyuyoruz.

Sömürge ya da yarı sömürge bir toplumsal yapıda toprak ağalarının, hurafelerle yobazlığın kol gezdiği bir ortamda hemen sosyalizm olmaz. Yapılacak ilk iş, bütün ulusal sınıfları harekete geçirip emperyalist boyunduruğu kırmak, yobazlığı alt edip laik-demokratik bir cumhuriyeti kurmaktı. Öyle de yaptılar.

Kısaca hatırlayalım devrimci demokratları:

Simon Bolivar (1783-1830) Latin Amerikanın büyük kurtarıcısıdır. Kıtanın İspanyadan bağımsızlığının efsane ismidir. Bugün Venezüellanın resmi adı Venezüella Bolivar Cumhuriyetidir. Chavez Anayasasının giriş bölümünde Bolivarın devrimci mirası anılır.

Küba deyince akla önce Jose Marti (1853-1895) gelir... Jose Marti, Kübanın ulusal kahramanıdır; ülkenin siyasal ve zihinsel bağımsızlığının öncüsüdür. 1959 devriminin, Fidel Castronun, Che Guevaranın ilk habercisidir.

Doktor Sun Yat-sen (1866-1925), Çin halkının uyanışının simgesidir. Çin Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk devlet başkanıdır. Çin Devrimine, Çin Halk Cumhuriyetine giden yolu döşemiştir.

Omar Torrijos (1929-1981), ABDnin işgalindeki Panama Kanalını millileştiren devrimci albaydır.

Jomo Kenyatta (1894-1978), sömürgeciliğe karşı Kenya ulusal bağımsızlık hareketinin, Mau Mauların önderiydi. Şu sözleri zihinlere kazınmıştır:

Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda baktık ki, İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu.

Muhammed Musaddık (1882-1967), İranın efsane kahramanıydı. Yabancı şirketlerin elindeki İran petrolünü millileştirmişti. ABD merkezi haber alma örgütü CIAnın komplosuyla 1953te devrildi.

Albay Cemal Abdül Nasırı (1918-1970) unutabilir miyiz? Nasır Süveyş Kanalını millileştirince İngiliz, Fransız, İsrail askerleri 1956da Mısıra çıkarma yaptılar. 1960ta Assuan Barajı Sovyetler Birliğinin yardımlarıyla inşa edildi.

Portekiz sömürgeciliğine karşı Mozambik lideri Samora Machel (1933-1986), Güyanada Cheddi Jagan (1918-1997), Ganada bağlantısız ülkeler hareketinin lideri Kwame Nkrumah (1909-1972), Gine Bissau bağımsızlık hareketinin önderi Amilcar Cabral (1924-1973) unutulabilir mi? Hepsi birer devrimci demokrat idiler.

Ahmed bin Bellayı hatırlar mısınız? Bir zamanlar Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşının önderi, 1963 ile 1965 tarihleri arasında Cezayirin ilk Cumhurbaşkanıydı. Şimdi 91 yaşında. Pariste yaşıyor.

27 Mayısa karşı Demokrat Parti goygoyculuğu yapan tarikatçı taifesine hatırlatalım: Cezayir Müslümanları Fransız sömürgecilere karşı mücadele ederken göğüs ceplerinde Mustafa Kemalin resimlerini taşıyorlardı. Ne acı ki, zamanın Menderes hükümeti ise Cezayirin ulusal kurtuluş savaşına karşı Fransız işgalcileri destekliyordu.

Ezberinizi bozun!diye ortalığı velveleye veren yobazların kolundaki alık hokkabazlar bunlardan hiç söz etmiyorİnsanlığın büyük değerlerine, aydınlanmanın, çağdaşlığın öncülerine karşı psikolojik bir savaş yürütülüyor. Postmodernistler, evrim karşıtları, cemaat ağaları, hanedan özlemcileri dört koldan saldırıyor. Bütün bir halkın ulusal gururu aşağılanmak isteniyor. Genç kuşaklara, Belleğini yitir, mankurt ol, sakın geçmişi hatırlama deniyor.

Oysa bütün dünya Genç (Jön) Türkleri ele avuca sığmayan yenilikçiler, devrimciler diye biliyor. Birçok dilde Türk, ele avuca sığmayan, afacan, sözünü esirgemeyen, dobra dobra konuşan insan demek.

Emperyalist gericiliğin ideolojik çarpıtmalarına, yerli yobazların zihinleri tutsak alma girişimlerine karşı dürüst siyaset bilimcilerimiz devrimci demokratları unutturmamalıdır.

Kemalizme, devrimci demokratlara karşı ideolojik saldırıları püskürtmek, Türklerin ulusal gururunu savunmak bütün yurtseverlerin, bütün sosyalist devrimcilerin ertelenmez görevidir. Genç kuşakların başta Mustafa Kemal olmak üzere dünya tarihinin bütün devrimcilerini derinlemesine inceleyip öğrenmeleri gerekir. Gençlerin ileride yozlaşmamaları, ülkelerinin ulusal değerlerini hiçe sayan birer nihilist olmamaları, hem yurtsever hem enternasyonalist bir ruhla yetişmeleri için büyük devrimlerin ilk öncülerini şimdiden iyi bilmelerinde sayılamayacak kadar çok yarar vardır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon