"Diyarbakır Cezaevi'nde sistematik işkence uygulanmıştır"

Diyarbakır Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu üyesi Celalettin Can, 12 Eylül 1980 ile Mart 1984 tarihleri arasında, Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde ağır, sistematik, yaygın ve sürekli işkencenin uygulandığının bir gerçek olduğunu söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.04.2011 - 13:07

Taksim Hill Otel'de düzenlenen basın toplantısında komisyon adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Celalettin Can, 12 Eylül darbesinin üzerinden 31 yıl geçtiğini ancak darbenin temel unsurlarının hala devam ettiğini belirtti.

Can, dünyanın her tarafında darbecilerin yargılandığını, kendi darbecilerini yargılayamayan tek ülkenin ise Türkiye olduğunu ileri sürdü.

Komisyonun 4 yıldır çalışmasını sürdürdüğünü ve 31 yıl önce Diyarbakır Cezaevi'nde 12 Eylül darbecilerinin insanlığa karşı işlediği suçları kamusal alana taşıdığını dile getiren Celalettin Can, komisyonun öncülüğünü yaptığı 700 başvuru ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma açmasının koşullarını hazırladığını kaydetti.

Can, Genelkurmay Başkanlığının 2 Nisan 1984 yılında, Diyarbakır Cezaevi için ''53 ölüm olayına rastlandığı, bu ölüm olaylarında 14 kişinin kendini astığı ve yaktığı, 23 kişinin çeşitli hastalıklardan öldüğü, 7 kişinin ölüm orucu ve açlık grevinden, 7 kişinin ise işkencede öldüğü, bazı münferit hadiseler dışında işkence olaylarının olmadığı'' yönünde yaptığı açıklamanın yapılan işkence ve işlenen cinayetlerin itirafı olduğunu savundu. Can, ''Olup bitene münferit vaka diyorlar. Bu insanlara ne yaptınız ki ölüm orucunu, kendini yakmayı ve asmayı kurtuluş olarak seçtiler sorusunu tarih önünde size sormazlar mı?'' dedi.

''Mağdurlar işkence ve cinayetleri artık kamusal alana taşıyor'' diyen Can, ''12 Eylül 1980 ile Mart 1984 tarihleri arasında, Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde de ağır sistematik, yaygın ve sürekli işkencenin uygulandığı bir gerçektir. Binlerce mağdur kendi tanıklıklarında yapılan işkenceyi ve işlenen cinayetleri artık kamusal alana taşıyor. Türkiye toplumu, darbecilerin işlediği insanlık suçlarıyla yüzleşiyor'' diye konuştu.

Diyarbakır Cezaevi vahşeti sorumlularının, toplum vicdanında ve insanlığın ortak değeri hukukta yargılanmasının, toplumsal yaraları adalet duygusuyla saracağı görüşünde olduklarını da vurgulayan Can, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu çalışmanın hedefine ulaşması için gerçek ve adalet talebinin yaygınlaşması, toplumsal vicdan ikliminin doğması gerekiyor. Türkiye toplumunun barış ve kardeşlik içinde yaşama koşullarına kavuşmasını isteyen herkesi bu çalışmayı sahiplenmeye çağırıyoruz. Gerçek adalet ve toplumsal barış için, demokrasi ve özgürlük güçlerini komisyonumuzu desteklemeye çağırıyoruz. İnsan kişiliğini ve onurunu yok eden, insanlık suçu işleyen 12 Eylül darbesini ve bunun sorumlularını, demokrasinin aydınlığında gün ışığına çıkarmaya davet ediyoruz.''
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler