Doları kimse tutamaz!
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Altuğ, ABD ve Avrupa'nın küresel ekonomik krize yönelik tedbirlerinin kayıtlı ekonomide, işleyen bir yapıya uygun olduğunu belirterek "Seninki ters, senin ekonomin kayıt dışı, hiçbir şey belli değil. Sen onların uyguladığı tedbirleri uygularsan, ters sonuç verir" dedi.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Altuğ, vergi oranları düşürülerek, ekonominin kayıt altına alınmasının önemini vurguladı. Altuğ, tedbirlerde önceliğin tarımsal üretime verilmesi gerektiğini söyledi.
Küresel ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altuğ, kriz için dönüm noktasını, Lehman Brothers'ın 15 Eylül 2008'deki iflasının oluşturduğunu belirterek, öncelikle 14 Eylül 2008 tarihi itibariyle Türkiye ekonomisinin panoramasına bakmak gerektiğini belirtti.
''14 Eylül 2008 itibariyle bütçe açık, ödemeler dengesi açık, dış ticaret dengesi açık, istihdam dengesi işsizlik dolayısıyla açık, bankaların pozisyonu açık, hazinenin pozisyonu açık, Merkez Bankasının pozisyonu açık'' diyen Altuğ, böyle bir ekonominin 15 Eylül 2008'de ABD'ye endekslenemeyeceğini kaydetti.
''ABD'deki kriz can simidi, Türkiye zaten krizdeydi"
Altuğ, şöyle devam etti:
''ABD'de kriz çıktı, onun için halimiz böyle diyemezsiniz. Demek ki Amerika'daki krizi, Türkiye'deki politikacı günah keçisi olarak kullanmayı tercih etti. ABD'deki kriz, adeta can simidi olarak sarılan bir mazeret. Türkiye zaten krizdeydi.
Türk insanı zaten işsiz, yani 15 Eylül'den sonra işsiz kalmadı, 15 Eylül'den sonra bir miktar daha işsiz oldu ancak 13 milyon insan, 15 Eylül'den önce işsizdi. 18 milyon genç de bekar. İktisadi sistem, insanları mutlu etmek için kurulur. Türk insanı mutlu mu?''
''Sadece 250 bin işletmeden hesap sorabilecek durumdayız"
İktisadi sistemin bir ''sosyal organizasyon'' olduğunu ve temel görevinin insanlara ''iş bulmak'' olduğunu vurgulayan Altuğ, şöyle konuştu:
''Helalinden iş bulmayı da kime havale etmişsin; özel sektöre. Özel sektörü de suçluyorsun, suçluyorsun; Diyorsun ki (Bunlar vergi kaçırıyor, kaçırmasa bütçemiz denk gelecek.) Peki kaç tane Gelir Vergisi mükellefi var? 70 milyon da 3,5 milyon. Bunun ne kadarı defter tutar? 250 bin tanesi bilanço esasına göre defter tutar. Yani topu topu Türkiye, sadece 250 bin işletmeden, banka, holding vs. hesap sorabilecek durumda. Geri kalanlarda hesap kitap yok. Ne yer, ne içer bilmiyorsun.''
''Doları kimse tutamaz"
Kriz sonrası alınan tedbirlere yönelik soru üzerine Altuğ, doların biraz yükseldiğini ancak hala manipüle edildiğini ve Merkez Bankası politikalarıyla daha fazla yükselmesine izin verilmediği söyledi.
ABD'deki şirketlerin dünyadaki dolarlarını toplamaya başladığını, bu nedenle ''doları kimsenin tutamayacağını'' savunan Altuğ, şunları kaydetti:
''ABD'nin uyguladığı politika şu; kendi ülkesindeki şirketler zor durumda kalınca onlara borç verdi. 'Şimdi gidin bakalım dünyada ne kadar dolarınız varsa getirin, ben size bu borcu bağış olarak, yardım olarak vermedim. Dünyadaki dolarlarınızı toplayın gelin) dedi. Onlar da çıktılar dünya pazarına, dolarlarını topluyorlar. Türkiye'den de dolarlarını çekiyorlar. Dolayısıyla doları kimse tutamaz ama bunu kademeli olarak çekiyorlar.''
''IMF'in dünyaya verdiği mesaj önemli''
Ülkeden dolar çekildikçe, dolara ihtiyacın arttığını ve borç için IMF'e yönelindiğini öne süren Altuğ, IMF'nin borç veren bir banka veya şirket değil, kısa vadeli finansman açıklarını gidermeye yönelik bir fon olduğuna dikkati çekti.
IMF'nin derecelendirme kuruluşu gibi de görev yaptığını ve bunun, borçlanmayı kolaylaştırdığını ifade eden Altuğ, şöyle konuştu:
''Onun verdiği bir mesaj var, siz borç talep ediyorsunuz ya, dünyaya yeşil ışık yakıyor. Dünya finans çevrelerine, 'Türkiye borcunu ödeyebilir bir ülkedir' diyor, bir tür derecelendirme kuruluşu olarak da görev yapıyor. Yani IMF'nin bizi kapıdan kovması veya bizim IMF'ye sen de kim oluyorsun falan dememiz, bizim alacağımız yeni borçların alınmasını güçleştirir bir, maliyetini artırır iki.''
''İlk etapta tarım desteklenmeli"
Altuğ, Türkiye'nin ekonomik krizle mücadelesine yönelik soruyu yanıtlarken de, ''Türkiye yeniden yapılanma sürecine girecek. Bu da kayıtlı ekonomiye geçişle mümkün. Her anlamda kayıtlı ekonomiye geçmesi lazım'' diye konuştu.
Bu çerçevede vergilerin, sigorta primlerinin aşağıya çekilmesi gerektiğini belirten Altuğ, ''Vergi alamadıkça insanlara ve ödeyenlere yüklenmemek lazım, dolaylı vergilerle millete zulüm yapmamak lazım. Bu iki yakayı biraraya getirmek lazım şimdi'' dedi.
Her ülkenin kendi özel durumuna, koşullarına uygun tedbir üretmek zorunda olduğunu, ''konfeksiyon tedbirlerle'' sürecin aşılamayacağını vurgulayan Altuğ, şöyle devam etti:
''Avrupa'nın aldığı tedbirler, ABD'nin aldığı tedbirler, kayıtlı ekonomide şıkır şıkır işleyen bir ekonomik yapı içindir. Seninki ters, senin ekonomin kayıt dışı, hiçbir şey belli değil. Sen onların uyguladığı tedbirleri uygularsan, ters sonuç verir. Türkiye'nin kendine özgü durumu var ve bu özellikleri dikkate alarak, önlemler geliştirmemiz lazım.
Örneğin en önce, ilk etapta tarımı teşvik etmeliyiz. İnsanların üretmesini sağlamamız lazım, tarım ürünlerinde ithale dayalı olmamız lazım.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza