Dört yeni film gösterime giriyor

Bu hafta ikisi yerli dört film gösterime giriyor: 'Bornova Bornova', 'Suluboya/Watercolor', '2012' ve 'Turnuva'.

Dört yeni film gösterime giriyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.11.2009 - 08:41

İnan Temelkuran'ın yönettiği ve Öner Erkan, Kadir Çermik, Damla Sönmez ile Erkan Bektaş'ın oynadığı ''Bornova Bornova'', bu hafta seyirciyle buluşuyor. Hayallerin iyice küçüldüğü, ruh sağlığını bozmadan yaşamanın zorlaştığı bir dönemde geçen filmin konusu özetle şöyle: ''Sıradan hayatlar büyük umutlara dönüşmüştür. 'Ah bize de bir şans verilse' diye mahalle bakkalının önünde günlerini geçiren Salih ve Hakan ağabey-kardeş gibidirler. Askerden yeni dönen ve sakatlık yüzünden futbolculuk kariyeri başlamadan bitmiş olan Hakan, vasıfsız ve işsizdir, taksici olmayı bekler. Mahallenin psikopatı Salih ağabeyi onu dinleyen ona kendince öğütler veren tek kişidir. İyi ve eğitimli bir aileden gelen Salih, mahalledeki her türlü yasa dışı işe bulaşır. Çevredeki herkes ondan korkar. Hakan'ın 'hasta olduğu' ama konuşmaya cesaret edemediği liseli Özlem de buna dahildir. Erotik fanteziler yazarak geçimini sağlayan felsefe doktora öğrencisi Murat, Salih'in çocukluk arkadaşıdır. Murat, Hakan'a, Salih ve Özlem arasında geçen ve erotik fantezi olarak kullandığı bir olayı anlatır. Hakan, hayal kırıklığına uğramış ve kafası karışık olarak anlatılanların tamamını öğrenmek için Özlem'in evine doğru yola çıkar. Özlem ise Hakan'ı görünce ondan korkar. Ancak hiçbir şey anlatıldığı gibi değildir. Olaylar buradan sonra gelişir.''
 

Suluboya tablolar filme dönüştü

Senaristliğini, yönetmenliğini ve yapımcılığını Cihat Hazardağlı'nın yaptığı ''Suluboya/The Watercolor''da çocuk oyuncu Sarp Alemdaroğlu'nun yanısıra Haluk Bilginer, Savaş Dinçel, Cansel Elçin, Asu Emre, Altan Erkekli, Ahmet Gülhan, Tamer Karadağlı, Bedri Koraman, Fergan Mirkelam, Metin Uca, Tuba Ünsal, Ayşenur Yazıcı, Serra Yılmaz ve Selçuk Yöntem rol aldı. Filmin çekiminden sonra hayatInı kaybeden Savaş Dinçel'i ise yakın dostu Müjdat Gezen seslendirdi. Hazardağlı'nın üzerinde üç yıl boyunca çalıştığı filmde maketler, çizimler ve fotoğraf sanatı ile dijital efektli suluboya tekniği bir araya getirildi. İngilizce dublaj ve Türkçe alt yazılı olarak sinemaseverlerle buluşacak filmin müziğini Fazıl Say yaptı.

Türkiye'de basılan ilk dijital film olma özelliğine de sahip olan ''Suluboya/The Watercolor''da bilgisayar ortamında hazırlanan tüm mekanlar maket olarak yapıldı.
Film kareleri için oyuncular tek tek fotoğraflandı. Film gösterime hazırlanana dek tam 3 milyon işlemden geçti. Mekanların maketleri yapıldı, sanatçılar özel bir teknikle boyandı, çekilen binlerce kare fotoğraf ve suluboya efektleri birleştirildi. Oyunculuk ve renkler bir araya getirildi. Cihat Hazardağlı'yı, yıllar önce yaptığı Plastip Show'lar veya basındaki çizgileri ile tanıyan seyirciler, bu kez bambaşka bir teknikle izleyecek.

Farklı tarzıyla sinemaseverleri salOnlara çekeceği tahmin edilen filmin hikayesi şöyle: ''Filmin konusunun merkezini sanat oluşturuyor, resme çok yetenekli ve meraklı olan 12 yaşındaki Marco'nun hayalleri, hedefleri, babasının onu bir gün üç sokak ressamı ile tanıştırmasıyla bambaşka bir boyuta geçer. Yalnızca üç ihtiyar ressam değildir Marco'yu büyüleyen. Bir de ressamların birlikte büyüttüğü 18 yaşındaki Lorella, hayatının merkezine girer küçük Marco'nun. Lorella'nın, Marco'ya resim dersi vermesiyle sürer bu ilişki. Marco bu güzel resim öğretmenine aşık olmuş sanatla birlikte aşkı ve cinselliği de keşfetmeye başlamıştır artık. Ama Marco'nun aşkı karşılıksızdır, Lorella suluboyayı küçümseyen bir sanat koleksiyoncusuna aşıktır. Marco ise geleceğin en büyük suluboya koleksiyoncusu olmak için bulduklarını biriktirir. Marco 30'lu yaşlarında koleksiyonunun kutularını açar. Yaşlıların geçmişini araştırır, buldukları hayatını değiştirecektir.''

2012 gösterime girecek

Haftanın yabancı filmlerinden olan ''2012''nin yönetmenliğini Roland Emmerich, yapımcılığını Harald Kloser, Mark Gordon ve Larry Franco, yönetici yapımcılığını Roland Emmerich, Ute Emmerich ve Michael Wimer, ortak yapımcılığını ise Volker Engel ve Marc Weigert üstlendi. Senaryosunu Harald Kloser ile Roland Emmerich'in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğinde Dean Semler, yapım tasarımında Barry Chusid, kurgusunda Peter S. Elliot ve David Brenner, kostüm tasarımında ise Shay Cunliffe'in imzası bulunuyor. ''2012''nin müziklerini ise Harald Kloser ve Thomas Wander yaptı.

John Cusack, Chiwetel Ejiofor, Amanda Peet ile Oliver Platt'in rol aldığı filmin konusu şöyle: ''Yazar Jackson Curtis'in, romanına fazla zaman ayırması, evliliğinin yıkılmasına ve ailesinin gelgitler yaşamasına neden olur. Ama Jackson hep çocuğuna düşkün bir baba olur ve bıçak kemiğe dayandığında ailesini kurtarmak için her şeyi yapacağını kanıtlar. Jackson'ın eski eşi Kate, kocasının işine duyduğu ilgiyle rekabet etmekten bıktığı için ondan ayrılmış, ama onunla arkadaş kalmıştır. Dünyada dengeler değişmeye başlayıp Los Angeles'ı yerle bir edince, Jackson ve ailesi hayatta kalıp yeni dünyayı görmek için karadan ve havadan umutsuzca bir yolculuğa koyulur. Bu arada, dünyadaki hükümetlerin en yüksek zirvelerinde bir plan yapılmıştır. Tüm insan ırkını kurtarmaları mümkün olmayacaktır ama bir kısmını kurtarabileceklerdir. Bu insanlar yeni bir toplum kurma imkanına sahip olacaktırlar. Başkan Thomas Wilson dünyanın karşı karşıya olduğu krizi çok çabuk anlar ama kitlesel bir isteriye meydan vermemek için de bu bilgiyi gizli tutmaya aynı hızla karar verir. Başkanın bilim başdanışmanı Adrian Helmsley, dünyanın mesaj kodlarını kırmayı başarmıştır ve olabildiğince çok insanı kurtarmaya kararlıdır. Genelkurmay başkanı Carl Anheuser kibirli ve çabuk öfkelenen biri olmakla beraber, toplumun –en azından parası yetenlerin- kurtulduğunu görmeye aynı ölçüde kararlıdır. Başkanın kızı Laura babasının hükümetinin dünyadan sakladıkları şey karşısında şok geçirir. Aslında, görünen odur ki hükümetten olmayıp da olacaklar hakkında bir fikri olan tek kişi bir radyo sunucusu (ve belki bir peygamber) olan Charlie Frost'tur. Frost öngörülerini radyodan dinleyicilerine aktarır.''

2012 hakkında

''2012''nin çekimleri beş aylık bir dönemde Kanada'nın Vancouver kentinde tamamlandı. Prodüksiyonda, beş değişik tesiste bulunan 13'ten fazla setin yanında palmiye ağaçları ve mavi perdesiyle tamamlanan, devasa bir ''sarsıntılı zemin''den oluşan, yapma dış ''setler'' kullanıldı. Kamloops civarındaki bölgeler Yellowstone Parkı ve ekibin bir hafta boyunca çekim yaptığı Tibet'in yerine geçti. Ana çekimler Los Angeles'ta yapılan birkaç dış çekimle sona erdi.

Suikastçiler turnuvası

Scott Mann'ın yönettiği ve Robert Carlyle, Kelly Hu, Ving Rhames ile Scott Adkins'ın oynadığı ''Turnuva/ The Tournament'', haftanın diğer yabancı filmi. Robert Carlyle, Kelly Hu, Ian Sommerhalder, Liam Cunningham ve Ving Rhames'ın rol aldığı filmin konusu özetle şöyle: ''Her yıl, gözden uzak ve dikkat çekmeyen bir kasabada, dünyanın en tehlikeli 30 suikastçisi arasında, hayatta sadece tek bir adam kalıncaya dek, kazananın 10 milyon dolarlık büyük ödüle ulaşacağı bir turnuva düzenlenir. Yüksek bahis oynamaktan keyif alan bir milyarderler konsorsiyumu tarafından düzenlenen turnuva, katılımcıları tarafından kapalı devre bir yayınla sonuna kadar takip edilir. Turnuvaya katılan suikastçilerin her birine birer takip cihazı ve düşmanlarının yerini tespit edebilecekleri birer el bilgisayarı verilir. Ancak suikastçilerden biri takip cihazından kurtulmanın bir yolunu bulur ve alkolik bir rahip olan Macavoy cihazı yanlışlıkla yutar. Oldukça güzel bir kadın olan Lai Lai de turnuvanın gözde katillerinden biridir ve son hedefini, masum bir hamile kadın olduğunun farkına varmadan, öldürür. Turnuva organizatörlerinden intikam almaya kararlı olan Lai Lai, milyarderlerin bahis oynamaya devam ettiği merkeze ulaşana kadar rahibi koruması altına alır. Suikastçilerin birçoğunu altetmeyi başarırlar fakat uzun yıllardır şampiyonluğu kimseye kaptırmayan Joshua tarafından avlanırlar. Ölen hamile kadın onun karısı Mary'dir ve neden kendisi yerine karısının öldürüldüğünü öğrenmeye çalışmaktadır. Lai Lai ile beraber Mary'nin turnuvanın başından beri hedef olduğunu öğrenirler. Turnuvayı organize eden güçler, Joshua'nın turnuvaya katılacağından emin olmak istemişlerdir. Joshua çok kanlı bir intikam yolculuğuna çıkar.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler