Duygulu, şakacı, hüzünlü, âşık Apollinaire
En çok Mirabeau Köprüsü ile tanınıyor
Guillaume Apollinaire (Giyom Appolliner) bizde, belki dünyada da en çok “Mirabeau Köprüsü” adlı şiiriyle tanınır.
Paris’te Seine Irmağı üzerindeki bu köprü Apollinaire’in şiirinden sonra, aşkın (onunla birlikte de zamanın ve bütün bir yaşamın) geçiciliğinin simgesi olmuştur.
Bu satırları yazarken, yirminci yüz yılın bu büyük Fransız şairinin bu şiirinin, ondan yüzyıl öncenin yine büyük bir Fransız şairi olan Lamartin’in “Göl”üyle benzerliğini düşündüm.
“Göl” yazıldığı 19. yüzyılda dilimize defalarca çevrilmiş. Yaşar Nabi Nayır’ın 1944’te Tercüme dergisinde yayımlanan çevirisi ise eşsiz güzelliktedir. Şiir çevrilebilir mi sorusuna “Hem de nasıl!”lı bir somut yanıt olarak.
“Mirabeau Köprüsü”nün de birkaç çevirisi var. İlk okuduğum acaba hangisi olabilir? Kitaplığımın her zaman başucu kitaplarından Hüseyin Karakan’ın Dünya Şiiri Antolojilerinin Fransız şiiri bölümüne baktım ve orada bu şiiri bulamayınca şaşırdım doğrusu. Bu antolojinin yayımlandığı 1963’te Mirabeau Köprüsü dilimize çevrilmemiş olabilir mi? Şaşırdım, fakat araştırmaya değer.
“Kırmızı” yayınları arasında çıkan “Apollinaire, Aşk Şiirleri”nde bu şiirin S.Karakoç, T.Saraç, C.Süreya, N.Cumalı çevirileri var. Buna orada olmayan A.Necdet çevirisini de ekleyelim.
Şiirin iki dizelik ünlü nakarat bölümünün Fransızcası şöyledir: “Vienne la nuit sonne l’heure/Les jours s’en vont je demeure.” İlk dizedeki “venir” (gelmek) ve “sonner”(çalmak, saatin vb. çalması) fiileri, gel-çal emir –dilek kipi ya da gelir-çalar şimdiki zaman kipi olarak yorumlanabilir...
Nitekim: “Çal sevgili saat gel sevgili gece” (S.Karakoç)/ “Gel ey gece çal saat sen” (T.Saraç)/ “Çalsana saat insene ey gece”(C.Süreya)/ “Gece gelir saat çalar” (N.Cumalı)/”Çal ey saat gel ey gece” (A. Necdet)
Şiirin İngilizce çevirilerinde de her iki yorumla karşılaştım.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu yazıya başlarken düşündüğüm, benim sevgili şairlerimden olan Apollinaire’den genel olarak söz etmek ve yazıyla birlikte de ondan yıllar önce çevirdiğim tek şiiri, Dünyagülü”nü yayınlamaktı...
Mirabeau Köprüsü’nü çevirmek gibi bir amacım hiç yoktu...
Fakat yazı beni bir başka hedefe yöneltti ve Mirabeau Köprüsü çevirilerine bir tane de ben ekleyeyim istedim...
İlişikteki çeviri bu satırları yazma sürecinde yapıldı... Meraklılar, Fransızca’ya aşina olanlar , şiir çevirisi üzerine düşünenler, benimki de içinde olmak üzere bütün çevirileri karşılaştırıp ilginç sonuçlara varabilirler...
Bu yazıyı burada sonlandırıyorum... Bir sonraki yazım yine Apollinaire üzerine olacak...
MİRABEAU KÖPRÜSÜ
Akar Seine Irmağı Mirebeau Köprüsü’nün altından
Ve aşklarımız
Anımsamak neye yarar sevincin geldiğini hep
Acının ardından
Gece gelip saat çaldığında
Geçer günler bense hep burada
El ele yüz yüze kalalım böylece
Geçiyorken
Kollarımızın köprüsünün altından
Sonsuz bakışların dalgası yorgun öylesine
Gece gelip saat çaldığında
Geçer günler bense hep burada
Aşk çekip gider bu akan su gibi
Aşk çekip gider
Yaşam gibi yavaş
Umut gibi şiddetli
Gece gelip saat çaldığında
Geçer günler bense hep burada
Günler geçer haftalar geçer
Ne geçen zamanın
Ne aşkların geri geleceği var
Mirabeau Köprüsü altından Seine Irmağı akar
Gece gelip saat çaldığında
Geçer günler bense hep burada
Türkçesi: A.Behramoğlu
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması