Ekonomik çöküşe BRICS de çare olmaz
ABD’yle gerilim yaşayan AKP, alternatif olarak BRICS’e işaret ediyor ancak Türkiye bu ülkelere karşı 40 milyar dolar açık verirken, çok az yabancı sermaye çekiyor
ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Çin piyasasına yöneliyiz” açıklaması dikkat çekti. Erdoğan’ın 25-27 Temmuz’da BRICS zirvesine katılması ve Türkiye’nin BRICS’e üye yapılmasını talep etmesi de eklendiğinde Türkiye’nin dünyadaki konumu tekrar tartışma konusu oldu. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in 2009’da ABD merkezli küresel ekonomik-siyasal sistem içinde kendilerine daha fazla alan açmak amacıyla kurdukları ve 2010’da Güney Afrika’nın dahil olmasıyla BRICS adını alan oluşumun liderleri, bu yıl ticaret savaşlarının başladığı bir dönemde toplandı.
Hedefler büyük ama...
Birbirlerinden çok farklı ekonomik-siyasi yapılara sahip olan BRICS ülkelerini bir araya getiren ortak hedef, küresel sistemde daha fazla söz sahibi olmak ve birbirleriyle ekonomik-siyasi ilişkileri geliştirmek. Bu hedefin maddi bir temeli de bulunuyor. Dünya nüfusunun yaklaşık 40’ını, küresel gelirin yaklaşık yüzde 25’ini ve küresel ticaretin yüzde 16’sını temsil eden BRICS ülkelerinin, son 10 yıllık küresel büyümede payı da yaklaşık yüzde 50. Beş ülkenin toplam milli geliri, 2017 itibarıyla 18.4 trilyon dolar. Bu rakam, ABD’de 19.4 trilyon dolar.
Öte yandan, ABD dolarının dünya ticaretindeki hakimiyetine son vermek, IMF ve Dünya Bankası destekli ABD merkezli finansal sisteme bir alternatif yaratmak ve Birleşmiş Milletler ile diğer uluslararası kuruluşlarda daha fazla söz sahibi olmak gibi büyük hedefleri gerçekleştirmek yakın vadede pek mümkün görünmüyor.
Alternatif değil
IMF ve Dünya Bankası’na alternatif yaratmak için 2014’te kuruluşu ilan edilen Yeni Kalkınma Bankası, BRICS’in batılı ülkelere olan finansal bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Merkezi Çin’in ekonomik başkenti Şanghay’da olan bankanın sermayesi 50 milyar dolar ve Dünya Bankası ve IMF’ye kıyasla daha ucuz finansman sağlamayı taahhüt ediyor. Ancak IMF’nin 1 trilyon dolarlık kredi kapasitesine göre söz konusu bankanın ölçeği henüz mütevazı düzeyde.
Türkiye’nin son dönemde Rusya ve Çin ile siyasi ve ekonomik ilişkileri gelişse de, kısa vadede BRICS’in Türkiye için ABD ve AB’nin yerini alması zor. Türkiye, BRICS ülkelerine karşı 2017’de 40 milyar dolar ticaret açığı verdi. Bu rakam, Türkiye’nin 2017’deki toplam dış ticaret açığının yüzde 51’ine denk.
Çin, Türkiye’nin toplam ithalatında birinci sırada ancak ihracatında 15. sırada yer alıyor. Türkiye’de toplam yabancı doğrudan yatırım stoku içinde AB’nin payı yüzde 68 iken, Çin’in payı sadece yüzde 0.8. Türkiye’nin ihracatında AB’nin payı yüzde 47 iken, Çin’in payı yüzde 1.8, Rusya’nın payı ise yüzde 1.7. Borsa İstanbul’daki yabancı yatırımcılar içinde ABD’nin payı yüzde 32 iken, Çin ve Rusya’nın bu alanda ciddi bir yatırımı bulunmuyor.
Doları tahtından indirmek zor Dünyada merkez bankaları rezervlerinin yüzde 62.48’i dolar cinsinden. Bu oran, 2000’deki yüzde 70’lik oranın altında olsa da, doların tahtının sallandığını söylemek pek mümkün değil. Bu alanda ikinci sırada yüzde 20.39’luk pay ile Avro (2009’da bu oran yüzde 28 idi). Çin yuanın payı ise sadece yüzde 1.39. İngiliz sterlinin payı yüzde 4.68 iken, Japon Yen’inin payı yüzde 4.81. Bankalar arası Uluslararası ödemelerde de yuanın payı sadece yüzde 1.61 iken ABD Doları’nın payı yüzde 38. |
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Edirne'de korkunç kaza