El Fetih Gençlik Hareketi'nin lideri Raed Debiy: ‘Erdoğan’dan aksiyon istiyoruz’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Filistin El Fetih Gençlik Hareketi’nin lideri Raed Debiy ile video toplantıda görüştü.  İsrail’in Filistin saldırıları devamında yaşananlara yönelik bilgiler aktaran Debiy, uluslararası alanda Filistin-İsrail çatışmasının ciddiyet içinde ele alınmadığını kaydederek “İsrail’de barış kampının daraldığı bir dönem yaşıyoruz. Netanyahu’nun partisi ve diğerleri radikal kökenlerden geliyor. Kısa ve orta vadede İsrail’de gerçek barışa dair bir umut yok. Netanyahu ve koalisyonu daha fazla toprak alabilmek için iştahını artırıyor. Felsefeleri, insanların yaşamadığı toprakları da alabilmek” dedi.

Debiy, Netanyahu’nun son seçimde çoğunluğu elde edemediğini ve hakkındaki yolsuzluk suçlaması nedeniyle de iktidarı kaybederse hapse atılabileceğini vurguladı: “Bu nedenle gerilim istiyor. İlk senaryoyu İran’la denedi ama başaramadı. Sonra Kudüs olayını gerçekleştirdi ve başardı. Netanyahu saldırılardan şahsi olarak yararlandı. Şimdi eylem zamanı.”

CHP’nin 2018’de İsrail ile Mavi Marmara dahil tüm anlaşmaların iptal edilmesine yönelik önergesini ve bu önergenin AKP oylarıyla reddedilmesini anımsatan Debiy, “Yaptığınız şey çok güzel. El Fetih Gençlik Hareketi ile iletişime geçen ilk Türk örgütsünüz. Sizin dayanışmanızın anlamı çok büyük. Yalnızca Filistinliler için değil, tarihin doğru yanında duranlardan yana dayanışmanız için teşekkür ederim” dedi. 

‘MAVİ MARMARA TEKLİFİ’

CHP Grup başkanvekilleri Özgür Özel, Engin Özkoç ve Engin Altay, Mavi Marmara saldırısında Türkiye’nin tüm haklarından vazgeçmesine yönelik anlaşmanın iptal edilmesine ilişkin kanun teklifini 18 Mayıs’ta TBMM Başkanlığı’na sundu. 20 Mayıs’ta TBMM Dışişleri Komisyonu’nda işleme alınan teklifin bu hafta genel kurulda oylanması bekleniyor.

‘TEPKİ KORKAKÇA’

İsrail’in yapmak istediğinin, “saldırdığı bölgelerdeki yerleşik insanları çıkarıp yerlerine sivil işgalciler yerleştirmek” olduğunu belirten Debiy şunları söyledi: 

“Bu durum biz Filistinlilerle İsrail’in sağcı hükümeti arasında gerginlik yaratıyor. Ne yazık ki uluslararası tepki, tereddütlü ve korkakça. Hiçbir aksiyon göremedik. Avrupa’dan ve bazı diğer ülkelerden sloganlar duyduk ama gerçek eylem göremedik. İsrail bunun üzerine, Müslümanlar için Mekke’den sonra ikinci en kutsal mekân olan Mescid-i Aksa’daki saldırganlığa devam edebileceğini düşündü. Burada ibadet edenlere Kadir Gecesi’nde bile saldırıyor. O gün ibadet engellenince direniş ortaya çıktı. 1948’den beri Gazze şeridinde, Doğu Kudüs’te ve yerleşim yerlerinde yaşanan olayların döngüsüne girildi. Ne yazık ki yine tüm dünya çocukların, kadınların öldürülmesine; altyapımızın ortadan kaldırılmasına tanıklık etti. Uluslararası toplum, basın merkezlerinin hedef alınmasına sessiz kaldı. 60 camii, 40 klinik, 1 kilise yıkıldı, birçok kültür merkezi ve altyapı hedef alındı.”