Engin Alan'a da ret

12 Haziran seçimlerinde MHP'den milletvekili seçilen Balyoz davası sanığı Engin Alan'ın tahliye istemi reddedildi! Karar sonrası MHP'den yapılan ilk açıklamada "Siyaset kurumu bu duruma müdahale etmek zorundadır. Gül ve Erdoğan'ın sessizliği ileri demokrasi anlayışının göstergesidir" denildi.

Engin Alan'a da ret
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.06.2011 - 17:48

Balyoz Planı davası kapsamında tutuklu olarak yargılanırken MHP'den İstanbul Milletvekili seçilen emekli Korgeneral Engin Alan'ın tahliye talebi reddedildi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, MHP'den milletvekili seçilen emekli Korgeneral Alan'ın avukatları tarafından yapılan tahliye talebine ilişkin aldıkları kararı açıkladı.

Mahkeme heyeti, Anayasa'nın 83. maddesinin yasama dokunulmazlığını düzenlediğini belirterek, kararında bu maddenin 2. fıkrasına yer verdi.

Yine Anayasa'nın 14. maddesini de kararında belirten mahkeme heyeti, ''İddianamede sanığa isnat edilen 765 sayılı TCK'nın 147. (5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 312.) maddesinde yazılı suçun niteliği itibarıyla Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında kalması, Anayasa'nın 83/2. maddesinin 2. cümlesine göre yasama dokunulmazlığı dışında olması'' nedeniyle sanık hakkında yargılamanın durdurulmasına ve milletvekili seçilmesine dayalı olarak tahliyesine yer olmadığına karar verdi.

Alan hakkındaki bu kararı oy birliğiyle alan mahkeme heyeti, sanığın yargılanmasına devam edileceğine dair TBMM Başkanlığına yazı yazılmasına da hükmetti.

Mahkeme ara kararını açıklamadan önce duruşmayı izlemeye gelen sanık yakınları salonu terk ederken, karar okunduktan sonra tekrar içeriye girdiler.

Kararın ardından Engin Alan'ı desteklemek amacıyla gelen bir grup da bozkurt işareti yaparak tekbir getirdi ve ''Bozkurt Alan'' şeklinde slogan attı.

Gruptakiler, sanıklarla birlikte Hoş Gelişler Ola ve 10. Yıl marşlarını söylediler. Daha sonra gruptan bazıları, ''Paşa, alacağız seni oradan'' diye seslendi.

Engin Alan da iki eliyle bozkurt işareti yaparak gruptakilere karşılık verdi.

 

Erdoğan "gideceği yeri o da buldu" demişti!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alan hakkında, geçtiğimiz mayıs ayında ATO'da yaptığı konuşmada, "Bir ülkenin başbakanı anma törenine gider de bir Korgeneral ayağa kalkmaz mı. Kalkması gerekir. Kalkmadığı takdirde bedelini öder. Bedelini de ödedi. Çanakkale’de anma törenlere gidiyoruz bu beyefendi ayağa kalkmadı. Ondan sonra gereği yapıldı o ayrı mesele. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu" demişti.

Bahçeli'den ağır tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tahliye taleplerini reddeden mahkeme kararlarının milli iradeye saygı, Türk demokrasisi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından "esef verici bir garabet" olduğunu belirterek, "Mahkemelerin keyfi yorum ve tasarruflarının önüne geçmek için gerekli yasal düzenlemelerin TBMM'nin öncelikli konusu olarak biran önce hayata geçirilmelidir" dedi.

Bahçeli, seçilmiş milletvekillerinin tahliye edilmemesiyle ilgili yargı kararları hakkında yazılı bir açıklama yaptı. 12 Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili seçilen Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Engin Alan'ın tahliye taleplerini reddeden mahkeme kararlarının, milli iradeye saygı, Türk demokrasisi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından "esef verici bir garabet" olduğunu savunan Bahçeli, "AKP iktidarının vesayeti altında siyasallaşan güdümlü yargının hazin bir örneği olan bu kararlarla, egemenliğin yegane kaynağı olan milli iradeye, demokrasiye ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne meydan okunmuştur" dedi. Bahçeli şöyle devam etti:
"Türkiye, milli iradeyi hiçe sayan, tanımadığını ilan eden hukuk dışı bir yargı müdahalesiyle karşı karşıyadır. Adalete olan güven duygusu çok ağır yara almıştır. Milli irade gaspı olan bu kararlarla yargı krizi, demokrasi krizine ve siyasi krize dönüşmüştür. Bu vahim durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanının, Başbakan ve AKP yöneticilerinin sessiz, suskun ve tepkisiz kalmaları, ileri demokrasi anlayışlarının ne olduğunun hazin bir göstergesidir. Bugün yaşanan krizin hukuki süreçler içinde aşılamaması halinde siyaset kurumu bu duruma müdahale etmek zorundadır. Bunun için yapılması gereken, mahkemelerin keyfi yorum ve tasarruflarının önüne geçmek için gerekli yasal düzenlemelerin TBMM'nin öncelikli konusu olarak biran önce hayata geçirilmesidir. Burada en büyük görev ve sorumluluk Meclis çoğunluğu nedeniyle Başbakan'a ve AKP'ye düşmektedir. Başbakan'ı bu konuda sorumlu davranmaya ve gerekli girişimleri başlatmaya davet ediyorum."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon