Ergenekon davasında olay
Birinci Ergenekon davasının 107. duruşması olaylı başladı. Danıştay saldırısı davası sanığı Alparslan Arslan, duruşmada Mahkeme Başkanı'yla tartıştı. Arslan'ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevki için sağlık kurulu raporunun beklendiği öğrenildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 107. duruşmasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 33 tutuklu sanıktan 28'i katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve Ferit İlsever de hazır bulundu.
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Alparslan Arslan, duruşma başlamadan önce diğer sanıklarla birlikte salona alındı. Dikkat çeken tavırlarıyla işaret parmağını uyarı şeklinde etrafa sallayarak giren Arslan, yerine oturduktan hemen sonra dışarı çıkmak istediğini söyledi ve dışarı çıkarıldı.
Arslan, Mahkeme heyeti yerini aldıktan sonra tekrar salona getirildi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ''hasta olduğunu ve dışarı çıkmak istediğini'' ifade eden Alparslan Arslan'a yerine oturmasını söyledi. Sol eli cebinde olan Arslan'ın rahat tavırları dikkati çekti.
Mahkeme Başkanı ile Arslan arasında geçen diyalog
'-Arslan: Hastayım, oturamıyorum. Anladınız mı? İçeride yatıyorum, uzanıyorum.
- Şengün: Otur
- Arslan: Ben defalarca dilekçe yazdım. Hastayım.
- Şengün: Nedir hastalığın, 50 tür hastalık var.
- Arslan: Beyinsel problemlerim var. Sana ne?
- Şengün: Otur, ne konuşmak istiyorsan söyle.
- Arslan: Sen kimsin ya?
- Şengün: Otur yerine
- Arslan: Oturmuyorum.
- Şengün: Elin nerede?
- Arslan: Size mi kaldı bu memleket? Oturmuyorum.
- Şengün: Otur.
- Arslan: Oturmuyorum.
- Şengün: Otur.
- Arslan: Oturmuyorum.
- Şengün: Oturtun onu!
- Arslan: Çoluk çocuk sahibi adamsın. Yüzlerce insanı doldurmuşsun buraya hepsi hasta. Bırak gitsin.
- Şengün: Otur.
- Arslan: Hastayım, oturamıyorum. Kes kafamı at gitsin.
- Şengün: Oturtun.
Bunun üzerine Alparslan Arslan, bir jandarma görevlisi tarafından oturtuldu ve jandarma görevlisi eliyle Arslan'ı kalkmaması için tuttu.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi için sevk raporu bekliyor
Alparslan Arslan'ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevki için sağlık kurulu raporunun beklendiği öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, sanık Alparslan Arslan, psikiyatrik sorunlar nedeniyle hastaneye sevk edilmesi yönünde dilekçeler verdi. Arslan ve ailesinin verdiği dilekçeleri değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda Arslan, dün Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Muayeneyi yapan doktorun, Arslan'ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevki yönünde karar verdiği, bunun için de Silivri Devlet Hastanesi Sağlık Kurulunun rapor vermesinin gerektiği belirtildi.
Kurul, olumlu karar vermesi durumunda Arslan, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilecek.
"Bahçeli tanık olarak dinlensin"
Birinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından İP Genel Başkan Yardımcısı, Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tanık olarak dinlenilmesini istedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunmasını yapan İlsever, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, Tuncay Güney'in iddiasına göre, ''Ergenekon Terör Örgütü'nün finansörü'' olduğunu öne sürerek, ''Mahkemenizden, Devlet Bahçeli'nin tanık olarak dinlenmesini ve kendisine sorulmasını talep ediyorum'' dedi.
İddianamede kendisi ile ilgili delil diye getirilen malzemenin önemli bölümünü telefon dinlemelerinin oluşturduğunu anlatan İlsever, bunlar incelendiğinde kendisinin ''Ergenekon Terör Örgütü'' diye bir örgütle uzaktan yakından hiçbir ilişkisinin olmadığının görüleceğini savundu.
Hukuki durumunu, faaliyetlerini ve eylemlerini bütün açıklığıyla ortaya koyduğunu belirten İlsever, şöyle konuştu:
''Hepinizin gördüğü gibi, ortada yoğun bir örgütsel faaliyet vardır. 19 yaşımdan beri, yani kendimi bildim bileli örgüt ve örgütlü faaliyet içinde yer aldım. Örgütlü olmak benim yaşam felsefemdir. 19 yaşımda bilimsel sosyalizmi benimsedim ve İP'in Üsküdar ilçe örgütüne üye oldum. Hala İP'te bulunuyorum. Benim 'süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk' arz eden organik bağ kurduğum tek örgüt İP'tir.''
Doğu Perinçek, Nusret Senem, Serhan Bolluk, Hikmet Çiçek, Adnan Akfırat, Hayati Özcan, Aydın Gergin, Mahir Güngör, Yusuf Beşirik ve İbrahim Benli ile İP'in üyesi olmaları dolayısıyla örgütsel beraberliği bulunduğunu belirten İlsever, İlhan Selçuk, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Emin Gürses'i tanıdığını, ancak hiçbir örgütsel bağlantısının bulunmadığını kaydetti.
Emin Gürses'in sözleri
Bu arada, duruşma başlamadan önce basın mensuplarına seslenen tutuklu sanık Emin Gürses, iddianamede magazin için çok malzeme bulunduğunu savundu.
Gazetecilerin cezaevinde aynı koğuşta kaldığı tutuklu sanık Ümit Sayın'ın gizli tanık ''Anadolu'' olduğuna ilişkin iddialarla ilgili bilgisini sorması üzerine Gürses, şunları anlattı:
''Benim haberim yok. Ona ben bakıyorum. Benim aleyhime ifade vermiş. Sordum 'uydurdum' dedi. Dilekçe yazdı 'beni psikiyatri servisine gönderin' diye. Psikolojisi bozulmuş, hastaneye kaldırılması lazım. Ruh sağlığı bozulmuş, savcılar onu kullanmış.''
Gürses, kendisinin rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığında doktorun yanında dahi kelepçelerinin çıkartılmadığını öne sürerek, ''Ergenekoncuyuz diye bizden korkuyorlar. 'Ergenekoncu' derler diye çekiniyorlar'' dedi.
İlsever'e Güney sorusu
İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı, Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in mahkemedeki çapraz sorgusu yapılıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada İlsever'e, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından ''Tuncay Güney ne zaman Aydınlık Dergisi'ne geldi? 1995 olabilir mi?'' sorusunu yöneltti.
Bu soru üzerine İlsever, Güney'i Aydınlık Dergisi'nde en sık 1997-1998 yılları arasında gördüğünü, o dönemde de Doğu Perinçek'e yönelik tezgah kurduklarını anlatmak için geldiğini söyledi.
İlsever, ''Tuncay Güney'den haber aldığınız oldu mu?'' sorusuna, Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal'ın ortak bir haber merkezi kullandığını, oraya her türlü bilgi ve belgenin geldiğini, Tuncay Güney gibi kişilerin de buraya gelerek bildiklerini anlatabildiklerini ifade ederek, her bilginin kayıt altına alındığını ve arşivlendiği cevabını verdi.
Ferit İlsever, ''Ben Tuncay Güney ile ne haberi paylaşacağım? Tuncay Güney kim? Gelen bir gazeteci olur, dediklerini araştırırım, incelerim'' diye konuştu.
Bir başka soru üzerine, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'i ''yurtsever, emekli bir subay olarak'' ismen tanıdığını, oturup konuşmuşluğu bulunmadığını ileri süren İlsever, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile bir kere Yıldız Yokuşu'ndaki bir tesiste yemekte bir araya geldiğini ve bir daha da görmediğini söyledi.
Savcı Pekgüzel'in ''Tuncay Güney, Gürbüz Çapan, Kemal Özden, Veli Küçük ve Ferit İlsever'in Cumhuriyet Gazetesinin kurtarılması amacıyla yemekte bir araya geldi'' şeklinde ifadeleri bulunduğunu anımsatarak, toplantı hakkında bilgisini sorması üzerine İlsever, şunları anlattı:
''Toplantıyı düzenleyen ben değilim. Beni Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Kemal Özden çağırdı. Veli Küçük de Kemal Özden tarafından çağrıldığını söylüyor. Yemeği Kemal Özden düzenlemiş olabilir. Ben orada misafirdim. Kemal Özden, ulusalcı olduğu için zor durumda olan ulusal kurumları kurtarmak için bu tür toplantılar düzenlerdi.''
İlsever, bir başka soru üzerine, Veli Küçük'ün söz konusu yemekte ''lobi yapılanması'' konusunda bir konuşma yapmadığını, bu belgeyi de iddianamede duyduğunu ve bilgisi olmadığını savundu.
Pekgüzel'in bir başka sorusunu da İlsever, ''Veli Küçük, İşçi Partisi'nde hiçbir görev almadı'' diye yanıtladı.
Mehmet Ali Pekgüzel, İlsever'e, ''Partinin Ankara İl Başkanlığı'nda ele geçen bir belgede, USTRAM örgütlenmesi, devletin yeniden yapılandırılması konusunda 15 Haziran 2006 tarihinde bir toplantı yapıldığı ve toplantıya Mehmet Cengiz, Vural Savaş, Veli Küçük ve Mete Göknel'in katıldığı belirtiliyor. Bu konudaki bilginiz nedir?'' sorusunu yöneltti.
Bu soru üzerine söz alan sanıkların avukatı Mehmet Cengiz, burada partinin faaliyetlerinin sorgulanamayacağını, bahse konu belgenin partinin karar organının toplantı tutanağı olduğunu iddia ederek, şöyle devam etti:
''Burada partinin resmi organı toplanmış, milli hükümet programını hazırlayacak ve kongreye gidecek. Ulusal Strateji Araştırma Merkezi olan USTRAM, tüzüğe göre kurulan bir organ. Merkez bünyesinde çalışmalar yürütmek üzere bir komisyon kurulmasına karar verilmiş, ismi yazılan kişiler çağrılmış. Devletin yeniden yapılandırılması İP'in programıdır. Toplantıya Veli Küçük katılmış değil, tahrif etmeyelim. O kişiler toplantıya katılan değil, kurulacak komisyona çağrılacak isimler.''
Ümi t Sayın'ın öz geçmişinin istenmesi
''Tutuklu sanık Ümit Sayın'ın öz geçmişinin neden istediğinin'' sorulması üzerine Ferit İlsever, ''Ümit Sayın'ın öz geçmişi bende olsa ne olur, olmasa ne olur? Aydınlık'ın arşivinden siz dahil Türkiye'deki tüm önemli insanların öz geçmişini çıkarırım. Ne var bunda?'' dedi.
İlsever, savcı Pekgüzel'in ele geçen belgelere ilişkin soruları üzerine, ''Ben ağır rahatsızlık geçirdim. İstedim ki şuraya geleyim, açık yüreklilikle bilgilerimi anlatayım. Türkiye'nin hizmetinde olayım. Terör örgütü üyeliği ile suçlanıyorum. En azından örgütle bağlantım varsa, şüphelerinizi sorun'' diye konuştu.
''Karargah evlerinin faaliyetleri konusunda ne biliyorsun?'' sorusuna karşılık tutuksuz sanık Ferit İlsever, bu konuyla ilgili belgelerin arama yapılan yerlere görevli kişilerce konulduğunu ileri sürerek, ''Bizim partimizde TSK içinde örgütlenmek gibi şeyler olmaz. TSK ile birlik halinde olunması gerektiğini düşünüyoruz. Türk ordusu kendi işini kendisi yapar. Ordunun tamamı bizimdir, Hilmi Özkök de bizimdir'' görüşünü savundu.
''Bir numara kimdir" sorusu
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, Ulusal Kanal'da ele geçirilen ''Baba ile görüşme'' başlıklı bir belgede, ''30 Nisandan önceki toplantıda bir numara ile görüştüm'' ifadesinin yer aldığını belirterek, ''Baba kimdir? Bir numara kimdir?'' sorusunu İlsever, ''Diyorsunuz ki İP'in karargah evleriyle bağlantısı var mı? Baba kim, bir numara kim? Ben nereden bileyim?'' şeklinde yanıtladı.
İlsever'e çapraz sorgu
Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıklarından İP Genel Başkan Yardımcısı, Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, ''2001'de Mehmet Eymür'ün tezgahıyla kurulduğu söylenen Ergenekon terör örgütü ile kontrgerillanın hiçbir alakası yoktur'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan İlsever, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine İlsever, Enka'da gerçekleştirilen yemekte, ''zor durumda olan Cumhuriyet Gazetesi'nin nasıl kurtarılacağı konusunun ele alındığını'' ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bize de bu konuyu kamuoyuna duyurma görevi düşüyordu. Yemekte 'Ulusal Medya Grubu' kurulması gündeme gelmedi. Bu palavradır. Eğer böyle bir düşüncemiz olsa Gürbüz Çapan son görüşeceğim kişi. Ben çocuk değilim. Cumhuriyet Gazetesi'nin satılamayacağını bilirim. Her gazete satılır, ama Cumhuriyet Gazetesi satılamaz. Boşuna konuşuyoruz aylardır. Bütün çabamız, Yenigün A.Ş'nin hisselerini satıp, Cumhuriyet Gazetesi'ne gelir elde etmek.''
Cumhuriyet Gazetesi ile Ulusal Kanal'ın birleşip, ''Cumhuriyet Kanalı'' kurulması düşüncelerini gerçekleştiremediklerini ifade eden İlsever, hiç kimsenin Cumhuriyet Gazetesi'nin yüzde 49 hissesine sahip olamayacağını vurguladı.
Savcı Taşkın'ın başka bir konuda soru sormaya başlaması üzerine İlsever, ''Sayın Savcı, 'Çapan'a baskı yapıp, fikrini değiştirmeye çalıştığımı' sormayacak mısınız? 'Baba kim, 1 numara kim' diye soruyorsunuz da iddianamedeki büyük suçlamayı sormuyorsunuz? Buradan bir şey çıkaracaksanız, bunları da sorun. Ben ciddiye aldım geldim, gelin bunları deşelim'' dedi.
Taşkın'ın, ''İsterseniz sorarım'' demesi üzerine İlsever, ''O toplantının amacı, ulusal medya grubu kurmak değil, Cumhuriyet Gazetesi'ni kurtarmaktır. Diğerleri yalandır. Çapan'a baskı yaptığım, ifadesini değiştirdiğim iddiaları yalandır. İddianame ile tarihe not düşüyorsunuz, bunları değiştirin'' diye konuştu.
''Mehmet Zekeriya Öztürk'ü Ulusal Kanal'dan gönderdiğiniz gibi neden Tuncay Güney'i de göndermediniz?'' sorusunu İlsever, ''Hangi yayın organı olsa dinler. Adam 10 bilgi getiriyor, 7 tanesi şaşırtma, 3 tanesi doğruya yakın. Onları doğrulatarak, araştırarak haber yapıyoruz'' diye yanıtladı.
Taşkın'ın, Doğu Perinçek'in kitabından alıntı yaparak, ''Orada yüz binlerce Ermeni öldürüldü. Onlarca, yüzlerce değil, yüz binlerce, demek ki bu soykırım'' demesi üzerine İlsever, ''Soykırım sizin görüşünüz mü, kitapta mı var?'' diye sordu. Taşkın'ın ''Benim görüşüm'' yanıtı üzerine İlsever, Ermeni soykırımına inanmadıklarını, kimsenin de inanmaması gerektiğini kaydetti.
''Kotrgerillanın kitabını yazdım''
İlsever, Savcı Taşkın'ın, ''Kontrgerilla ile Ergenekon arasında bağlantı var mı?'' sorusu üzerine de şunları söyledi:
''Kontrgerillanın kitabını yazdım. Alçak gönüllü olmaya gerek yok. Türkiye'de bunu en iyi bilen kişi benim. Kontrgerilla ile Göztepe'de Ziverbey Köşkü'nde tanıştım. Burada 'anayasa, babayasa yoktur' söylemleriyle karşılaştım. Bu nutuklar o tarihte oraya giren herkese çekildi. 1972'den beri bu örgütün peşindeyim, onlar da benim peşimde. Kontrgerilla, Türkiye'yi, Kemalist anlayışı yok etmeye çalışan bir örgüttür. Türkiye'nin 1952'de NATO'ya girmesiyle bu bela başımıza geldi. Kamuoyuna, 'Sovyetler Birliği Türkiye'yi tehdit ediyor, savunma hattı kuruldu, batıdan da destek geliyor' şeklinde sunuldu. Sol ve solcu akımlara karşı oluşturuldu. Ziverbey'de kurulan örgütün adı 'Seferberlik Tetkik Kurulu'ydu. 12 Eylül'den sonra kontrgerilla olarak yerleşti. Memduh Ünlütürk de Ziverbey Köşkü'nün başındaki kişiydi.''
Taşkın'ın, ''Erol Mütercimler 5 Ocak 1997'de Aydınlık Dergisi'nde yayınlanan bir röportajında, '12 Eylül'de Ergenekon adlı kontrgerilla örgütü kuruldu' diyor. Siz, kontrgerilla ile Ergenekon arasında bağlantı kurmadınız mı?'' sorusu üzerine İlsever, ''Erol Mütercimler'in bu görüşü yüzde 50 doğrudur, yüzde 50 yanlıştır. Mütercimler'i herkes tanıyor. Söyledikleri ilginçtir. İnanmak başka bir şey. Hadi 'inandım' diyelim, ne olacak? Bu tezi savunan ikinci bir kişi yok'' diye konuştu.
''2001'de Mehmet Eymür'ün tezgahıyla kurulduğu söylenen Ergenekon terör örgütü ile kontrgerillanın hiçbir alakası yoktur'' diyen İlsever, ''2001'deki tertipçilerin, 1979'larda Ergenekon dediği düzenin yurtseverler, devrimciler ve ulusalcılara yafta olarak yapıştırıldığını'' savundu.
''Ergenekon ile kontrgerilla arasında fiili bir bağ yok''
Ergenekon ile kontrgerilla arasında fiili bağ bulunmadığını yineleyen İlsever, ''1970-80'lerdeki kontrgerilla gitmiş, 2002'de yurtseverleri tutuklamak için bir örgüt imal edilmiş ve birçok suç yapıştırılmıştır'' dedi.
İlsever, bir başka soruyu yanıtlarken de dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ile kablolu yayın hakkına el konulan Ulusal Kanal'ın hakkını savunmak için görüştüğünü belirterek, o dönemde Dengir Mir Mehmet Fırat, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Burhan Kuzu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile de görüştüğünü anlattı. İlsever, ''Ama bana bunları değil, sadece Şener Eruygur'u soruyorsunuz'' diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Taşkın'ın, ikinci ''Ergenekon'' iddianamesinde yer alan ''Cumhuriyet Çalışma Grubu''na yönelik sorusunu Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, dosyayla ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle engelledi.
Taşkın'ın, ''Milli Anayasa Taslağı konusunda Doğu Perinçek ile telefonda görüşmüşsünüz. Hazırladığınız sivil anayasayı nasıl yürürlüğe koymayı düşünüyordunuz?'' sorusunu İlsever, ''Burada İP'in sivil anayasa taslağının hesabı soruluyor. Burhan Kuzu gibi siviller anayasa yapamaz. BOP eş başkanları anayasa hazırlayamaz. Takıldık bir şeyin peşine gidiyoruz. Hazırladığımız anayasa taslağında darbe filan aramayın. İnanmayız biz bunlara. Türkiye darbe ile selamete çıkmaz. Her şeyde millet seferberliğine geliyoruz. Siz de zorluyorsunuz, zorlamayın, bulamıyorsunuz'' diye yanıtladı.
İlsever, bir başka soru üzerine de dönemin Başbakan Yardımcısı ve Türk Tanıtma Fonu Başkanı Devlet Bahçeli ile Ulusal Kanal'a yardım amacıyla görüşmediğini, fondan 5 kuruş almadığını söyledi.
Bahçeli ile iddia edildiği gibi Veli Küçük'ün randevusu üzerine değil, kendi aldığı randevu sayesinde görüştüğünü anlatan İlsever, Bahçeli ile Kaynak Yayınları tarafından Atatürk'ün tüm eserlerini kapsayan, yaklaşık 25-30 ciltten oluşacak, 5-6 kişinin 15 yıldır çalıştığı esere kaynak istemek için görüştüğünü kaydetti. İlsever, Bahçeli'nin de yardım etmediğini, bunun için de eleştirdiğini ifade etti.
Şengün: ''Bu vesileyle gazeteciliği de öğreniyoruz''
Cumhuriyet Savcısı Taşkın'ın, üzerinde ''yayınlanmaz'', ''kesinlikle yayınlanmasın'' yazılı bilgi notları ele geçirildiğini belirterek, ''Bunlar ne anlama geliyor?'' sorusu üzerine İlsever, ''İşte bomba gibi soru. Biz bilgileri sorarız, yayınlarız ya da yayınlamayız. Millete zararını görmüşüm ve 'yayınlanmasın' demişim. Ne var bunda? Türkiye'de basın özgürlüğü nereye gelmiş. Böyle soru olur mu? 'Ergenekon terör örgütü çıkar mı?' diye zorluyorsunuz'' şeklinde konuştu.
İlsever'in bu sözleri sinirlenerek söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, ''Sakin olun. Bu vesileyle gazeteciliği de öğreniyoruz'' dedi.
Taşkın'ın, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, Danıştay saldırısının ardından düzenlediği basın toplantılarında anlattığı konuları anımsatarak, ''Bu bilgileri nasıl temin ettiniz?'' sorusu üzerine İlsever, ''Perinçek'e sorun. Bilgim yok. Doğru olsa ne olur, olmasa ne olur?'' diye konuştu.
İlsever'in sorgusu tamamlandı
Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıklarından İP Genel Başkan Yardımcısı, Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in çapraz sorgusu tamamlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada İlsever, sanıklar, avukatlar ve mahkeme heyetinin sorularını yanıtladı.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, İlsever'in sorgusunda kendisine yönelik sarf ettiği sözlere tepki gösterdi.
İlsever ile Öztürk arasında kısa süreli tartışma yaşanırken, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanıkları ''Hiç biriniz sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz'' diyerek uyardı.
Ferit İlsever'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından söz alan avukatı Mehmet Cengiz, Cumhuriyet savcılarının çapraz sorgularda yönelttikleri sorularla davanın mahiyetini gayet özlü şekilde anlattıklarını ifade etti. Cengiz, ''Biz aylardır anlatıyoruz, beceremedik. Onlar sorularıyla esas itibariyle neyi hedeflediklerini, kişilerin bireysel faaliyetlerinin değil, İP ve Ulusal Kanal'ın yargılandığını gördük. Onlara teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
''Niyet yargılaması'' yapıldığını, müvekkilinin varsayımlarla suçlandığını savunan Cengiz, ''Bu bir engizisyon yargılamasıdır'' dedi.
''Çapraz sorguda Cumhuriyet savcılarının devlet kurumlarına değil, Tuncay Güney'e itibar ettiklerinin görüldüğünü'' öne süren Cengiz, şöyle konuştu:
''Savcılar müvekkilime, 'Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan Ulusal Kanal'a yardım aldınız mı?' diye soruyorlar. Oysa Başbakanlık Tanıtma Fonu'na konu sorulmuş ve gelen yanıtta Ulusal Kanal'a yardım yapılmadığı belirtilmişti. Bu yanıta itibar edilmiyor, Güney'in anlatımıyla sorular yöneltiliyor.
Bugün ortaya çıkan manzarada, burada siyasi parti ve basın özgürlüğü olmadığını somut bir şekilde yaşadık. Bir siyasi parti milli anayasa tasarısı hazırlıyor, bunu kamuoyuna açıklıyor. Başka bir siyasi parti dışarıdan beslenen argümanlarla sivil anayasa taslağı hazırlıyor. Onlar hazırlayacak, muhalefetin hazırladığı milli anayasa taslağı suç kabul edilecek. Bu nasıl mantık?''
Avukat Cengiz, 21 Mart 2008'de İP ve Ulusal Kanal'a yapılan baskınlarda arşiv belgelerinin, notların ele geçirildiğini belirterek, ''Şimdi buradan kalkalım gidelim AK Parti Genel Merkezi'ne ve Kanal 7 bürosuna. İddia ediyorum, binlerce istihbarat belgesi göreceksiniz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Deniz Feneri yolsuzluğunda aramakta olduğu ve ulaşamadığı belgeleri buralarda bulacaksınız'' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, duruşmaya ara verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi