'Ergenekon Türk ordusunun kökünü kazımaya yönelik operasyondur'
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve önceki gün serbest bırakılan Prof. Dr. Yalçın Küçük, “Ergenekon soruşturması Türk ordusunun kökünü kazımaya yönelik bir operasyona dönüştü” dedi.
Tahliye olmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Yalçın Küçük, soruşturmanın polis kontrolünde yürüdüğünü belirterek, savcılık makamının etkin görev almadığı eleştirisinde bulundu. Soruşturmanın geldiği noktanın hukuktan uzak bulunduğunu belirten Küçük, şöyle konuştu: “En acı olan nokta, benim tutuklanmam dahil, ortada bir etkin bir savcılık makamı göremiyorsunuz. Her şey emniyette. Bana çok fazla Ergenekon’dan bahsetmediler. Çok acı bir şekilde, Nazlı Ilıcak’ın yazılarından benim kemalist olmadığım iddiasını gösterdiler. O kadar telefonlarımızı dinlemişler, her şeyimizi dinlemişler. Hiçbir sıkılma yok. Sadece telefon konuşmaları soruldu. Şu an gelinen nokta Ergenekon eşitttir Türk Ordusu, Türk ordusunun da örgütü PKK. Demekki o oluydor. Dolayısıyla dava, net bir şekilde Türk ordusunun kökünü kazımaya yönelik bir operasyona dönüştü. Herkes çok moralli daha genç görünüyor. Tolon Paşa ve Veli Paşa televizyondan göründüğünden daha genç”
SKY Türk Televizyonu’nda Gürkan Hacır’ın sunduğu “Şimdiki Zaman” programına konuk olan Prof. Küçük, şunları söyledi:
Nazım Hikmet
Biz devrimciyiz. Biz gençliği düşünürüz. Liselileri, üniversitelileri. Uludağ’a gider gibi, Paris’e gider gibi hapse giden aydınlarımız var. Benim işim gençliktir. O gençliği tekrar, emekçi halka, emekçi cumhuriyete bağlı hale getirecceğiz. Başkası boştur bize. Bunlar 30 yıldır bu gençliği sürü yaptılar. , Her adımım benim için ne olursa olsun, o gençliğe, bu halka fedakarlığa değer olduğunu göstermek için. Benim gibi bir insan için hapiste olmak, dışarda olmak çok arasında fazla bir fark yok. Ben nihayet bir 29 Ekim de cezaevine girmek için Paris’ten dönmüş adamım. Bu anlamda benim eşim yok. Ben sürgünden Nazım Hikmet’i de getirdim dedim. Bu Nazım Hikmet’in bugün gündeme gelen vatandaşlığı bizi ilgilendirmez. Bu memlekette Nazım Hikmet’i seven insan bırakmayacaksınız, ondan sonra da şiiri seven insan bırakmaycaksınız. Sonra da Nazım Hikmet’e vatandaşlık vereceksiniz. Ölü adamın vatandaşlığı olmaz. Vatandaşlık oy vermek için, seçim içindir.
Fesatlık
Uçakla Ankara’dan İstanbul’a getirilirken evvela paşa hazretleriyle beraber oturuyorduk. Paşa hazretleri bana dedi ki, ilk kez sizinle bir düğünde tanışmıştık. Bende kendisine ‘Evet paşam’ yanıtını verdim. Örgüt olacaksınız, ama düğünde tanışacaksınız. Savcılara bunu anlattım. Bizim eski dilimizde bu işlere fesat denir. Fesat birlikte fısıldamak demektir. Hurşit Paşa hazretleri, ‘hocam sizinle ne yazik ki cezaevinde tanışıyoruz’dedi. Herkes, ben tutuklanırsam bu davanın, dava olmadığınıın anlaşılacağına inanıyordu. Ben tutuklandıktan sonra da çeşitli gelişmelerle bu iş tersine ve ana mecrasına dönmeye başladı. Hem Metris’te, hem Silivri’de, genç subaylar, cumhuriyetine bağlı, onları görmekten çok kıvanç duydum.
Savcı yok
Savcılık yoktu. Ben savcı görmedim. Savcılık makamında iki insan memleket meseleleri üzerine sohbet ettik. Gittik, çok yakışıklı yüzbaşı, bizim arkadaşları dizmişler, cezaevi arabsıyla başka cezaevine gönderecekler. Çok müteessir arkadaşlar. Ben o zaman dedim ki ‘Komutan bize Amerikan kelepçesi mi takıyorsunuz. Ben amerikan kelepçesi istemem.’ Komutan çok güzel söyledi. Kelepçe üzerine güzel bir bilimsel konferans verdi. ‘Amerikan kelepçesi Amerika gibi kalleştir. Buraya koyarsın, koyduğun zaman bilmiyorsun, bu elin oynadığı zaman o kelepçe kendiliğinden bileğini sıkar.’Ben Mustafa Kemal’in ‘Beni türk doktorlarına emanet ettiği gibi, bana türk kelepçesi verin’ dedim.
Demirel ve Kıvrıkoğlu
7 aydır bizimle ilgili bir kampanya yapılıyor. Atv, Kanal 7 ve Samanyolu’nda. Biz onları dava ediyoruz şimdi. Bu özellikle benimle Türk Metal-Sen Genel Başkanı Mustafa Özbek dostumuz için bu açıktı. Biz akşamları tefrika bir film gibi, geçiyorduk televizyonun karşısına, bir de adı orada söylenmeyen bir numara geçiyordu. Bunlar Nazlı Ilıcak ve Şamil Tayyar, bir numaranın Hüseyin Kıvrıkoğlu paşa olduğunu söylüyorlardı. Yalçın Küçük, hem Türk ordusunda etkili, hem de Kürtler üzerinde etkili. Bunların ikisi vardır. Özbek de finansörüdür. Televizyonlardaki son tartışmalarda nerdeyse şuna getirdiler, Bunlar dış politikayı değiştiriyorlar, Ergenekon da bunun içinde. Emin Gürses olağanüstü bir insan, çok zeki bir insan. onun iki vecizesini söyleyeyim. Sizlerden sonra dalgaya ben, ancak Süleyman Demirel ile Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa getirilirse dalga derim.
AKP Kürtlere gidiyor
Şimdi, ilk defa Tuncer Paşa çıktı televizyonlara, bu orduya karşıdır dedi. bu 28 Şubat’ın intikamıdır dedi. Genelkurmay eski Başkanı Kıvrıkoğlu, o da orduya karşıdır dedi. Gözaltına alınan ve tutuklanan subaylarnı çoğu PKK ile savaşmış insanlar, ödül almış insanlar. Burdan şunu anlarız. AKP Kürtlere gidecek, bakın Atilla Uğur Albay içerde, Levent Albay içerde, Kerim Kırca Albay, kaçtı. Bu ortaya çıktı. Bunda benim rolüm var mı? Hayır, Benim alınmamla ortaya çıktı.
Cumhuriyet davası
Silivri, Cumhuriyet tarihinin, avukatsız olan İstiklal Mahkemeleri’ni bir yana bırakacak olursak, Yassıada davalarını ve Barış davası ile birlikte tarihimiiznen en önemli davasıdır. Bir hukukçular davasıdır. İyi avukatlar çıktı. Bir de şu anda Yargıç Köksal Şengül, ne karar verir bilmiyoruz, çok başarıyla yönetiyor bu işi. Bir karar vermiş, avukatım Hasan Fehmi’nin dediğine göre. Fevkalade önemli bir karar. Efendim bu dosyaya göre böyle bir adam tutuklanamaz. Ben bu davanını dışında kalmam. Bu bir cumhuriyet davasıdır, beni atsalar bile sanıklıktan ayrılmam. Uçakla gelirken Tuncer Paşa’ya da söyledim. Paşam sizinle aynı tertipte olmak beni çok onurlandırdı, biz burda cumhuriyeti savunacağız. Herkes tahliye olmlalıdır, Hurşit Tolon tahliye olmalıdır, Ümit Sayın tahliye olmalıdır. O depo boşaltılmalıdır. Ortada bir suç, delil yok ki.
Bombalar ekiliyor
Şimdi sağa sola bomba ekiliyor. Kimin tarafından ekildiğini bilmiyoruz. Bu memlekette ne oluyor. Türk ordusu müdahele etmek için bomba atılmasına mı muhtaç. Onların, İbrahim Şahin’in yaptıklarını, hangi ilişkiyle, benimle ya da Tuncer paşayla bağlayabiliyorsun. Böyle bir torba dava nerde çıktı. Tuncay Güney, hiçbir şey değildir. O bizim insanımızın aklını almak demektir. Zaten AKP iktidarıyla bizim insanımızın aklı gitti.
Emniyete öneri
Çok zayıf kaldılar. İstanbul Emniyeti’ne burdan bir tavsiyede bulunabilirim. Daha kültürlü, tarih bilen, coğrafya bilen sorgucular bulsun. Daha önceki dönemlerde DGM’de yargılanmadan önce Ankara Emniyetin’deydim. Beni sorgulayalardı. Öbür tarafta iki komser yardımcısı konuşuyordu. Biri öbürüne dedi ki, komiser olacakmış, imtihandan kalmış. Komiser diyor ki, bana ‘Kemal Burkay Hareketini’ sordular, ben Rizgari’yi çalışmıştım demişti. Gayet iyi bilirlerdi. Beni affetsin beni sorgulayanlar, hiç bilemediler. Tarih okusunlar, bir de dizilerdeki polislere benzemeye çalışıyorlar.
Devrim sebebi
Bu ülkede kaos var. Bir erkek bir kız beraber yürürken, bir adam geliyor, erkeği öldürüyor, kızın ırzına geçiyor. daha fazla bir devrim sebebi olamaz. 15. yüzyılda Türkiye. TSK’nin müdahale etmesi için sebebe ihtiyacı yok. Şükredelim ki ordu müdahele etmek istemiyor.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi