Ergin Ataman’ın "EN"leri

Anadolu Efes antrenörü Ataman’dan ilginç açıklamar.

Ergin Ataman’ın
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 12.04.2020 - 12:42

Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, koronavirüs salgını nedeniyle evde geçirdiği sürede neler yaptığını anlattı; kariyerindeki en önemli maçları ve çalıştığı en iyi oyuncuları sıraladı; Gran Canaria - Galatasaray maçının son anlarında yaşadıklarını ifade etti ve daha birçok konuda Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını yanıtladı.
Koronavirüs salgını nedeniyle tüm sporlarda ligler durdurulurken, Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) verdiği röportajda eski günlerine döndü. Karantina döneminde evde oğlu Sarp ile nasıl vakit geçirdiğini anlatan deneyimli başantrenör, bu zamana kadar çalıştığı oyunculardan en iyi 12 ismi belirledi. Ataman, kendisinden birkaç kelimeyle cevap vermesinin istendiği "Tek Soru Tek Cevap" bölümünde Anadolu Efes'i "Evim, şampiyon", Galatasaray'ı, "Kalbim, başkanlık", Zeljko Obradovic'i, "Kariyer, EuroLeague şampiyonluğu" ve kendisini ise "Gergin (Gülerek), Winner" şeklinde tanımladı. Ergin Ataman ayrıca oğlu Sarp ile birlikte NBA'de bu sezonki en iyi ilk 5'i de yaptı.
Ergin Ataman, oğlu Sarp'ı normal dönemde de yanından hiç ayırmadığını dile getirerek, Sarp ile ilgili komik bir anısını paylaştı. Ataman, Sarp'ın bir takım personeli gibi olduğunu söyleyerek, "EuroLeague fikstürü içerisinde Sarp da takımın staffına (personeline) dahil olmuştu. Birçok deplasmana ya okuldan izin alarak ya da okulu kırarak geliyordu. Neredeyse takımın bir staffı (personeli) olmuştu. Hatta bir maçta EuroLeague yanlış anlayıp bize uyarı vermişti, benchte (yedek kulübesinde) ne yapıyor diye. Halbuki benchte (yedek kulübesinde) değildi, benchin (yedek kulübesinin) yanında bizim için ayrılan bir sandalyede oturuyordu" ifadelerini kullandı.
Karantina döneminde evde neler yaptığından bahseden deneyimli başantrenör, şöyle konuştu: "EuroLeague maratonu çok zorlu. Sürekli seyahat, maç. Evdeyken bile kafan sürekli orada. Sürekli çalışıyorsun, maç izliyorsun. Sen oynamıyorken de maç izliyorsun. Bir sonraki rakibini izliyorsun. Şu an bir boşluk var. Ama bu boşluk en fazla Sarp’a yaradı. Sarp ile sürekli oyun oynuyoruz, her akşam bir film izliyoruz. Türk komedi filmlerinin tamamını izledik artık. Ama bir sıkıntımız var. Neredeyse her gün röportaj yapıyoruz. Havalar düzelince Sarp da bekliyor, bitse de bahçeye çıkıp futbol oynasak diye. Günümüzü bu şekilde geçiriyoruz. Sarp sabahları kalkıp eğitim de yapıyor, online eğitim. Bu arada Türkiye’de çok iyi ilerliyor bu sistem. Tenefüs zamanlarında da onunla oynuyoruz, hava güzelse bahçede futbol oynuyoruz, basketbol oynuyoruz. Hava kötüyse de evde satranç oynuyoruz. Genelde çok başa baş ve çekişmeli geçiyor satranç maçları."
Kariyerinde birçok önemli başarı bulunan Ergin Ataman, DHA muhabirinin sorusuyla eski günlere döndü. Ataman, kariyerinde en çok aklında kalan ve hiç unutamadığı maçları şöyle sıraladı: "Seçmesi çok zor. Bir tanesi Efes Pilsen ile 2000 yılında ASVEL’i yenip Final Four’a kalmamız. İlk kez Efes’in F4’e kaldığı sezon. O sezona kadar bir türlü kalamıyordu ama o sezon bunu başardı. İkincisi Montepaschi Siena ile kazandığımız Saporta Kupası. Finalde Valencia’yı yenerek şampiyon olmuştuk. Sonrasında Beşiktaş ile kazandığımız Türkiye şampiyonluğu. Hemen akabinde bir yıl sonra Galatasaray ile kazandığımız Türkiye şampiyonluğu. 2016’daki EuroCup şampiyonluğu ve son olarak da tabii ki Anadolu Efes ile geçen yıl finalde kaybettiğimiz CSKA Moskova maçı."
2013/2014 sezonunda Galatasaray'da görev yapan Ataman, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan Türkiye Basketbol Süper Ligi'nin final serisindeki 3-3'lük eşitliğin ardından, dönemin Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ın Türkiye Basketbol Federasyonu'nun (TBF) taraflı olduğunu ileri sürerek takımını maça çıkartmadığı o günü değerlendirdi. Gülerek, o maçı hafızasından sildiğini kaydeden Ataman, "Yapacak bir şey yok. Şu anda Türkiye Ligi’nde 4 şampiyonluğum var, kaybettiğim de birçok şampiyonluk var. O sezon da maalesef oynanmadan kaybedilen bir şampiyonluk olarak tarihe geçti. O maç oynansaydı ne olurdu demeye gerek yok. Önümüze bakacağız. Daha kazanacağımız çok şampiyonluk var. Özellikle EuroLeague’de. Türkiye şampiyonlukları tabii ki bizi çok mutlu ediyor ama şu anda eksik olan şampiyonluk, EuroLeague şampiyonluğu" dedi.
Anadolu Efes'in deneyimli koçu, başantrenör olarak çalıştığı dönemde birlikte görev yaptığı oyunculardan en iyi 12 ismi seçti. Her pozisyon için 2 ya da 3 isim belirleyen Ataman'ın 12 kişilik kadrosu şu şekilde sıralandı:
- 1 Numara: Deron Williams, Shane Larkin, Carlos Arroyo
- 2 Numara: Petar Naumoski, Alphonso Ford
- 3 Numara: Hidayet Türkoğlu, İbrahim Kutluay
- 4 Numara: Mirsad Türkcan, Predrag Drobnjak, Ersan İlyasova
- 5 Numara: Bryant Dunston, Mehmet Okur

Maç yoğunluğu nedeniyle NBA'i bu sezon çok fazla takip edemediğini belirten Ergin Ataman, oğlu Sarp'ın da yardımıyla bu sezonun en iyi ilk beşini seçti. Ergin Ataman ile Sarp'ın sıraladığı ilk beşte bir numara pozisyonunda Stephen Curry, 2 numarada James Harden, 3 numarada LeBron James, 4 numarada Giannis Antetokounmpo, 5 numarada ise Anthony Davis yer aldı.
"Tek Soru Tek Cevap" bölümünde Anadolu Efes'in başantrenörü Ergin Ataman'a 10 tane kelime ilettik, birkaç kelime ile kendisi için olan anlamlarını sıraladı. Ergin Ataman, Galatasaray için "Kalbim" ve "Başkanlık" kelimelerini seçerken, kendisi için verdiği yanıt ise güldürdü. Ataman, kendisini "Gergin" ve "Winner kelimeleriyle tanımladı.
İşte Ergin Ataman ile "Tek Soru Tek Cevap":
- Anadolu Efes: Evim - Şampiyon
- Galatasaray: Kalbim - Başkanlık
- Abdi İpekçi: Nostalji - EuroCup finali
- Carlos Arroyo: Yumruk şov - Büyük oyuncu
- Shane Larkin: EuroLeague’in en iyi oyuncusu - Winner
- Zeljko Obradovic: Kariyer - EuroLeague şampiyonluğu
- Greg Popovich: İdol - Efsane
- Kobe Bryant: Hüzün - Efsane
- Aile: Bağ - Sevgi
- Ergin Ataman: Gergin (Gülerek) - Winner
Ergin Ataman, Galatasaray ile 2015-2016 sezonundaki EuroCup şampiyonluğu hikayesinin en önemli maçlarından biri olan Gran Canaria - Galatasaray müsabakasının son topunda neler hissettiğininden bahsetti. Gran Canaria'nın maçın uzatma periyodunun son 8 saniyesindeki hücumunda neler düşündüğünü anlatan Ataman, "Maçı kazanacağımıza inandım. Çünkü maç uzatmaya giderken Vladimir Micov’un atmış olduğu bir basket var. O basketi attıktan sonra, maç uzadıktan sonra, bizim her ne pahasına olursa olsun oradan final bileti alacağımıza çok inanmıştım. Oyuncular da çok inanmıştı ama bir türlü sayı atamıyorduk. Attığımız sayıların tamamı faul atışlarından gelmişti uzatmalarda. Gran Canaria için de aynıydı. Heyecan çok yükelmişti. Ben öne geçtikten sonra, son 7-8 saniyede top kenardan çıkarken o basketi yemeyeceğimizi zaten hissediyordum. Hak ettiğimizi de düşünüyordum o sezon, müthiş bir performansla yarı finale kadar gelmiştik. Sonuçta hak ettiğimiz finale kaldık. Geçen gün onun nostaljisi vardı. Bu aylarda çok olacak bu nostaljiler. Televizyonlar da belki aynı gün aynı saatlerde nostaljik maçları yayınlayabilir ve bize yeniden o heyecanı izletebilirler. Galatasaray, Beşiktaş, Anadolu Efes taraftarlarına kritik maçların heyecanını yeniden yaşatabilirler. Bu dönemleri nostaljilerle geçeceğiz. Çok büyük bir heyecandı. O sezonun belki de en heyecanlı maçıydı çünkü final maçında böyle bir heyecan olmamıştı, daha rahattık finalde" diye konuştu.

2012'de Beşiktaş ve 2013'te Galatasaray ile üst üste iki sezon şampiyon olduğu yıllardan bahseden Ataman, favori olmayan takımlarla bunu başardığını ve bu başarıların ardından Efes ve Fenerbahçe'nin Ivkovic ile Obradovic'i getirdiğini, bunun da Türk basketboluna büyük katkısı olduğunu dile getirdi.
Ergin Ataman, şu ifadeleri kullandı: "O yıllarda üst üste 2009’daki Efes ile şampiyonluktan sonra, 2012’de Beşiktaş ve 2013’te Galatasaray ile kazandığımız şampiyonluklar çok değerliydi. Bu takımlar ligin favori takımları değildi. Sezon başlangıcında kimse Beşiktaş’ın 53 sene sonra, Galatasaray’ın da 27 yıl sonra yeniden şampiyon olabileceğini düşünmüyorlardı. Genelde hep o dönemlerde favori takımlar ya Anadolu Efes ya da Fenerbahçe oluyordu. Böyle bir ortamda üst üste kazandığın şampiyonluklar nasıl ki o takımın taraftarlarını çok mutlu ettiyse, favori durumda olup da o ligi kazanamayan, bizim yendiğimiz takımlar da bunun üzüntüsünü yaşamışlardı. Buna yönelik önlem almaya gittiler. Bunun başında ligin favorilerinden olan ve bu işe büyük yatırımlar yapan Fenerbahçe de Avrupa’nın en iyi antrenörü Obradovic’i getirdi. Efes de Dusan Ivkovic’i getirdi. Üst üste iki sezon ligde şampiyonluğu kaybeden iki takım, Avrupa’nın en kariyerli iki antrenörünü takımın başına getirerek çıtayı daha da yükselttiler. Sonrasında daha güzel bir rekabet ortaya çıktı. Bu belki de çok faydalı oldu Türk basketbolu için. Obradovic’in Fenerbahçe’ye gelmesiyle sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da çok büyük bir atılım yaptığı ve üst süte 5 sezon Final Four oynadığı gerçeği var. Bu da çok büyük bir başarı tabii.''
Koronavirüs nedeniyle askıya alınan ING Basketbol Süper Ligi'nde maçların tamamlanması gerektiğini savunan tecrübeli başantrenör, "Türkiye Ligi’nin oynanması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Ligi’nin prestiji açısından, bu işe ciddi anlamda maddi manevi yatırım yapan kulüpler, antrenörler, oyuncular açısından ligin sportif bir sonuçla bitirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii daha önceden yatırımını kesen ve sıkıntılardan dolayı oyuncuların gönderildiği kulüpler, bu haliyle ligin sonuçlanmadan aynı şekilde gelecek sezon devam etmesini talep ediyor olabilirler. Benim buna katılmam mümkün değil. Çok büyük bir emek sarf edildi ve ligin 3’te 2’si tamamlandı. Mutlaka ligin sonlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir şekilde bu oynanmayacak duruma gelirse, yeni sezon başlayana kadar bunun oynanmasına izin verilmezse, o zaman da herkesin hakkının teslim edilmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Takımdaki son durumdan da bahseden Ergin Ataman, 5 yabancı oyuncunun ülkesine gittiğini, diğer 5 yabancı oyuncu ve Türk oyuncuların ise Türkiye'de olduğunu açıkladı. Ataman, "Artık uçuş olmayacağını bildiğimiz için oyuncularımıza izin verdik. İsteyen, ailesi yanında olmayan oyuncuların istedikleri takdirde ailesinin yanına gidip, sezonun tekrar başlamasından bir ay önce Türkiye’ye dönmesi kaydıyla izin verdik. Takımımızdaki 10 yabancı isimden 5’i bu şekilde değerlendirdiler. Bunlar Larkin, Singleton, Anderson, Beaubois ve Peters oldu. 5 tane Amerika’da yaşayan oyuncumuz, uçuşların bitmesinden bir gün önce ailelerin yanına gittiler. Aileleri burada olan Dunston ve diğer oyuncularımız da burada kalmayı tercih etti. Burada kalan 5 yabancı oyuncumuz ve Türk oyuncularımıza program verdik. Bazıları daha geniş evlerde oturuyorlar, evlerinde çalışma ortamları var, bunları sağladık aletleri evlerine göndererek. Bu isimler evde çalışıyor ama bunun dışında da tesislerimizi 12.00 ile 15.00 arası açıyoruz ve isteyen oyuncularımız her gün orada bir ya da 2 antrenörle çalışıyor. Her gün dezenfekte ediliyor salon. Her oyuncu, kendisine ayrılan topuyla çalışıyor. Yaklaşık bir saat, bir buçuk saatlik özel çalışmalar yapıyorlar. Her saat içinde 3 oyuncu antrenman yapabiliyor. 8-9 oyuncumuzun değişmeli olarak geldiğini görüyorum. Ben de arada salona gidip çalışmaları denetliyorum. Bu şekilde evde imkanı olmayan sporcularımıza fiziksel olarak hazır olma imkanı sağlıyoruz ve günün 1-2 saatini hayatları olan basketbolla geçirme imkanı sağlıyoruz" açıklamasını yaptı.

EUROLEAGUE NE YAPMALI?


EuroLeague'in senaryoları ve sezonun devamı için neler yapılması gerektiği konusuna da değinen Ataman, "Şu anda EuroLeague’de mücadele eden takımlar, yönetim, Koçlar Birliği ve oyuncuların büyük çoğunluğu sezonun oynanarak tamamlanmasını istiyor. Bu aşamada beklemekten başka çare yok. Bunun ekonomik boyutları var. Çok ciddi sponsorlar ve TV yayın hakları var. EuroLeague’in oynanmaması durumunda herkesin ciddi ekonomik kayba uğrayacağı kesin. Avrupa’daki gelişmeler takip ediliyor. Avrupa’daki gelişmelerin ileriye dönük çok da olumsuz olduğunu düşünmüyorum. Belki şu anda sayılar yüksek ama sonunda düşüş trendine geçildiği ve bunu en yüksek derecede yaşayan bazı ülkelerin, İtalya gibi, Almanya gibi, mayıs ayı itibarıyla yavaş yavaş normalleşmeye geçileceğini yabancı basından takip ediyorum. Mayıs ayının sonunda kadar EuroLeague’in de takipte kalacağını düşünüyorum. Temmuz, ağustos ayları içerisinde bunu oynatmak istiyor EuroLeague. EuroLeague’de 10 farklı ülkenin takımları var, her ülkenin kendi içinde politikaları olacak. Sınır serbestliği, uçuş serbestliğinin çok kısa sürede açılacağını düşünmüyorum. Herkes kendini korumak isteyecek. Ben EuroLeague’in bıraktığımız noktada, yani normal bir lig ve play-off şeklinde devam etme şansını çok görmüyorum. Temmuz ayı içerisinde Avrupa’da bu hastalığı en düşük seviyede yaşayan ülkelerden birinin seçileceği senaryosu konuşuluyor. Yunanistan, Hırvatistan, Çekya, Slovakya, Sırbistan’a baktığınızda rakamların çok düşük olduğunu ve mayıs sonuna doğru sıfırlanabileceğini görüyorsunuz. Özel uçuş izinleriyle, testler yapılarak, herkesin sağlıklı bir şekilde maçların oynanacağı şehre vararak, orada takımların tamamının 1 veya 2 otelde karantina altına alınarak, seyircisiz şekilde, dünyaya da yayın yaparak oynaması gündemde. Spor çok önemli bir rol oynayacak bu süreçte. İnsanlar artık film, dizi, eski maçları seyretmekten sıkıldılar. Avrupa’da heyecanı yeniden yaşatabilmek ve sportif sonuç için böyle bir senaryonun olabileceğini düşünüyorum. Böyle bir senaryo olursa, kulüpler 3 veya 4 hafta önceden bilgilendirilmeli ve hazırlıklar yapılmalı. Amerikalı oyuncuların nasıl takımlarına geri dönebileceği de problem ama tüm bunlar büyük organizasyonların aşabileceği şeyler. Ben EuroLeague’in futboldaki UEFA’nın kararlarını takip edeceğini düşünüyorum. Futbolda da seyircili oynanmasını ve turnuvanın aynı şekilde devam etmesini mümkün görmüyorum" diyerek sözlerini noktaladı.