Erzincan... Sonuç yine 1-1 olur
2011’de iki milletvekilliğinden birini AKP, diğerini de CHP almıştı. Bu paylaşım önümüzdeki seçimde de değişmeyecek gibi.
Başbakan Davutoğlu, 26 Nisan’da Erzincan mitinginde, “AKP iktidara geldiğinde, bu şehrimizde 8 km. bölünmüş yol vardı, şimdi 322 km yol var” deyince, Erzincan’a çok kolay ulaşabileceğimi sanmıştım. Ancak Malatya’dan yola çıkıp, Arapkir - Kemaliye yoluna sapınca, hiç de böyle olmadığını fark ettim. Malatya-Erzincan arasındaki bu yol, hâlâ eskisi gibi, Fırat’ın deli yükseklikteki kanyonlarının kenarından incecik ve ağır ağır ilerliyor. Yolun bu zorluğu, Malatya ile Erzincan’ın tüm ilişkisini de koparmış durumda. Davutoğlu’nun sözünü ettiği duble yollar, Erzincan’ı, Erzurum ve Kayseri’ye bağlıyor. Bir de nispeten daha iyi olan Erzincan- Tunceli dağ yolu var ki, o da yıllarca terör nedeniyle bir hayli sıkıntılıydı.
İşte bu coğrafi güçlükten olacak, Evliya Çelebi’nin bundan 300 yıl önce bile “500 dükkânla büyük ticaret merkezi” dediği Erzincan, son yılların inşaat atağından pek payını alamamış gibi.
Diyanet radyo
Tavsiye üzerine önce, Erzincan’a 30 km. uzaktaki Çağlayan beldesine yöneldim. Yemyeşil bir coğrafyada ilerlerken, köylerin “cemevleri” dikkatimi çekti. Aynı anda da otomobil radyosunda, tek çeken kanal olarak Diyanet Radyo çıkmasın mı?
Alevilerin yaşadığı köylerin en güçlü radyosu, Sünni propagandası yapan 107.2 frekansına sahip ilahilerle dolu Diyanet radyosu yani. Kasıtlı mı bilemem ama ilginç bir tezat o kesin.
CHP adayı onkolog
Nüfusuyla da mütevazı Erzincan’ın sadece 2 milletvekili var. Geçen seçimde de birini AKP, diğerini CHP paylaşmış durumda.
Soluğu, Erzincan CHP İl Merkezi’nde alıyorum, İl Başkanı İsmail Arslan, partisinin adaylarını övüyor. CHP’nin ilk sıra adayı, Dr. Erdoğan Özyalçın, ikinci sırada ise SGK çalışanı Yalçın Tanrıverdi var. İl Başkanı şöyle diyor:
“Adayımız Dr. Erdoğan Özyalçın, yurtdışında eğitim almış, sonra da doğduğu şehre gelip, halka hizmete kendini adamış bir onkolog. Halk onu çok seviyor. Bizim halkın sevdiği bu adayımıza karşın, AKP’nin ikinci sıra adayı İstanbul’dan geldi, halkta büyük tepki var. AKP oy kaybedecek.”
‘Bu adam ne istiyor?’
CHP’nin mütevazı il başkanlığından çıkıp, AKP İl Başkanlığı’na yöneliyorum. AKP binası, her zamanki gibi yöresine göre oldukça büyük ve etkileyici. Teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı Selami Okatan çalışıyor, kendisine kartvizitimi uzatıp, İstanbul’dan geldiğimi, bir iki sormak istediğimi söylüyorum. “Cumhuriyet Gazetesi” yazılı kartvizitimi görünce, tavrı değişiyor, “Ne istiyorsun?” der bir havada, tepeden bakıyor.
“Mümkünse, birkaç soru soracağım, bir de adaylarla ilgili broşür rica edeceğim” diyorum.
Yanıt sert:
“Şu anda konuşacak kimse yok, istersen Dörtyol’da Kerem Optik var, başkan yardımcısı orada, ona git” diyor ve şu anda adını hatırlamadığım ofisboya sesleniyor:
“Hamiittt, gel adam ne istiyorsa broşür, falan onları ver” diyerek, kartvizitimi de elime tutuşturuyor.
Erzincan dönercisinin çalışanları, dönerin ocakta yanma riskini göze alarak benimle birlikte poz vermeyi kabul ettiler. Peki döner lezzetli mi, hiç kuşkunuz olmasın...
AKP’ye sinen kibir
Normalde, İstanbul’dan ta Erzincan’a gelmiş bir gazetecinin bu şekilde karşılanması, en azından Türk misafirperverliğine aykırı. Bırakın, muhalif bir gazetenin yazarını, düşmana bile, bir kahve ikramı, Türklerin bin yıllık geleneği.
Ancak, bizim yıllardır Recep Tayyip Erdoğan’dan başlayarak, öğrendiğimiz “Kibir”, en tepeden en aşağı, tüm AKP örgütüne sinmiş durumda. Bu kibir yüzünden, bin yıllık gelenekler de unutulmuş.
Erdoğan, hiç bir parti liderini, muhalif gördüğü tek gazeteciyi, biat etmeyen tek işadamını konuşacak kişi saymıyor ya, bu durum, en alttaki parti yöneticilerine de işte böyle yansıyor.
AKP’nin Erzincan’daki adayları Dr. Talha Erol Durmaz ve Avukat Serkan Bayram.
Dönerci garsonları
Erzincan’da herkes AKP yöneticisi gibi değil, konuklarını çok sıcak karşılayanlar da var. Mesela kentin en işlek meydanındaki Erzincan Dönerci’sinin kadın garsonları. Dolup dolup boşalan lokantada müşterileri memnun etmek için koşturup duruyorlar. Seçimle, kampanyayla ilgilenme fırsatları da yok. İşyeri sahibi İsmail Gül ve üç kardeşi ise, işe sabah 6’da geliyorlar. Aralarında anlaşma yapmışlar, 5 dakika geç gelen, ötekilere 50 bin TL ceza ödemekle yükümlü. Siyaset konuşmayı da pek sevmiyorlar.
Gönüllü öğrenciler
Erzincan’da dikkatimi çeken bir başka olayı da, Türkiye genelinde de ortaya çıkan, “Sandık güvenliği” konusu. CHP İl Başkanı ile görüşmeyi beklerken, iki kız öğrenci geldi, parti sekreterine “Sandık başında görev almak istiyoruz, ne yapalım?” diye sordu.
CHP, bu amaçla bir broşür hazırlamış, o broşürü alıp gitti iki kız öğrenci. Fotoğraflarını çekmek istedim, kabul etmediler.
Yasalara göre, “İsteyen seçmenler, seçim günü sandık müşahitliği yapabiliyor. Müşahitler, seçimin tarafsız yürütüldüğünü, sandık kurulunun görevini düzgün yaptığını” denetlemekle yükümlüler. Müşahitlik için başvurmak da kolay, il örgütüne gelip imzalı bir kağıt almak yeterli.
Sonuç: yine 1-1 olur
Erzincan, 2011 genel seçiminde iki milletvekili çıkardı. Bunlardan birini, yüzde 55 oy alan AKP, diğerini de yüzde 30 oy alan CHP aldı. Aradan geçen süre içinde, bu sonucu değiştirecek dramatik bir değişim olacağı öngörülmüyor. Konuştuğumuz vatandaşlara göre MHP’nin 2011’de aldığı yüzde 8’lik oy, bir vekil çıkarmaya yetmeyecek gibi. HDP’nin alacağı oylar ise barajı yıkmaya yarayacak.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!