Eski rektör yardımcısının itirafları... Dicle Üniversitesi’ni cemaatler yönetmiş

Darbe girişiminin ardından Fetullah Gülen Cemaati yapılanmasına yönelik operasyonda Dicle Üniversitesi’nden Rektörü Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç, Rektör Yardımcısı Sabri Eyigün ve Genel Sekreteri Mustafa Tuna tutuklandı, pazartesi günü de 64 akademik ve idari personeli gözaltına alındı.

Yayınlanma: 13.08.2016 - 15:29
Abone Ol google-news

Dicle Üniversitesi’nin yöneticilerinin ifadelerine Cumhuriyet ulaştı.Darbe girişiminden sonra görevden alınan ve FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan eski Rektör Yardımcısı Aslan Bilici, göreve geldiklerinden bu yana Fetullah Gülen Cemaati yapılanması ve çeşitli cemaatlerden öğretim üyeleri aldıklarını,17-25 Aralık Aralık soruşturmasının ardından Gülen cemaati üyelerini engelleyemeye çalıştıklarını hatta kendisinin bu yapıya üye akademisyenlerin ünvan almasını engellemek için YÖK ile görüştüğünü söyledi.

Kırkıncı cemaati üyesi olduğunu söyleyen Bilici, darbe girişiminin ardından üniversitede FETÖ üyesi olduğunu düşündüğü kişilerin listesini yapmaya başladığını belirtti. Bilici, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

 

Aslan Bilici: muhafazakar gruplarla birlikte hareket ettik

Eski Rektör Yardımcısı Aslan Bilici, 2008’de göreve geldiklerindeki akademik kadroyu “PKK sempatizanı” olmakla suçladı ve muhafazakar kesimle birlikte hareket ettiklerini söyledi. Bilici, “muhafazakar kesim olarak değişik gruplardan birlikte hareket ettik ve 2008 yılında Ayşegül Jale Saraç rektör seçildi bende rektör yardımcısı olarak görev yapmaya başladım. Bu süreçten sonra muhafazakar gruplardan öğretim elemanı alınmaya başlandı. Sadece Gülen’in elemanları alınmadı, her gruptan eleman alındı. Amaç üniversiteyi bölücü terör örgütü PKK’ya sempati duyan kadrolardan kısmen de olsa kurtarmaktı” dedi.

17-25 Aralık operasyonuna kadar bu şekilde devam etti

17-25 Aralık operasyonlarının ardından Gülen cemaatinin üniversitede kadrolaşmasını engellemeye çalıştıklarını anlatan Bilici, “17-25 Aralık operasyonuna kadar bu şekilde devam etti. Bunun sonrasında ise paralel yapının amacı anlaşılınca bir kısım idari kadroları üniversiteden uzaklaştırdı. Bu süreçte paralel yapı mensubu kimse üniversiteye alınmadı. Hatta paralel yapıya mensup doçentlik ünvanı bekleyen kişilere ilişkin bizzat YÖK ile görüştüm ünvan almalarının önüne geçmeye çalıştım” dedi.

Ben paralel değil Kırkıncı cemaatindenim

Kırkıncı Cemaati üyesi olduğunu söyleyen Bilici,“Ben paralel yapının dışında yer alan bir gruba mensubum, mensup olduğum grupta açık açık bu yapının yaptıklarını geçmişten bu yana eleştirmiştir. Üniversiteyi okuduğum dönemde de paralel yapı ile zıt olan bu yapıyı eleştiren Kırkıncı grubunun evlerinde kaldım. Ben paralel yapının parayı öncelemesi ve başörtüsü konusundaki tavrı nedeniyle de tepkiliyim” dedi.

Darbe girişiminden sonra FETÖ’cülerin listesini yapmaya başladım

Darbe girişiminin ardından üniversitede FETÖ’ye yakın olduğunu düşündüğü kişilerin listesini yapmaya başladığını açıklayan Bilici, şunları söyledi: “15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra FETÖ’cü yapıya mensup olduğunu bildiğimi kişilerin çalıştığı bölümler ve fakülteler dikkate alınarak isimleri not etmeye başladım. Bir kısmı not kağıdına yazdım bir kısmını flaş diske yüklemiştim. Hatta gözaltına alınmadan bir gün önce TEM şubeye giderek bu isimlere ilişkin hazırlıklarımın olduğunu ve bilgisini vereceğimi söylemiştim ancak gözaltına alınınca bunları veremedim. Eşime bu bilgileri ve dokümanları polise vermesini söyledim eşim de bunları polise verdi” diye konuştu.

Bilici etkin pişmanlıkla serbest

Mahkeme Bilici’yi adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Mahkeme tutanağında “Şüpheli Aslan Bilici'nin üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair tanık beyanları, ihbar tutanağı içerikleri dikkate alındığında şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kuvvetli suç şüphesi oluşturan somut deliller mevcut ise de şüphelinin örgüte ve örgüt üyesi olduğu iddia edilen kişilere ilişkin bilgi vererek adalete yardımcı olduğu ve etkin pişmanlıkta bulunduğu dikkate alındığında şüpheli hakkında bu aşamada tutuklama tedbirinin ölçülü ve orantılı olmayacağı dikkate alınarak şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanmasına ilişkin Diyarbakır C.Başsavcılığının talebinin reddine, şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu dikkate alınarak şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına..” ifadesi yer aldı.  


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler