Fikret Şenses'ten 'İktisada (Farklı Bir) Giriş'

“İktisada (Farklı Bir) Giriş”in önemi, Fikret Şenses’in iktisadın tanımı ve kapsamı için işin başında önerdiği ve iktisadı, “insanın maddi isteklerini ve gereksinimlerini karşılamak amacıyla giriştiği, üretim, bölüşüm ve tüketim etkinliklerinden kaynaklanan toplumsal ilişkiler bütününü” inceleyen bilim alanı olarak görmesinden kaynaklanıyor.

Fikret Şenses'ten 'İktisada (Farklı Bir) Giriş'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.02.2018 - 14:45

Anaakım dışındaki iktisat çalışması

Fikret Şenses’in kitabında, 1930’larda L. Robbins’ den başlayarak bugüne değin standart ders kitabı tanımı olarak süren, iktisadı, “kıt kaynakların insanların sınırsız ihtiyaçlarını gidermede nasıl dağıtılacağı” sorununa indirgeyen mekanik “pozitif iktisat” yaklaşımı terk ediyor. İşte bu yaklaşım, kitabın başlığındaki “farklı” nitelemesini haklı kılarken iktisadın, sosyal bilim ailesinin bir ferdi olduğunun altını çiziyor.

FARKLI BİR KİTAP

Türkiye’de iktisat okutanlar, uzun zamandan beri böyle çerçeveye sahip bir kitap arayışı içindeydi. Kitap, bu arayışa bir cevap oluştururken iktisadî konulara ilgi duyan herkese bir yol göstericiliğiyle de öne çıkıyor. Ben iktisadı, temelde insan davranışlarıyla ilgili bir sosyal bilim olarak algıladığımdan, insanların iktisadî davranışlarının, kendi ürettikleri kurum, ideoloji, kültür ve yaşadıkları tarihten bağımsız olarak anlaşılamayacağını sanıyorum. Bu nedenle de Şenses’in bu kitabını büyük bir heyecanla karşılıyorum.

Bugünün modern iktisadı, kapsam ve yöntem bakımından önemli sorunlarla karşı karşıya. Bu noktada durup düşündüğümüzde, anaakım iktisadın genel olarak gerçek (somut) insan davranışlarını ve güdülerini son derece basit ve dar bir çerçevede incelemeye çalıştığını görüyoruz. Gerçek (somut) insanların nasıl yaşaması gerektiği sorusuna cevap aramayan iktisadın, sınıf ve güç ilişkileri ortasında yaşayan gerçek insanların davranışlarıyla uğraştığını kabullenmenin tersliği apaçık görülüyor. Bu bakımdan İktisada (Farklı Bir) Giriş, gerçek (somut) insan davranışlarının iktisadıyla uğraştığı için önemli bir eser.

Bu geniş kitap, çok yerinde bir planla Antik Yunan’dan bugüne, iktisadî düşüncenin evrimini sıralayarak insanın, günümüze nasıl ve hangi aşamalardan geçerek geldiğini titiz bir yaklaşımla gözler önüne seriyor (Yazar, bu bölümde, genç iktisatçı Emre Özçelik’in katkısını da hakkaniyetle belirtiyor). Bu bölüm, iktisat tarihi boyunca, ulusçuluk, merkantilizm, fizyokratlar, klasik siyasal iktisat, Marksizm, marjinalizm ve neoklasikler, Avusturya Okulu, Keynesçi Devrim, kalkınma iktisadı, neoliberalizm gibi temel aşamalarda iktisadî düşüncenin nasıl insanlığın gelişme süreciyle iç içe olduğunu çok aydınlatıcı bir şekilde açıklıyor. Yalnız bu bölüm bile farklı bir kitapla karşı karşıya olduğumuzun göstergesi.

İkinci ve üçüncü bölümler, sorunlarıyla birlikte geniş ve ayrıntılı bir dünya ekonomisi resmi içinde, nüfustan gelir bölüşümü ve yoksulluğa kadarki tüm göstergeleri aracılığıyla Türkiye ekonomisini projektör altına alıyor. Bu bakımdan Şenses’in kitabı, üniversitelerimizde yaygın bir şekilde kullanılan, telif, çeviri ya da çeviri kokulu telif ders kitaplarının, ya olmayan veya âdet yerini bulsun diye Türkiye verilerini ekleyen yapılarının dışında bir yapıya sahip.

Kitabın dördüncü bölümü ise Şenses’in uzmanlığını da yansıtır biçimde, Türkiye ekonomisini 1923’ten başlayarak tarihsel gelişimi içinde ve belli kırılma dönemlerine de dikkat çekerek başarım, sorun alanları ve kırılganlıklar bakımından değerlendiriyor.

Beşinci ve altıncı bölümler, iktisadın biril (mikro), genil (makro) ayrımına dayanarak karar vericilerin ve bir bütün olarak ekonominin davranışıyla ilgili olarak kullanılan kavramları, tanımları ve teknikleri açık seçik anlatarak okuru yedinci bölümdeki güncel olayların analizine hazırlıyor.
 
“İKTİSATÇILAR” DENEN KİTLE

Çoğu, karmaşık yapıdaki güncel olayları iktisat açısından açıklamaya çalışan ve kitabın üçte birini oluşturan yedinci ve son bölüm, iktisat öğrencileri kadar iktisada ilgi duyan, iktisadî olayların gerisinde nelerin olup bittiğini merak eden okurlar için de çok yararlı. Güncel olayları geleneksel biril (mikro) ve genil (makro) başlıkları altında toplayan Şenses, fiyat oluşumundan karaborsaya, tarımdan işsizliğe, enflasyondan yoksulluğa, özel mallardan kamu mallarına, ticaretten merkez bankacılığına, finansmandan para-maliye-kalkınma politikalarına ve iktisadın her biri çok önemli uygulama alanlarına yetkinlikle doyurucu açıklamalar getiriyor.

Bu noktada, Türkiye’deki iktisat öğretimi hakkında iç açıcı bir değerlendirme yapmak kolay görünmüyor. Yüksek öğretim kurumlarının hepsinde, Anglosakson dünyasına koşut, anaakım kuramlarına dayanan öğretim programları uygulanıyor. O dünyada; yaşananlar ve yeni araştırma alanları, iktisadı neredeyse matematik ve istatistiğin uygulama alanı hâline getiren teknik incelik ve gelişmeler izlenirken anında buraya aktarılıyor. Bu süreç bugün o kadar iyi çalışıyor ki Türkiye’nin “seçkin” üniversitelerinden mezun olan iktisatçılar, ABD’nin en öndeki üniversitelerinin ihtisas programlarına rahatlıkla kabul edilip buraları tamamlayarak anaakım eğitimli orduya katılıyor, akademide ya da uluslararası kurumlarda çekici iş olanaklarından yararlanmaya başlıyor. Bu bir “başarı” mıdır? 2008’de ortaya çıkan ve bir ara küresel ekonominin neredeyse çöktüğünü bile düşündüren, hatta bugünlerde bile değişik alan ve yerlerde süren manzaraya yol açan koşullar irdelenirken gözden kaçan ya da çok az kişinin ilgisini çeken önemli bir etken var; “iktisatçılar” denen bir kitle... Bunlar, aralarında Nobel Ödülü alan veya almaya çalışanların da olduğu, akademik alanda iktisadî kuramlar dünyasında yazıp çizenlerden ve onların paradigmasında araştırma yapanlardan oluşuyor. Bu kişilerin tamamı anaakım çizgisindeki öğretim programlarının bir ürünü. Şenses’in kitabı, en başta koyduğu çerçeve ile işte bu çizginin dışına çıktığı için iktisadı bir sosyal bilim olarak insan-kurum ve tarih odaklı bir çerçeveye oturttuğu ve ayaklarını yere değdirdiğinden başlığındaki “farklı bir” nitelemesini hak ediyor. Tabii bunlardan çıkarılacak bir de ders var: Üniversitelerdeki iktisat ders programlarının, matematik ve istatistik yöntemler yanında, öğrenciye sağlam bir sosyal bilim temeli sağlayabilmek için uygarlık tarihi, iktisat ve düşünceler tarihi, sosyoloji, hukuk ve siyaset bilimi destekli olmasında yarar var. Öyle şanslıyız ki böyle bir program yapısının “giriş” kitabı da hazır bekliyor.
 
İktisada (Farklı Bir) Giriş / Fikret Şenses / İletişim Yayınları / 632 s.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler